Dün internet gazetelerinde şöyle bir haber yer aldı:
“Türkiye'den uluslararası sularda uyuşturucu tacirlerine büyük operasyon..
İçişleri Bakanlığı'ndan, uluslararası sularda yapılan 'Birlik Operasyonu'nda, yaklaşık 5 ton toz esrar ele geçirildi ve 13 kişi gözaltına alındı..
Ele geçirilen uyuşturucu miktarının cumhuriyet tarihinin en büyük miktarı olduğu belirtildi..”
…
BOŞA KÜREK ÇEKMEK
Bunu aklınızda tutun..
Ve uyuşturucu operasyonlarında yakalanan madde ya da kişileri görüp de, “oh, çok şükür yakalamışlar, kurtuluyoruz bu illetten” diye sevinmeyin..
Çünkü, biraz sonra aktaracağım bir “lise öğrencisi”nin anlattıklarından sonra, sadece bizde değil dünyanın her tarafında yapılan “uyuşturucu operasyonları”nın aslında “boşa kürek çekmek” olduğunu göreceksiniz..
…
Bugün sizi, çocuğu-kardeşi olan herkesi çok yakından ilgilendiren bir “uyuşturucu gerçeği” ile tanıştırmak istiyorum..
Lise öğrencisi genç kızın söylediklerini dehşetle dinledim..
Okulunun adını yazmayacağım..
Gazetede okuduğu bir haberle alay ediyordu..
Haberde, Türkiye’deki gençliğin yüzde 50’ye yakınının “madde bağımlısı” olduğu vurgulanıyormuş..
“Bu adamların hiçbir şeyden haberi yok, ne yüzde 50’si, en az yüzde 80’i madde bağımlısı” dedi..
Sözleri dikkatimi çekmişti..
Biraz daha konuşturmaya çalıştım..
Anlattıkları inanılmazdı..
“Benim okul dahil, Antalya’daki öğrenciler arasında madde kullanımı çok yaygın..
Hatta, okul tuvaletlerinde bile esrar içiliyor..
Haplar elden ele dolaşıyor..
Birçoğundan bazı öğretmenlerin de haberi var..
Yetkililer iyi bir araştırma ve soruşturma yapsa, her şey ortaya çıkar..”
…
Uyuşturucu tacirlerinin, bırakın liseleri ve üniversiteleri, artık ortaokul ve ilkokullara kadar uzandığını hepimiz biliyoruz..
Okul önlerinde alınan “güvenlik önlemleri” ile bu işin önüne geçilemeyeceğini de yine bu genç kızımız açık bir şekilde ifade etti..
Çünkü..
Faaliyet okulun dışından daha çok içinde yapılıyor imiş..
Buna çok küçük yaştakileri bile kabul eden disco-bar, hatta cafe türü yerleri de ilave edin..
…
ÖNLEMEK ÇOK ZOR
Bakın, bir “operasyondan” yola çıktık, nereye geldik..
Polis, uyuşturucu tacirlerine aman vermemek için her yerde elinden geleni yapıyor..
Ama, “madde bağımlılığı” operasyonlarla, polis önlemleriyle önlenecek bir sorun değil..
Silah ve ilaç tacirleri için nasıl ki, “insanın bir değeri yoksa”, uyuşturucu tacirleri için de yok..
Savaş çıkmış, salgın hastalık varmış, insanlar acı çekiyormuş, gençler uyuşturucu müptelası olmuş, aileler perişanmış, umurlarında bile olmaz..
Bu tacirler için her şey “para ve güç”..
Bunu en kolay ve en çok nereden bulacaklarsa, gider onu yaparlar..
Biri-birkaçı yakalansa da farketmez, yerini hemen biri doldurur..
…
İşte bu nedenle, “Cumhuriyet tarihinin en çok ele geçirilen uyuşturucusunu” ele geçirseniz ne olur, geçirmeseniz ne olur..
Bu tamamen bir “arz ve talep” meselesidir..
Dünyada “fahişelik ve rüşvet”le birlikte, binlerce yıl da geçse önlenemeyecek 3 şeyden biridir..
…
Peki, “gerçek böyle” diye uyuşturucu serbest mi bırakılsın?
Elbette hayır..
Ama, anne ve babalar polisiye önlemlere bakıp da umutlanmasın..
Çocuklarını ve çocuklarının arkadaşlarını, özellikle okul içindeki durumunu sıkı takip altına alsın..
İlkokuldan başlayarak bütün gençlere “uyuşturucunun kişiyi hangi hallere soktuğu” gösterilsin, fark ettirilsin..
Sadece bu yöntemle, uzun yılları alacak bir “bilinçlendirme” çalışmasıyla –BELKİ- madde kullanımının önüne geçilebilir, BELKİ..
…
‘POP KÜLTÜRÜ’ ESİRİYİZ
Bugün pek çoğumuz hayatımızı “popüler kültür” ve değerlere göre yaşıyoruz..
Farkında mısınız bilmem..
Bu şekilde giderek “gerçek yaşam”la aramıza büyük ve güçlü bir örümcek ağı örülüyor..
Para ve güç peşinde koşanlar, her konuda bizi istedikleri yere götürüyor..
Böyle bir durumda anne-baba olmak da zor, genç olmak da..
Bunu görebilen, kendini de çocuğunu da kurtarabilir..
Yoksa, yandı gülüm keten helva..