İnşaat Mühendis Odası (İMO) Genel Başkanı Cemal Gökçe, Gerçek Gazetesi’ne verdiği röportajda demiş ki;
“Dört mevsimi aynı anda yaşayan dünya kenti Antalya’yı gözbebeğimiz gibi korumalıyız..
Antalya çok özel bir kent..
Öncelikle her kentin bir anayasası, kenti yönetenlerin de o anayasaya uyuyor olması gerekir..
O anayasanın da merkez ya da yerel düzeydeki politikacılar tarafından değil, bilimsel çalışmalar çerçevesinde uzmanlar tarafından yapılmalı..”
Ardından da vicdanlara seslenerek, “Antalya’yı ranta teslim etmeyin” diye bir çağrıda bulunmuş..
…
AH BU AÇGÖZLÜLÜK
Gökçe’nin, “kent anayasası” dediği şey, 1/100 binlik “Çevre Planı”..
Ve söylediği her kelimeye imza atarım..
Bu planı yerel yönetimler değil, sadece “ilgili Bakanlık” yapar..
İşte bu planın Antalya için mutlaka yapılması gerektiğini 90’lı yıllarda Yeni İleri’de iken defalarca yazdım..
Yetmedi, TV’ye konuk ettiğim politikacılarla ve yerel yöneticilerle tartıştım..
Sanırım, böyle bir plan yapıldı..
Ama, insanoğlunun aç gözlülüğü nedeniyle maalesef gerektiği gibi hiç uygulanmadı/uygulanamıyor..
…
Yine 90 yıllarda, “afetleri Allah, felaketleri insan yaratır” başlıklı bir yazı yazmış ve bu “açgözlülüğe” dikkat çekmiştim..
- Doğal su yollarının imara açılması sonucu, o alanlara yapılan binaların sular altında kalması gibi mesela..
- Orman ve tarım alanlarının imara açılarak doğal ve iklimsel dengelerin bozulması gibi mesela..
- Zemin analizleri yeterince yapılmadığı için, malzemelerden çalındığı için çatlayan-çöken binalar gibi mesela..
- Denize milim milim kayan falezlere çok yüksek katlı yapı izni verilmesi gibi mesela..
Hepsi sadece “maddi ya da siyasi RANT” için yapıldı..
Ve birçok felaket yaşandı..
Gariptir, insanoğlu bunlardan hiç ders almadı..
Ve bu insanoğlu zamanı geldi meclis üyesi veya başkan olarak yerel yönetici oldu..
Birçoğu “yasa yapıcı” olarak TBMM’ye gitti..
Sonuç?
“RANT” hiç hız kesmedi, kesmek gibi bir niyeti de yok..
…
KENTLER “CANLI”DIR
Bir de madalyonun öteki yüzüne bakalım..
Kentler, tıpkı canlı organizmalar gibidir..
Sürekli bir büyüme, gelişme ve dinamizm gösterirler..
Bu öylesine hızlıdır ki; kenti yönetenler buna ayak uydurmak zorundadır..
Ayak uyduramazsa, -tıpkı Antalya gibi- kent “RANT”a kurban edilir..
Ve yüzde 80’i “kaçak” yapılaşma ile dolar, bu kaçaklar “emsal” olur, kenti yönetenler de buna engel olamaz..
İşte bu durumda devreye girmesi gereken 100 binlik, 50 binlik, 25 binlik, 5 binlik ve binlik planlar sadece “plan tadilatı” yapılarak uygulanabilir hale gelir..
Çünkü; hiçbir yerel yönetici vatandaşın isteklerini görmezden gelemez..
Yapacağı tek şey, bu istekleri (ki çoğu RANT içerir) mümkün olduğu kadar kentin var olan dokusuna uydurmaktır..
Yoksa, mahkemelerden başını kaldıramaz..
Yani, (sonunu hiç düşünmeyen) insanoğlunun aç gözlülüğünün önüne geçmek pek mümkün değildir..
…
ASLINDA AMAÇ BAŞKA
Aslında Gerçek Gazetesi, bu röportajla İMO’nun ve CHP’nin söylemlerinin aynı olduğunu ortaya koyarak, Büyükşehir Başkanı Menderes Türel’e karşı “rantçı başkan” algısı yaratmaya çalışıyor..
Oysa, birdenbire ve çok büyük bir süratle büyüyen Antalya, şu an geçmişte yapılan “imar hataları” nedeniyle çok sancı çekiyor..
Türel, iki dönemdir bu sancıları ortadan kaldırmak için sürekli bir “dönüşüm” çalışması içinde..
Çünkü, İMO Genel Başkanı’nın sözünü ettiği o Antalya’nın, başka türlü kotarılması mümkün değil..
Türel, “kişisel rant”tan çok “kentin rantını” arttırma projeleri geliştiriyor ve uyguluyor..
Böylece herkes kazanıyor..
Ve çocuklarımıza-torunlarımıza “daha iyi yaşanabilir bir Antalya” kazandırılmaya çalışılıyor..
…
GÖKÇE ANLAMIŞ MIDIR?
Evet, İMO Genel Başkanı’na katılıyorum;
“Sadece meslek insanları olan mühendisler ve mimarların değil, şehir plancıları, sosyologlar, hukukçular, tıp insanları, sivil toplum örgütleri, kentte yayın yapan görsel-yazılı medya temsilcilerinin katılımıyla bir kent anayasasının yapılması lazım..”
Ama, sadece bunlarla yapılacak planın “kentin dinamizmine-hızına ayak uydurması” pek mümkün değiL..
Çünkü; ne yazık ki, meslek odaları da politikanın/politikacıların esiri olmuş durumdalar ve “ortak bir noktada” buluşmaları zor, çok zor..
Unutmayın, kent koşar uzmanlar yürürse “RANT” kaçınılmaz olur, Antalya ranta teslim olur..
...
Bilmem anlatabildim mi sayın Cemal Gökçe?