Bugün, “sizi çok düşündürecek” bir konuya gireceğim..
Konu; insanların, devletlerin, dinlerin ve ekonomilerin “geleceği” ile ilgili..
1600’lü yıllarda İngilizler tarafından kurulan bir “300’ler Komitesi” var..
Ve dünyayı işte bu “Komite” şekillendiriyor, hatta yönetiyor..
Siyasetçiler, ekonomistler, bilim adamları, işadamları, devletleri yönetenleri yönlendirenler de bunlar..
Ülkelerdeki “iktidar kavgaları” asıl amacı gizli tutmak için vitrine sürülen birer maske..
Siz sağ-sol çatışmaları, iktidar-muhalefet çekişmeleri ile uğraşırken, bu 300’ler Komitesi, “dünyayı istediği nüfusa ve istediği şekle” getiriyor, farkında değilsiniz..
İşte bugün, “bunu fark ettirmeye” çalışacağım biraz..
Daha ötesini öğrenmek için, “John Coleman’ın yazdığı 300’ler Komitesi” kitabını bulup okuyabilirsiniz..
…
Biliyorsunuz; İngiltere, “üzerinde güneş batmayan ülke” olarak tanımlanır..
Dünyanın hemen her yerindeki “sömürgeleri” nedeniyle böyle denir..
“300’ler Komitesi” de işte bu ülkenin bir ürünüdür..
Şöyle ki;
Dünyayı 1600'lü yıllardan beri, “uyuşturucu ticareti” parasıyla servetler kazanmış ve başında İngiliz monarşisinin bulunduğu 300 kişilik bir komite yönetiyor..
“Sömürgeleri” yeterli bulmamış olacaklar ki, “dünya kendilerinin olsun” istiyorlar..
Bu nedenle de, yüzlerce yıl öncesinden bu yana adım adım uygulanan bir plan yürütüyorlar..
…
İŞTE BÜYÜK PLAN
Nedir bu plan?
1- Dindarlık kisvesi altında "Dinler arası diyalog" senaryosu içinde bütün dinleri tek bir din altında birleştirmek..
(Ülkemizde sosyal medya aracılığıyla Müslümanlığı itibarsızlaştırmak için yapılan algı operasyonlarını sanırım görüyorsunuz..)
2- Kalkınmakta olan ülkelerde endüstriyelleşmeyi önlemek, tarımı ortadan kaldırmak..
(IMF ve Dünya Bankası bu amaçla kurulmuş organizasyonlardır.. Siyasi erki kullanarak, bize bugüne kadar hep, “siz yapmayın, biz size ucuza verelim” diyerek, üretim yapmamızı engellediler, çeşitli anlaşmalarla da tarımımızı körelttiler.. Şimdi ülkemizde üretim ve tarım gelişmeye başlayınca da, bunu yapan iktidarı alaşağı edebilmek için her yolu deniyorlar..)
3- Bütün dünyada halkları “devlet yardımı” ile yaşayacak hale getirmek..
4- 2050 yılına kadar dünya nüfusunu açlık, salgın hastalıklar, kanser, savaşlar, doğumları azaltmak ve eşcinselliğin yaygınlaştırılmasıyla en az 3 milyar kişi azaltmak..
(İstanbul’daki LGBT gösterileri, dünyanın çeşitli ülkelerinde eşcinselliğe ve biseksüelliğe özendirme, eşcinsel ve hayvanla insan evlilikleri gibi gelişmeler, bunun birer örneğidir.. Şu anda erkekler için kadın robot, kadınlar için de erkek robot üretiliyor..)
5- Halkları din ve uyuşturucu kullanımını arttırarak kontrol etmek..
(Din derken, bildiğimiz dinleri insanların hoşlarına gidecek şekilde değiştirerek, gerçek dinden uzaklaştırmak.. ABD ve Avrupa’daki yeni akım tarikatlar boşuna boy göstermiyor.. Uyuşturucu ise, artık ilkokullara kadar yaygınlaştı.. Bunları göremiyor olamazsınız, değil mi?)
6- Bütün “milliyetçilik” akımlarını yıkmak ve “üniter devletlerde çok kültürlülük” adı altında bölünmeyi sağlamak, “kolay yönetilebilir küçük feodal devletler” oluşturmak..
(Yakın çevremizden örnek PKK, IŞİD, YPG vesaire ve bunların siyasi yapılanmalarının faaliyetleri-işbirlikleri gibi..)
7- Dünyada “eğitim düzeyini” aşağı çekmek..
(Önümüzdeki birkaç yıl içinde, örneğin 2035’e kadar bütün dünyada okulların kaldırılması planlanıyor.. Tahsil yapmak, iş bulmak ve çalışmak bireylerin özel gayretine kalacak..)
8- “Yandaş medya” ile halk kitlelerinin beyinlerini yıkayarak umutsuzluğa düşmelerini sağlamak..
(Nitekim ülkemizde Cumhuriyet, Sözcü, Fox TV gibi yayın organları, bunun için özel seçilmiştir..)
9- Ülkelere "demokrasi" getirmek adı altında saldırarak, doğal kaynaklarını ele geçirmek..
(ABD başta Ortadoğu olmak üzere, saldıracağı bütün ülkeler için “demokrasi getireceğiz” demiyor mu? Şu anda başta CHP ve HDP olmak üzere bütün muhalefet, “demokrasi ve demokratik haklar” diyerek iktidara saldırmıyor mu? Bunların hepsi, planın bir parçası..)
…
SÖYLEYENE BAK
19. yüzyıl'da birçok kez Birleşik Krallık (İngiltere) başbakanı olmuş, Yahudi asıllı devlet adamı Benjamin Disraeli diyor ki;
"Seçilmiş hükümetler, pek nadiren halklarını yönetirler..”
Yaklaşık 200 yıl sonra bile, bu görüş hala geçerliliğini koruyor..
…
Alman Dışişleri Bakanı ve AEG Başkanı olarak tanımlanan, Weimar Cumhuriyeti döneminde Dışişleri Bakanlığı yapan Yahudi politikacı Walther Rathenau’ya da kulak verelim:
“Birbirini tanıyan sadece üç yüz adam, Avrupa'nın hatta dünyanın kaderini idare etmektedir..
Bu adamlar haleflerini kendi çevrelerinden seçerler..
Ve bu adamların, ‘tasvip etmedikleri her devleti’ yok edecek araçları bulunmaktadır.."
…
İYİ DÜŞÜNÜN
Özetle..
Dünyayı yönetmek amacıyla kurulan bu 300'ler Kurulu..
“İngiliz Derin Devleti”ne bağlı bütün kuruluşlar gibi, bir yayılma ve genişleme politikası belirledi..
Rothschild ve Rockefeller hanedanları ve bu gibi, seçtikleri halefleriyle de adım adım planı uyguluyor..
“Ejder yolu Projesi” bile bu planın bir parçası..
Şu anda planlanan ve yapılması gerekenler henüz tamamlanmadı; günümüzde de sürüyor..
…
Bunları bir düşünün de..
Söyleyeceğiniz sözleri, atacağınız adımları, hatta vereceğiniz oyları buna göre belirleyin derim..
Karar sizin..