Hürriyet yazarlarından Ahmet Hakan, “BU AFİŞLER PEK OLMAMIŞ” başlığıyla köşesinde şunları yazmış;
“Küçükçekmece Belediyesi, iyi niyetli bir çalışma yapmış..
Aile içinde ortaya çıkan şiddete karşı duyarlılığı arttırmak amacıyla ilçenin dört bir yanına bu afişleri asmış..
(“Beni Oğlum öldürdü, Beni eski sevgilim öldürdü, beni eski kocam öldürdü” yazılı afişleri kastediyor..)
Afişlere bakınca...
Fotoğraflar konunun dehşetinden hayli uzak.
Türkiye’de bunlar olmuyor mu? Tabii ki oluyor. Bunlara dikkat çekmek gerekmez mi? Tabii ki gerekir.
Ama bunu başka türlü yapmak gerekir gibi geliyor bana..
“Nasıl yapılsın peki” diye soracak olursanız...
İşte onu ben de bilmiyorum..”
…
Madem bir fikrin yok, bu afişi yapanları niye eleştiriyorsun o zaman?
“Halkımızın genel engeli” Ahmet Hakan’a da bulaşmış anlaşılan..
...
ENGELLİ ÇEŞİDİ
Adam sandıkta, sokakta, mitingde, sosyal medyada HDP ile hep elele kolkola..
Dönmüş hükümete, “5 sene önceki çözüm sürecini” soruyor, “niye görüştün” diyor..
Herkes biliyor ki, iktidar onlarla “terörden vazgeçirmek için” görüştü..
Peki, sen niye onlarla berabersin?
…
Manzaraya iyi bakın şimdi..
Dudaklar silikon, kirpikler takma, dişler protez, gözler lens..
Markete girmiş, “organik yumurta, sebze, meyve” soruyor..
…
ŞİDDET ENGELLİ
İstanbul Sözleşmesi kadına şiddeti bitirir mi?
Elbette, hepsini değil ama aile içi kadına şiddeti bitirir..
Şöyle ki;
Eve vardınız; karınız bir erkekle yatakta veya 14 yaşındaki kızınız kendi yaşıtı bir kaç gençle beraber..
“Bu durumda öldürmek, dövmek, vurmak, dokunmak, bağırmak, küfretmek, hakaret etmek hatta kızgın bir surat ifadesi ile bakınmak şiddettir.. Tavır koymak, surat asmak, küsmek psikolojik şiddettir.. Evin nafakasını, harçlığını kesmek ekonomik şiddettir.. BUNLARI YAPAMAZSINIZ” diyor İstanbul Sözleşmesi..
Çünkü karınızın veya kızınızın cinsel hayatına karışamazsınız..
“Bu durumu namus meselesi yapmak geleneksel, şeref meselesi yapmak örfi, zina saymak dini meselelerdir.. Irzınıza tasallut görüp heriflere dokunmak da geleneksel değerlerle ilgilidir.. Bunların kökünün kazınması gerekir” diyor sözleşme..
Eğer karınızın, kızınızın ve partnerlerinin işi bittiyse..
Onlara “çağdaş, medeni bir erkek olarak” kalkıp "yorgunluk kahvesi" yapmanızda hiç bir sakınca yok..
İşleri bitmediyse.. Rahatsız da edemezsiniz..
…
Söyler misiniz, “aklında ve ruhunda engeli olmayan” kadın veya erkek, bu durumu kabullenir mi?
…
KAYNAK ENGELLİ
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu..
Maltepe Belediyesi'nin ev sahipliğinde gerçekleştirilen “Maltepe Ekonomik Forumu”nda gündemi değerlendirmiş..
Burada emeklilikte yaşa takılanlarla (EYT) ilgili konuşan Kılıçdaroğlu, “EYT’yi çözecek formül bende” demiş..
Ve bunu şöyle açıklamış:
“EYT’de kıyamet kopuyor hakkımızı istiyoruz diye..
EYT'lilerin sorunu aile sigortasıyla çözülecek, çözülmek zorunda..
Kaynak olmadan sosyal yardım yaparım derseniz, ekonomiyi bozarsınız..
İşsizlik sigortasına nasıl kaynak yaratıldıysa, aile sigortası için de kaynak yaratıp bu sorunu temelden çözebiliriz.."
…
Tamam da, yine bir “kaynak engeli” çıkıyor karşımıza..
“EYT’yi çözecek” formülü olan, bunu çözecek kaynağı da açıklar..
Eminim şimdi CHP’liler ve EYT’liler, “adam bir formül bulmuş işte, daha ne yapsın” diyerek, “hiçbir engele takılmadan” Kılıçdaroğlu’na daha bir sıkı sarılacaklardır..
…
DÖNÜN KENDİNİZE
Şöyle dönüp kendinize bakmanızı istiyorum..
Kişilere ve olaylara hangi akılla, hangi mantıkla baktığınız, en önemlisi de tercihleriniz çok önemli..
Dikkat edin de, ruhunuzdaki ve beyninizdeki “engeller” sizi esir almasın..
Unutmayın..
"Yapılamaz denilen her şey aslında birer ön yargıdır.. Ve hayat sadece görmekten ibaret değildir..”
…
Bugün, “Dünya Engelliler Günü”..
Umarım biraz silkinir de “gerçek engellileri” görürsünüz..