Bu hafta sizlere ne gardıroplarınızdan ne de sezonda almanız gerekenlerden bahsedeceğim.
Bu soğuk kış zamanı, soğuktan korunacak neyiniz varsa birini ihtiyaç sahiplerine ayıracağınız gün olsun. Ülkemiz büyük bir yıkımın içinde mücadele verirken, insanlarımız acı içinde bir nefeslik umutlara sarılmışken, bugün el ele, yürek yüreğe, can cana vereceğimiz bir gün olsun.
6 Şubat 2023 tarihi, yüzyıl afetinin izlerini uzun süre benliğimizde, bedenlerimizde ve ruhlarımızda taşıyacağımız, acısını ve umudunu yıllarca unutmayacağımız bir gün olarak çoktan hafızalara kazındı.
İlk üç gün bir nefes daha kucaklarız diyerek taşınan umutlar yerini yavaş yavaş sessiz çığlıklara bırakırken, umutsuzluğu anmadan hayatta kalma mücadelesini kazanan canlarımızın yanında olma zamanıdır. Kimi en sevdiklerini, kimi eşini, kimi evladını, kimi yaşama sevincini kaybetti.
Acı yüklü endişeli bakışların altında soğumuş bedenler, o bedenlerin içine hapsolmuş yangın yeri yüreklere ufak bir dokunuş, bir yardım eli, bir ‘yanındayım’ hissi verebilmek insanlık borcumuzdur.
ÜŞÜMEKTEN UTANDIK
Antalya gibi sıcak bir memlekette bile her kış üst üste giyinen, şapka, şal, boyunluk, eldiven gibi daha çok kara ikliminde kullanılan kıyafetleri sıklıkla kullanan biri olarak ilk defa üşümekten bu kadar çok utandım. İçim kor kor yanarken parmaklarımın ucundaki o soğukluğu hissetmekten imtina ettim. Uyumaktan, yemek yapmaktan, ‘kan şekerim düştü’ bahanesiyle alacağım çikolatadan dahi utandım. Normal bir hayatın içinde yaşayan binlerce can, evinde, kendi yatağında pijamalarıyla öylece yatarken gözlerini açtıkları ya da hiç açamadıkları yıkıntılar altında öylece kalmışken, koltukta oturmaya utandım.
Sevdiklerimi düşündüm. Her şeyi yeni baştan büyük bir farkındalıkla süzdüm.
İsrafa daima karşı olmamıza rağmen, ‘üç günlük yalan dünya, en güzelini sen yaşa’ dedik ama var olma çabasını da çaresizliğe bırakmadık. Neye nasıl çare olabileceksek elimizden geleni yapmaya özen gösterdik.
Şimdi üşüyen yürekleri sarıp sarmalama zamanı
Kendi özenle seçtiğimiz kıyafetlerimizden coğrafya şartlarına ve hava koşullarına uygun planlama yaparak küçük, büyük demeden toparlayalım. İnsanlık adına atılacak adımların kardeşliğiyle hareket ederek planlı bir şekilde hazırlık yapalım. Empati kurarak, anda kalarak, orada o yıkımı hem bedenen hem ruhen yaşamış olanın kendi canımız olduğunu ve nasıl bir yardıma ihtiyaç duyabileceğimizi düşünerek bilinçli bir hazırlık planlayalım. Belli bir koordinasyon içinde ekipler gerekli çalışmaları yaparak umarım her bir canımıza destekleri ulaştıracaktır.
Şimdilik kendi ihtiyaçlarımızı askıya almamız gerek. ‘Can içinde sağ olduktan sonra hallolmayacak mesele yoktur’ derdi, rahmetlik babaannem. Biliyorum, sağ olan canların eksiklerini gidecek yürek hepimizde var. Benim gücüm yok deme! Dolabından, mutfağından, bir köşeye lazım olur diye ayırdığın o üç kuruş parandan yarar görecek nice canlar var. Sonrasında iyi ettiklerinden sebep, mutlu olan ruhunun farkındalığında, umut dolu yarınlarında sahip olacakların inan ki daha fazla.