Tarih, 12 Mayıs 2014..
Akdeniz Manşet Gazetesi’nde “Konyaaltı’ndaki bu dere tapulu” başlığıyla bir haber yayınlandı..
Haberde, “Konyaaltı Belediyesi’nin, halka ait dereleri tapularda şahıslar adına tescil edip mülkiyet alanında gösterdiği” iddia ediliyordu..
Daha da önemlisi; “açılacak kamulaştırmasız el atma davalarıyla kamunun milyonlarca lira zarara uğrayabileceği” belirtiliyordu..
Ve evet, bugün bu iddialar bir bir gerçekleşiyor..
…
DERE YATAĞINA İMAR
Biliyorsunuz..
Dere yatağı gibi “kamuya ait” yerler imara açılamaz, şahıslar adına tescil edilemez..
Sözü edilen ve örnek gösterilen yer “Arı Deresi”..
Gürsu Mahallesi Akdeniz Bulvarı üzerindeki Crowne Plaza Oteli’nin batı bitişiğinde yer alan, Konyaaltı sahilinden denize dökülen dere..
“Kamunun zarara uğrayacağını” ileri süren kişi de, Muratpaşa Belediye eski Başkan Yardımcısı ve Harita Mühendisi Cemal Altan..
Diyor ki;
“Konyaaltı Belediye Başkanı Muhittin Böcek’in burada imar uygulaması yaptığını öğrendik.. O dönem Büyükşehir Belediye Başkanı da CHP’li Mustafa Akaydın’dı..”
Kimmiş?
CHP’li Büyükşehir Belediye Başkanı ile CHP’li Konyaaltı Belediye Başkanı..
Ne yapmış bunlar?
Belediye yönetimi, kanunlarla kamuya ait olan mevcut dereleri “tescil harici” bırakması gerekirken, bunu yapmamış..
Şahıslar üzerine “düzenleme ortaklık payı” içerisine katmış..
Nasıl yapmış bunu?
Dereyi, “semt spor sahası vasfı ve ilköğretim alanı” olarak tescil ederek,” imar adası ve parsel numarası” vererek..
Bu tapular da şahıslar adına tescil edilmiş..
Bitmedi..
Tescil edilen bu dereler “şahıs malı olduğu” dikkat edilmeden (yerseniz tabii) CHP’li Mustafa Akaydın’ın başkan olduğu dönemde Büyükşehir Belediyesi ASAT Genel Müdürlüğü tarafından ihale edilmiş..
Denize kadar olan 2 imar adası, “halka ait dere olarak” düşünülerek birkaç metre genişliğinde drenaj kanalı çalışması yapılmış ve kanal açılmış..
Ortasından drenaj kanalı geçen yerde semt spor sahası mı olur?
Ama Muhittin Böcek olduruyor işte..
…
BÖCEK-TÜREL FARKI
Aslında bu dere yatağının tapuları şahıslara onlarca yıl önce verilmiş..
Bunu Muhittin Böcek de biliyor..
Yapması gereken şey; tapu sahipleriyle anlaşarak burayı kamulaştırıp, “amacına uygun bir dere yatağı” haline getirmek olmalıydı..
Böyle yapmak yerine, “kamulaştırmasız” el atıp imara açıyor..
Böylece tapu sahiplerine milyonlarca lira “tazminat ödeme” yolu açarak “kamu zararı” oluşmasına neden oluyor..
Bu tazminatları Muhittin Böcek ve Mustafa Akaydın ödemeyecek, vatandaş ödeyecek..
…
Nitekim, Menderes Türel görev geldiğinde ASAT, bu yanlışı düzeltmek için Konyaaltı Belediyesi’ne “tapu iptal davası” açıyor..
Ancak, mahkeme burada davanın tarafı olarak ASAT’ı değil Hazine’yi gösteriyor..
ASAT da Hazine’ye bir yazı yazarak, “duruma el atılmasını ve kamu zararının önüne geçilmesi gerektiğini” bildiriyor..
Şu anda davalar ve işlemler sürüyor, durum hala berraklaşmış değil..
Hani, “bir deli kuyuya bir taş atar kırk akıllı çıkaramaz”mış ya, o misal..
…
HANGİSİNİ SEÇERSİNİZ?
Başta Muhittin Böcek’in, ardından Mustafa Akaydın’ın yanlış iş yapmaları, bakın olayı nereden nereye getiriyor..
Ve bu yanlışı düzeltmek, “kamu zararı” yaratılan Antalya’nın bir ilçesini “milyonlarca liralık tazminattan kurtarmak” yine Menderes Türel’e düşüyor..
Şimdi de “yanlışı yapan”la “yanlışı düzeltmek için çırpınan” bu iki kişi Büyükşehir için yarışıyor..
…
Elinizi vicdanınıza koyun ve söyleyin;
Hangisini “Başkan” olarak görmek istersiniz?