Ağustos ayında milyonlarca kamu emekçisi ve emeklilerini ilgilendiren 2021-2023 yılı Toplu İş Sözleşmesi (TİS) Görüşmeleri yapılacak. Görüşmeler öncesinde Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Antalya Şubesi üyeleri TİS taleplerini kamuoyuyla paylaşmak için Akdeniz Üniversitesi Hastanesi önünde basın açıklaması yaptı. Basın açıklamasını SES Antalya Şubesi Eş Başkanı Kaan Taşer okudu. Taşer, her TİS döneminde olduğu gibi yapılan pazarlıkların “toplu satış sözleşmesi” ile sonuçlanmasını önlemek için TİS taleplerini her platformda dile getirmek zorunda olduklarını belirtti.
Taşer, "OHAL/KHK’leri sonuçlarıyla birlikte iptal edilmelidir. OHAL Komisyonu lağvedilmeli, ihraçlar işlerine iade edilmeli. En düşük temel ücret yoksulluk sınırı üzerinde olmalı, her türlü performansa dayalı ödeme sistemi kaldırılmalı. Haftalık çalışma süresi 35 saate düşürülmeli, engelli personelin çalışma saatleri engel durumuna göre ayrıca düzenlenmeli. Dini bayramlarda idari izinli sayılan günlerde tutulan nöbetler bayram nöbeti olarak kabul edilmeli mesai saatlerinin hesaplanmasına göre hak ve ücret kaybına uğratılmamalı. Acil nöbeti tutan sağlık emekçilerinin nöbet ücretleri tutulan mekâna göre değil hizmetin niteliğine göre belirlenmeli. İş kolumuzda tüm çalışanlara ek gösterge 3600’den başlayarak kademeli olarak arttırılmalıdır. Asgari ücret vergi dışı bırakılmalı, maaşın asgari ücret tutarını aşan kısmı için gelir vergisinin ilk dilimi olan %15 uygulanmalı" dedi.
Güç dengesizliği var
Taşer’in ardından konuşan Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası Genel Sekreteri Pınar İçel ise, "TİS sürecinde Yetkili yandaş konfederasyonun Kamu emekçilerinin çıkarları yerine kamu işvereni gibi davranması nedeniyle kamu emekçileri bir pazarlık yapamamaktadır. Grev yasağına bağlı güç dengesizliğinin olduğu, özgür olamayan, kısıtlanmış bir toplu sözleşme sürecinin zorunlu tahkimle kesilmesi toplum kesimleri arasındaki çatışmaların artmasına sorunların büyümesine yol açmaktadır. Çünkü grev yasakları grevleri önlemenin yanı sıra, çalışma ilişkilerinde çatışmaları artıran bir etkiye sahiptir ve bu çatışmalardan kamu emekçileri mali, ekonomik ve özlük hakları kapsamında her geçen gün daha fazla zarar görmekte ve çalışma koşulları olumsuz etkilenmektedir" dedi.
Alkış istemiyoruz
Antalya Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Naci İşoğlu'da sağlık çalışanlarının olması gereken haklarının verilmesi gerektiğini belirterek, "Pandeminin başladığı ilk günlerde ölümlerin hızlı bir şekilde artması, sağlık alanında hekimlerin ve sağlık çalışanlarının ölüm haberlerinin her gün bizlere ulaşması ile sağlık bakanımız çözüm yerine 'sizleri alkışlıyoruz' dedi. Bugüne kadar kaç alkış, kaç teşekkür duyduk. Biz sizlerden lütuf beklemiyoruz. Biz olması gereken haklarımızı vermenizi istiyoruz. Biz hakkımız olanı talep ediyoruz. Arkadaşlarımız taleplerimizi 23 kalemde sıraladı ama, bunun arkasında daha fazla eksiklik ve olması gereken şeyler var. Sizden lütuf beklemiyoruz. İyi çalışacağımız koşulları, emeğimizin tam karşılığını istiyoruz. Geleceğimize yansıyacak şekilde bunun resmi olarak belirlenmesini istiyoruz. Her gün çıkıp bize teşekkür edip, alkışlamanızı istemiyoruz" ifadelerini kullandı.
Murat ESENTEKİN
Taşer, "OHAL/KHK’leri sonuçlarıyla birlikte iptal edilmelidir. OHAL Komisyonu lağvedilmeli, ihraçlar işlerine iade edilmeli. En düşük temel ücret yoksulluk sınırı üzerinde olmalı, her türlü performansa dayalı ödeme sistemi kaldırılmalı. Haftalık çalışma süresi 35 saate düşürülmeli, engelli personelin çalışma saatleri engel durumuna göre ayrıca düzenlenmeli. Dini bayramlarda idari izinli sayılan günlerde tutulan nöbetler bayram nöbeti olarak kabul edilmeli mesai saatlerinin hesaplanmasına göre hak ve ücret kaybına uğratılmamalı. Acil nöbeti tutan sağlık emekçilerinin nöbet ücretleri tutulan mekâna göre değil hizmetin niteliğine göre belirlenmeli. İş kolumuzda tüm çalışanlara ek gösterge 3600’den başlayarak kademeli olarak arttırılmalıdır. Asgari ücret vergi dışı bırakılmalı, maaşın asgari ücret tutarını aşan kısmı için gelir vergisinin ilk dilimi olan %15 uygulanmalı" dedi.
Güç dengesizliği var
Taşer’in ardından konuşan Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası Genel Sekreteri Pınar İçel ise, "TİS sürecinde Yetkili yandaş konfederasyonun Kamu emekçilerinin çıkarları yerine kamu işvereni gibi davranması nedeniyle kamu emekçileri bir pazarlık yapamamaktadır. Grev yasağına bağlı güç dengesizliğinin olduğu, özgür olamayan, kısıtlanmış bir toplu sözleşme sürecinin zorunlu tahkimle kesilmesi toplum kesimleri arasındaki çatışmaların artmasına sorunların büyümesine yol açmaktadır. Çünkü grev yasakları grevleri önlemenin yanı sıra, çalışma ilişkilerinde çatışmaları artıran bir etkiye sahiptir ve bu çatışmalardan kamu emekçileri mali, ekonomik ve özlük hakları kapsamında her geçen gün daha fazla zarar görmekte ve çalışma koşulları olumsuz etkilenmektedir" dedi.
Alkış istemiyoruz
Antalya Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Naci İşoğlu'da sağlık çalışanlarının olması gereken haklarının verilmesi gerektiğini belirterek, "Pandeminin başladığı ilk günlerde ölümlerin hızlı bir şekilde artması, sağlık alanında hekimlerin ve sağlık çalışanlarının ölüm haberlerinin her gün bizlere ulaşması ile sağlık bakanımız çözüm yerine 'sizleri alkışlıyoruz' dedi. Bugüne kadar kaç alkış, kaç teşekkür duyduk. Biz sizlerden lütuf beklemiyoruz. Biz olması gereken haklarımızı vermenizi istiyoruz. Biz hakkımız olanı talep ediyoruz. Arkadaşlarımız taleplerimizi 23 kalemde sıraladı ama, bunun arkasında daha fazla eksiklik ve olması gereken şeyler var. Sizden lütuf beklemiyoruz. İyi çalışacağımız koşulları, emeğimizin tam karşılığını istiyoruz. Geleceğimize yansıyacak şekilde bunun resmi olarak belirlenmesini istiyoruz. Her gün çıkıp bize teşekkür edip, alkışlamanızı istemiyoruz" ifadelerini kullandı.
Murat ESENTEKİN