Bir süredir, “sokakta yaşayan kedi ve köpekler”le ilgili tartışmalar yine alevlendi..
Sık sık söylüyorum, tekrar edeyim;
Bu hayvanları sevmeyebilirsiniz..
Onlara zaten bir faydanız yok, ama hiç olmazsa zarar vermeyin..
Unutmayın ki;
Köpek, yeryüzünde seni kendinden daha çok seven tek canlıdır..
…
SEBEBİ “İNSAN”
Bir arkadaşımız mahallesinde bazı köpeklerin saldırgan davrandığından, kümes hayvanlarını parçaladığından söz eden bir paylaşım yaptı..
Buna bir hayvansever cevap verdi..
Ve bu cevaplar keskinleşti, iş restleşmeye kadar vardı..
Bu sertleşen diyaloğa dışarıdan olumlu-olumsuz müdahaleler, akıl verenler oldu..
Ama içlerinden bir tanesi de çıkıp, “o hayvanları suçlamayalım, böyle davranıyorlarsa sebebi biz insanlarız” demedi..
Ne o, şaşırdınız mı?
Evet, suçlusu biziz..
…
Normalde sokakta yaşayan hiçbir kedi ve köpek insanlara saldırmaz..
“Hırlıyorsa” kendisine bir zarar verileceği korkusuna girmiştir ve kendini korumak adına yapabileceği tek koruma mekanizmasını çalıştırıyordur..
Çünkü, sokakta yaşayan hayvanların hemen hepsi de çok korkaktır..
Aç ve susuzluktan bitap düşüp, “bana yardım et” diye yaklaştığı insanlar tarafından sürekli itilip kakalanır, taş ve tekme atılır, kovalanır, bağırılır..
Sevmeyenler tarafından genellikle şiddet görür..
Önüne bir tas su ve yiyecek konmak yerine her yerden kovalanır..
Daha olmazsa, belediye aranır ve “ÖLÜM KAMPI” olan barınaklara gönderilir..
…
ONLAR DA CAN
Biraz empati yapın ve bir an için koyun kendinizi bu hayvanların yerine..
Onlar da can..
Bir insan olarak SEN ne hissediyorsan, aynısını onlar da hissediyor..
Acıkıyor, susuyor, güven içinde olmak istiyor..
Tıpkı çocuklarınız gibi ilgi, sevgi ve şefkat bekliyor..
Sizler gibi düşünüyor, seviniyor, üzülüyor..
Şiddet görünce de isyan ediyor..
Aç kalınca da –çaresiz- karnını doyuracağı bir şey arıyor..
İnsanoğlu karnını doyuracağı bir şey almasına engel olunca da hırlıyor, hatta saldırabiliyor..
Bir kez başını okşayanın, bir kap yemek ve su verenin ise kulu-kölesi oluyor..
…
“İNSAN” FAKTÖRÜ
Ama asıl saldırmasın nedeni, açlık da değil..
Biliyor musunuz?
Tatil bitti, okul nedeniyle yazlıklardan eve dönüş başladı..
Şimdi bütün yazlık yerler “terk edilmiş” cins köpek kaynıyor..
Bir moda sanki..
Anne-baba çocuğunun gelişimi için kedi köpek alıyor..
Çocuk yazlıkta hayvanla oynuyor, hayvan bahçede karnı tok güven içinde yaşıyor..
Yazlıktan dönüş başlıyor..
Hayvanı arabadan yolda indirip kaçıyorlar..
Hayvan bunu oyun sanıp peşlerinden koşuyor, koşuyor, koşuyor..
Sonra yorgun düşüp tek başına kalıyor..
Çaresiz, şaşkın, bitkin ve güvensiz..
Yemek veren yok, su veren yok, sevip oynayan yok, sığınacağı bir yer yok..
Koyun kendinizi onların yerine..
…
Bu arada, köpeklerini “vahşi” yetiştirenler var..
Döve döve, tekmeleye tekmeleye, duvara vura vura hayvanı adeta bir canavar haline getiriyorlar..
Sadece kendi komutlarıyla hareket eden birer canavar robota döndürüyorlar..
Dövüşlere sokup kumar oynuyorlar..
Sonra?
Yaşı biraz ilerleyince, “sen artık işe yaramazsın” diyerek ya atıyorlar sokağa ya da barınağa gönderiyorlar..
İşte –genellikle- sokakta saldıran köpekler, bu tür köpekler..
Bir de çok aç bırakılan ve itilip-kakılanlar..
Bu durumda, köpeği suçlamak “vicdansızlık” olmaz mı?
…
“EMPATİ” YAPIN
“Bana ne kardeşim, ben bana saldırıp saldırmadığına bakarım” demek, insanlığa yakışmaz..
Yapacağınız tek şey biraz “empati”..
Bunu yapmayanlar..
Hayvanları suçlamak yerine, önce kendi insanlığını sorgulamalıdır..
…
Biraz “insan” olmaya ne dersiniz?