Hayatın telaşından bir an için uzaklaşıp tabiatın içine kendinizi attığınızda zamanın ne kadar yavaşladığını fark ediyorsunuz...
Dalgaların sesi, kuşların cıvıltısı, gün doğumları ve batımları, yaprakların hışırtısı, çiçeklerin rengi ve arıların vızıltısı, hepsi birer birer hayatınızdaki yerini almaya başlıyor...
Sonra insan soruyor, sahi nedir bu koşuşturmaca, insan var olduğu zamandan itibaren neden böyle bir koşuşturmacanın içerisinde, yaşamak neden bu kadar keyifliyken bir yandan neden bu kadar zor...
Yoksa yaşamayı zorlaştıran bizler miyiz diye de düşünmeden edemiyor...
Taksitler, bitmeyen ödemeler, yeni girilen borçlar, eskiyen koltuk takımını değiştirmeler, araba modelini yenilemeler sürekli yetmeyen bir şeylerin peşinde koşmalar... Önüme konan bir kuşu su içerken izledim, neden kuşlar yarın ne yiyeceğini düşünmeden yaşıyorlar, karnı doyduktan sonra kanatlarını açıp göklere süzülmekten başka bir derdi yok kuşların...
Biriktiren ve daha fazlasına sahip olmak isteyen tür sadece insan...
İnsanın bireysel ihtiyaçları eskiden bu kadar fazla değilken, hali hazırda hala depolayan insanın günümüzde ihtiyaç duymadığı şeylerin de peşinde koştuğunu görüyoruz...
Gerçekten buna ihtiyacım var mı sorusunu sormadan sürekli birşeylerin peşinde koşarken buluyoruz kendimizi...
Elde ettiğimiz ilk zamanlar kısa süren bir mutluluk yaşıyor, daha sonra ondan da sıkılmaya başlıyoruz...
Sonu gelmeyen bir tüketim çılgınlığının içerisinde önümüze konulan hedeflerle yaşıyoruz...
Sonra bir gün zaman bitiyor, elimizde kalanlara bakıyoruz...
Sonra ölüyoruz...
Götürdüklerimize bakıyoruz...
Bir parça bezle toprağa karışıyoruz...
O yüzden iyi değerlendirmeli insan zamanı...
Neyin peşinde koşup koşmayacağını iyi seçmeli...
İyi seçmeli ki zaman kaybolmasın
İyi seçmeliki bir kere gelinen şu dünyada zaten hiç bir zaman sahip olamadığı şeylerin peşinde yitip gitmesin...
Saygılarımla,
GÜNDEM
27 Ağustos 2018 - 09:58
Yitip Giden
GÜNDEM
27 Ağustos 2018 - 09:58