“Asgari ücretle” çalışan bir arkadaşım dün, “abi, şu asgari ücreti yazar mısın” dedi..
“Günlerdir medyayı ve sosyal medyayı izliyorum da, bu ülkenin gerçekleri kimsenin umurunda değil, herkes ‘Rabbena Hep Bana’ davasında” diye de devam etti..
Etkilendim ve bugün işte böyle bir yazı çıktı ortaya..
…
KISTAS “ENFLASYON”
Biliyorsunuz..
Milyonlarca insan asgari ücretin belirlenmesini bekliyor..
2020 yılı asgari ücret zammı için ikinci toplantı, önceki gün yapıldı..
Yaklaşık 7 milyon işçinin maaşını, 81 milyonu etkileyen zamları belirleyecek olan asgari ücret görüşmelerinde masaya değişik alternatifler getiriliyor..
En belirgin gelişme şu;
İşçi temsilcisi Türk-İş, “asgari ücret yüzde 27 zamla net 2 bin 578 lira olsun diyor..
Ama, işveren o kadar cömert değil..
İşveren temsilcisi TİSK ise, “net 2 bin 200 lira” teklif ediyor..
İşçi ile işveren temsilcileri talepleri arasındaki üç kat fark pazarlıkların zorlu geçeceğini gösteriyor..
…
İşçi konuşuyor, işveren konuşuyor da, hükümet ne diyor?
Bu noktada herkesin bilmesi gereken bir şey var..
Hemen herkes “asgari ücreti hükümet belirliyor” zannediyor..
Bu nedenle de Ak Parti iktidarına ve Erdoğan’a veryansın ediyor..
Ama, hayır..
Asgari ücreti işçi ve işveren temsilcileri belirliyor, hükümet sadece “arabulucu”..
Hem işçi hem de işveren bakış açısını dikkate alıp, günün şartlarına göre ortak noktada buluşmaları için çalışıyor..
Hükümetin sorumlu olduğu tek şey; “enflasyonun artmasının önüne geçecek politikalar üretmek, yani ekonomik istikrarı sağlamak”..
…
KEŞKE 5 BİN TL OLSA
İşçi ne kadar ister, işveren ne kadar verir, bütün bu hesaplamalar yapılacak..
Bu, toplantılarda masaya gelecek ve tartışılacak..
Bu toplantılar sırasında geçim endeksleri, fiyat artışları ve ailelerin ihtiyaçları gibi konular da konuşulacak..
Burada hükümet de “arabulucu” olarak devreye girecek ve “orta yol” bulunmaya çalışılacak..
Birkaç gün içinde bunlar biter..
Birileri sevinir, birileri üzülür..
…
Ben burada asgari ücretle çalışan arkadaşımın söylediği, “bu ülkenin gerçekleri kimsenin umurunda değil, herkes ‘Rabbena Hep Bana’ davasında” şeklindeki sözlerine dönmek istiyorum..
Ekonomi o kadar çok çeşitli argümanlardan oluşuyor ki, tahmin bile edemezsiniz..
Temelde hepsi bir “para hesabı”..
Ve bu hesabı etkileyen “insan psikolojisi” dahil, çok fazla etken var..
Keşke asgari ücret net 5 bin lira olabilse, bunu kim istemez?
Ama, “gelişmekte olan, geçmişteki hatalar nedeniyle üretimde hala ‘ınga bebek’ durumunda bulunan ülkemizin gerçeklerini düşünmek zorundayız..
…
Şu anda bir savaşın içinde olduğumuzu, kaçınız biliyor?
Ayrıca onlarca yıldır “terör” belasıyla boğuşuyoruz..
Çok para harcadığımız savunma sanayii ve teknoloji ürünlerini üretme mücadelesi veriyoruz..
Bütün bunların çok ağır bedelleri var..
Eğer dikkat edilmez, EYT ve asgari ücret dahil bütün hesap-kitap işleri iyi yönetilmez ise, bu ülke geçmişte yaşadığımız krizlerden daha ağırıyla karşı karşıya kalır..
…
SÖYLEYENE BAKIN
Bu nedenlerle..
Asgari ücret üzerinden hükümete yüklenip siyasi çıkar peşinde koşanlara itibar etmeyin..
Bir söze bakın, bir de söyleyene..
İşçilerle işverenler “ülke gerçekleri” ışığında bir orta yol bulacaklardır..
Enflasyon düştükçe, asgari ücret de kendiliğinden artmış olacak zaten..
Önemli olan, bu ülkede huzur ve istikrardır..
Bunu asla unutmayın..