Bu manzaraya dikkatli bakalım. Afrika ülkelerinden tanıdığımız seçim manzaralarını andırıyor. ABD’nin demokrasi ülkesi olmadığı apaçık ortada. Irkçılığın yeniden hortladı. İlk defa bir devlet başkanı oyların çalındı diyor. AGİT seçim gözlemcileri Trump'ı sert şekilde eleştirdi. Biden, “Yeterince eyalet kazandığımız açık” derken, Trump cephesi, Pennsylvania'da da oy sayımının durdurulmasını talep etti. Trump, sayımlarda usulsüzlükler olduğunu söylüyor. Demokratlar Trump’ın açıklamaları için “canavarca, eşi görülmemiş ve yanlış” diyor.
ABD rüyası çöktü. Zaten yoktu. Bize yıllardır demokrasi ülkesi (!) olarak anlatılan, yere göğe sığdırılamayan ABD’yi ibretle izlemeliyiz. Olası seçim yenilgisi göz önünde bulundurularak, Donald Trump giderek daha hassas bir şekilde tepki veriyor. Fox News’un dün gece Arizona eyaletini kesin sonuçlar henüz belli olmadan Joe Biden'a vermesine, Trump'ın çok öfkelendiği söyleniyor. Vanity Fair'in yazdığı gibi, ABD başkanı telefonu eline aldı, Fox patronu Rupert Murdoch'u aradı. İddiaya göre bağırıp çağırdı, haberin geri çekilmesini istedi, ama Murdoch buna aldırmadı. T-online muhabiri Fabian Reinbold, Fox News’un seçimde inanılmaz bir rol oynadığını söylüyor. Arizona'nın yanı sıra, Michigan'ı da Demokratlara erkenden verdi. Kanımca Almanya’nın perspektifinden değil, birçok ülke açısından durum içler acısıdır. Siyaset uzmanı Josef Janning, “Beyaz Saray'da daha insancıl, mantıklı ve öngörülebilir bir karakterin özlemini” dile getirirken, “Amerikalıların bizi tekrar sevmeleri, bizim için en iyisini istemeleri ve bencil olmadan bizi zarardan korumaları gibi köklü bir ihtiyaç” diyor. Ancak unuttuğu bir şey var: Dış politika, olmasını istediğimiz şey tarafından değil, gerçekte ne olduğu tarafından yönlendiriliyor. ABD’de 475.000 kişi ateşli silahlarla öldürüldü. Yaklaşık 600.000 cinayet, ateşli silahla ilgili suç vakalarının yaklaşık %80'ini oluşturuyor. %90'ından fazlasında erkekler mağdur ve bunların üçte birini 20-29 yaşları arasında. ABD'de 2015'ten 2019'a kadar polis tarafından vurularak öldürülen kişi sayısı şöyledir: 2015’te 994, 2016’da 962, 2017’de 986, 2018’de 990 ve 2019’da 999 kişi polis tarafından öldürüldü. Siyahların ölümcül polis şiddetinin kurbanı olma olasılığı daha yüksek George Floyd'un ölümünden sonra ABD’deki protestolarda Kaliforniya eyaletinde bir olan heyecan ve eleştiriye neden oldu. George Floyd, Minneapolis'teki bir polis operasyonu sırasında öldürülmüştü. Bir sokakta “Siyah Hayatlar Önemlidir” yazısının üzeri beyaz boya ile örtüldü. Kısaca: “Amerikalılar bizi tekrar sevsin” diyenlere şunu anımsatalım: Amerikalılar Amerikalıları sevemedi, bizi neden ve nasıl sevsin?
ABD ve onun tarafından sevilmeyi bekleyen Almanya, Fransa, İngiltere ve diğerleri, ne derse desin, Türkiye yolundan şaşmadan geleceğe ilerlemelidir. Biden veya Trump, hangisi kazanırsa kazansın, Amerikalıların bizi sevmesini değil, Amerikalıların bizim tarafımızdan sevilmeyi ummalarını sağlayalım. Bizim başka sorunlarımız var: Nüfusumuz yaşlanıyor. Ağır kronik hasta ve bakıma muhtaç yaşlılar hızla artıyor. Kadın cinayetlerini bir türlü önleyemiyoruz. Gençlerimizin eğitim, meslek ve istihdam sorunları çözüm bekliyor. Deprem hayatımızın bir parçası ve coğrafyamızın gerçeği, ama sadece bunu kabul etmek yeterli değil, buna uygun şehirleşme ve mimari gerekli. Cumhurbaşkanımızın da ifade ettiği gibi, Üniversitelerimizin kaliteli eğitim ve öğretim vermesini sağlamalıyız. Demokratikleşme devam etmeli. Sosyal politikalarımız refah dağılımını daha da adil hale getirmeli. Biden ve Trump’a değil, zihnimizi ülkemizin bekası ve refahına yormalıyız….