Dün “bazı yerel gazeteler”in manşetten verdiği “Boğaçayı” ile ilgili haberlerden ne anladınız?
Başlıklar şöyle:
- “Boğaçay Zaferi..”
- “Boğaçayı ranta teslim olmadı..”
- “Boğaçayı’nda iptal kararı..”
- “Boğaçay Projesi’nde zafer Antalya’nın..”
Okumuş üfürmüş en az 15-20 kişiye haberin başlıklarını ve alt başlıkların okudum, “ne anladınız” diye sordum..
Bana şu cevabı verdiler:
“Boğaçayı Projesi çok kötü, proje iptal edildi..”
Zaten bu “dört yerel gazete”nin amacı da bu algıyı yaratmaktı, yaratmışlar..
Ama “algı” başka, “gerçek” başkadır..
Bunu artık iyice anlamış olmanız gerekiyor..
…
OBJEKTİF OLMAK
Gelelim “gerçeklere”..
“Boğaçayı Projesi’nin iptali” diye bir şey sözkonusu mu, hayır..
Önceki Büyükşehir Başkanı Menderes Türel, “çılgın projem” diye başlattığı ve 4 aşamadan oluşan projenin birinci bölümünü uyguladı, seçilseydi diğer aşamaları da hayata geçirecekti..
Yeni seçilen Muhittin Böcek ve ekibi projeyi yürütür ya da yürütmez, bu ayrı bir konu..
CHP ve arka bahçesi STK’lar bu proje için hep “istemezük” tavrı sergilediler..
Eminim, “Türel’in projesi” olduğu için aynı tavrı sürdüreceklerdir..
Hatta, yapılan birinci bölümü bile ellerinden gelse yok edecekler..
Şimdilik “itibarsızlaştırma” algısı peşindeler..
…
Peki, Boğaçayı ile ilgili haber olan “iptal” konusu nedir?
Boğaçayı Projesi’nin bitirilen ilk bölümünden sonraki köprüyü geçer geçmez solda, 30 dönümlük bir alan var..
Bunun 23 dönümü Hazine’ye, 7 dönümü de Büyükşehir’e ait..
Türel, bu 23 dönüm için Maliye Bakanlığı’nın kapısını aşındırarak Büyükşehir’e tahsisini sağladı..
Ve 30 dönümü “konut alanı” olarak planladı..
Bu plan Büyükşehir Meclisi tarafından da onaylandı..
…
NERESİ İPTAL?
Ancak..
Dönemin CHP’li bir meclis üyesi ile Mimarlar Odası ve Şehir Plancıları Odası’nın Antalya Şubeleri “konut alanı planının iptali” için dava açtı..
Bu davaya bakan Antalya 1. İdare Mahkemesi 7 Kasım 2019 tarihinde planı iptal etti..
Gerekçe olarak da şunları yazdı:
“…planlama alanının plan notlarına konut kullanımının eklenmesinin bölgede arazi kullanımını ve nüfus yoğunluğunu değiştirdiği, Boğaçay Su Kaynakları Koruma Alanı Sınırı içinde kaldığı, Boğaçayı içme suyu kuyuları ve Hurma kaynakları akiferinin, inşa edilecek olan konut alanları nedeniyle zarar görebileceği, planlama alanının jeolojik yapısı, taşkın alan olması… sebebiyle yapılaşmaya açılmaması gerektiği …. anlaşıldığından dava konusu işlemlerde hukuka uyarlık bulunmamaktadır..”
Yani, “30 dönümlük alanın” imara açılmaması için yapılan itirazı kabul etti, o kadar..
Bu gazetelerimiz ise, “Boğaçayı Projesi iptal edilmiş” gibi, hatta 30 dönümü bile 70 dönüm diye “abartarak” verdiler..
…
Peki bu “yerel gazeteler” olayı, sanki “Boğaçayı Projesi iptal edilmiş” gibi başlıklar atarak verdiler de, niye “Boğaçayı’ndaki konut alanı planı iptal edildi” demediler?
Demezler..
Çünkü, Menderes Türel Antalya’yı “dünyanın en güzel ve en yaşanabilir kenti” yapsa bile takdir etmez, yine de onu itibarsızlaştıracak bir şeyler bulurlardı..
Gördüğünüz gibi, buluyorlar da zaten..
Kaldı ki; Türel Antalya’yı gerçekten “marka değeri” yüksek bir kent haline getirdi zaten..
Gerçekler balçıkla sıvanamaz..
…
OBJEKTİF OLMAK
Geçtiğimiz günlerde Gazeteciler Cemiyeti Başkanı, “Yerel gazeteler can çekişiyor, desteğe ihtiyaç var” diye bir çağrı yapmış, ben de onu destekleyen bir yazı yazmıştım..
Bir gazeteci arkadaşımız bu çağrıya, “bu gazeteler önce gazetecilik yapmayı, objektif olmayı öğrensin” anlamında bir yorumda bulundu..
Bir başka gazeteci de, “yerel gazetelerin önce olayları çıkarlarına göre haber yapmaktan vazgeçmeleri gerektiğini” söyledi..
Bazı yerel gazetelerimizin Boğaçayı’ndaki 30 dönümlük bir alanın planlarının iptali haberini, “Boğaçayı Projesi iptal edilmiş” gibi gösterdiğini görünce..
Bu arkadaşlarımıza hak verdim..
Biz yerel gazeteler olarak, “Sezar’ın hakkın Sezar’a vermez” ve “objektif” olamazsak..
Gazetelerimizi kimseye okutamayız, güven veremeyiz, destek de bulamayız..
Bilmem anlatabildim mi?