Yarın “İşçi Bayramı”..
Türk-İş Antalya İl Temsilcisi Cemil Ünal’a ve KESK-DİSK-TMMOB’ya göre; “1 Mayıs emekçi bayramıdır, bütün dünya çalışanlarının dayanışma günüdür”..
Bu durumda ne beklersiniz?
Türk-İş ve Birleşik Kamu İş’e bağlı sendikalar ile KESK-DİSK-TMMOB ve TTB’ye bağlı sendika ile meslek odalarının, bu bayramı “birlikte, birlik-beraberlik ve dayanışma içinde” kutlamalarını beklersiniz değil mi?
Ama göreceksiniz;
1- İşçi-emekçi temsilcileri, “İşçi Bayramı”nı ayrı yerlerde, farklı iki grup olarak kutlayacaklar..
2- Sadece Antalya’da değil Türkiye’nin her yerindeki “Emek ve Dayanışma Günü” kutlamalarında ve yürüyüşlerde işçi ve emekçiler “dayanışamayacaklar”..
Yıllardır yaptıkları gibi..
Çünkü; “siyaset üstü” olmaları gereken sendika ve odalar –maalesef- “siyasi partilerin arka bahçeleri”dir..
Çünkü; sendika ve odaların “ağaları” uzlaşır ve dayanışırsa, işçileri ve emekçileri “koyun” gibi güdemezler..
Çünkü; siyasi partileri “suflelerle” yönetenler, güçlerini (arka bahçelerini) kaybetmek istemezler..
Ah, işçi ve emekçi arkadaşlarım bunları bir anlayabilse..
Tehdit-tehlike aslında nereden geliyor, bir görebilse..
…
UZ-LA-ŞA-MI-YO-RUZ
Maalesef, “biz millet olarak uzlaşmayı çok istiyoruz, ama uzlaşamıyoruz..”
Uzlaştırmıyorlar..
Uzlaşmasınlar diye yapılan “algı operasyonlarına” çok çabuk kanıyoruz, düşünmüyor ve araştırmıyoruz..
…
Geçtiğimiz yılların bir 1 Mayıs’ında, işçi ve emekçilerin iki ayrı grup halinde bayramı kutlamalarını izleyen bir gazeteci arkadaşlarım soruyor:
“Böyle bir bayramı neden birlikte kutlamıyorsunuz?”
Sendikalardan cevap:
“Aslında karşılıklı olarak birbirimize birlikte kutlama yapmak için davette bulunduk.. Hatta görüştük, konuştuk.. Ama.. Biraraya gelinmesi için gerekli ortamı sağlayamadık..”
Yani diyorlar ki:
“Aslında biz uzlaşamadık, uzlaşamıyoruz, uzlaşamayız..”
Peki..
Neden bir araya gelinmesi için gerekli ortam sağlanamamış?
Efendim, “kutlamanın yeri ve yürüyüş sırası konusunda anlaşmazlıklar çıkmış, bu konuda ortak bir nokta bulunamamış”..
İki tarafın temsilcileri “aynen” böyle söylüyor..
“Uzlaşamamanın nedeni”ne bakar mısınız?
Vah benim insanım vah..
…
GERÇEK BAYRAM
Bunlara rağmen..
Çok büyük bir çoğunluğu işçi ve emekçi olan vatandaşlarımız, yarını gerçekten bir “bayram” gibi kutlayabilirler..
Tabii, eğer “bayram” ne demek diye sorar ve cevabını bulurlarsa..
Nedir bayram?
İster dini, ister milli, ister temsili olsun..
Bayram; “uluslara ait toplu sevinç, mutluluk ve ortak kutlama vesilesi olarak kabul edilen bir terim”dir..
Bayram günlerinde; “dargınlar barışır, dostluklar ve milli duygular pekişir, hoşgörü hakim olur”..
Peki biz ne yapıyoruz?
Uzlaşamıyoruz..
Ayrışıyoruz..
Ötekileştiriyoruz..
Milli duyguları ve dostlukları pekiştiremiyoruz..
Ortak sevinçler yaşayamıyoruz..
…
Özetle..
İşçi ve emekçi bayramında, işçi ve emekçi temsilcileri uzlaşamıyor, anlaşamıyor, ortak bir çözüm bulamıyor, her iki taraf da “ille de benim dediğim olacak” diye diretiyor..
İşçisi-emekçisi anlaşamayan bir ülkede “birlik-beraberlik” olmaz..
Ya ne olur?
Ülkenin işleri hep geri planda kalır..
Ve “ülkemizde huzur istemeyenler” de amaçlarına ulaşır..
…
İSTERSEK YAPARIZ
Diyorum ki;
İdeolojinizi ve duygularınızı bir kenara bırakıp “akılcı” olmak zorundasınız artık..
Haydi gelin; 1 Mayıs’ı gerçekten “emekçi bayramı, bütün dünya çalışanlarının dayanışma günü” olarak kutlayalım..
Ayrışmadan, çatışmadan..