Taktınız siyasete..
Taktınız hırsıza, arsıza, hortuma, talana..
Öte yanda neler oluyor hiç umurunuzda değil..
Özellikle gençlerimiz..
Onlar ne yapıyor, bu gençlik ne istiyor, nereye gidiyor haberiniz var mı?
Adım gibi biliyorum ki, bu siyasetle uğraşanlardan ve anne-babalardan büyük bir çoğunluğu akıllarına bile getirmiyor..
…
ÖRNEKLERE DİKKAT
Bir-iki “çarpıcı örnek” vereyim..
Belki “birilerinin” dikkatini çekmiş olurum..
…
Bir lisede “niye bakıyorsun” tartışmasıyla başlayan kavga, okul çıkışında savaşa dönüştü..
Anlatılanlara göre..
Ders saati içerisinde 11 ve 12. sınıf öğrencilerinden 2 kişi birbirine “niye bakıyorsun” diye tartışır..
Tartışma büyür..
Ders saati sonrasında lisenin kapısında 50 kişilik bir grup toplanır..
Grubu nöbetçi öğretmenler dağıtır, ancak bir süre sonra okulun yanındaki sokakta yine toplanırlar..
Bu sırada bir de “karşı grup” oluşur..
Ve tartışma “satırlı-elektroşoklu-bıçaklı” kavgaya dönüşür..
…
Yine bir lisede..
Okul müdürü iki öğrencisi tarafından öldürülür..
Biri disiplin cezalısı, diğeri “uzaklaştırma” almış..
İkisi de henüz 16 yaşında..
Bu iki öğrenciden birinin babası bunlara, “canınızı sıkan varsa vurun gitsin, ben size içeride bakarım, silahlar arabada” demiş..
…
İki lise öğrencisi, sokak ortasında 16 yaşındaki bir başka öğrenciyi önce tabanca ile yaralar ve yerde kıvranırken pompalı tüfekle ensesinden vurarak öldürür..
…
Bir başka örnek..
Lise öğrencisi bir genç bir kızımızla konuşuyorum..
Okulunun adını yazmayacağım..
Gazetede okuduğu bir haberle alay ediyordu..
Haberde, Türkiye’deki gençliğin yüzde 50’ye yakınının “madde bağımlısı” olduğu vurgulanıyormuş..
“Bu adamların hiçbir şeyden haberi yok, ne yüzde 50’si, en az yüzde 80’i madde bağımlısı” dedi..
Sözleri dikkatimi çekmişti..
Biraz daha konuşturmaya çalıştım..
Anlattıkları inanılmazdı..
“Benim okul dahil, Antalya’daki öğrenciler arasında madde kullanımı çok yaygın..
Hatta, okul tuvaletlerinde bile esrar içiliyor..
Haplar elden ele dolaşıyor..
Birçoğundan bazı öğretmenlerin de haberi var..
Ama, seslerini çıkaramıyorlar..”
…
MÜFETTİŞ RAPORU
Saldıran, öldüren, dayak atan, bıçaklayan bir gençlik..
Öğrencilerin bu tür tutum ve davranışlarıyla ilgili Milli Eğitim Müfettişi Doğan Ceylan’ın hazırladığı bir rapor var..
“Duygusuz nesil tehlikesi” başlığıyla hazırladığı bu raporda, “çocuklar bu hale nasıl geldi, kim getirdi, bizi ne bekliyor” gibi sorulara cevap bulmuş..
Bu raporu sizlere yarın sunacağım..
Bugün, gençliğimizin manzarası üzerine birkaç hatırlatma yapmak istiyorum..
…
Siyasetçi, işadamı, öğretmen, veli olarak hepimizin öncelikle bilmesi gereken bir şey var..
Lise öğrencilerinin “manzarası” önemli..
Amaç kavga çıkarmak olunca, “niye baktın” sadece bahane..
Henüz 15-18 yaşlarındalar..
Ama, “şiddet” ruhlarına kadar yansımış..
…
Bu “lise gençliği”nin durumu..
Bir de “üniversite gençliği”ne bakalım..
Üniversite öğrencileri arasında yapılan araştırmaya göre..
Büyük bir kesimi, hayatlarının geriye kalan kısmını yurtdışında geçirmeyi amaçlıyor..
…
“GELECEĞİMİZ”E BAKIN
Daha 16’sına bile gelmeden “gece hayatı”nın müdavimi olmuş genç kızlarımız..
Madde bağımlısı bir “orta öğrenim” gençliği..
Türkiye’de yaşamak istemeyen bir “yüksek öğrenim” gençliği..
…
Bunlar bizim geleceğimiz..
Ey siyasetçiler..
Etkili-yetkili yöneticiler..
Büyük büyük(!) aydınlar ve anne-babalar..
Bizi gelecekte neyin beklediğini anlayabiliyor musunuz?
Peki, siz neyi bekliyorsunuz?