24 Temmuz Gazeteciler Günü ve Basın Bayramında bir “gazeteci” profili göstermek istiyorum sizlere..
Bir “gazeteci” haber yaparken, yazı yazarken olayı “herkesin anlayabileceği” cümleler kurarak ifade edebilmeli..
Hele bu gazeteci TV’de sunuculuk da yapıyorsa..
İki cümlede anlatacağı bir konuyu 20 cümle haline getirip “laf kalabalığı” yapmamalı..
“Artniyetini” bu cümleler arasına gizlememeli, düşüncesini açık-net bir şekilde söylemeli..
…
ALİ ORHAN KLASİĞİ
Kanal V’de sabah gazeteleri okuyan/yorumlayan Ali Orhan’dan söz ediyorum..
Beni affetsin, kendisini izlemiyorum..
Daha doğrusu, çok önceleri bir-iki kez izledim, izlediğime pişman oldum ve vazgeçtim..
Çünkü, kendisini “gazeteci” olarak kabul eden birinin bu kadar çok yanlış içinde ve artniyetli olmasını hazmedemiyorum..
Sesini yükselterek, özellikle bir kesimin hoşuna gidecek laflar ederek “iyi bir şey yaptığını” sanmasını kabullenemiyorum..
Ve yukarıda da dediğim gibi, 2 cümlede anlatılacak bir olayı 20 cümlede bile anlatamayışını izlemek istemiyorum..
…
YORUMLARA DİKKAT
Ama..
Dün muhabir arkadaşım Mahsum Altaş’ın, “abi lütfen izle” diye gönderdiği videoda Ali Orhan’ı izledim..
Sunduğu “Antalya’nın Gündemi” programının bir bölümünü bize (İleri Gazetesi’ne) ayırmış..
19 Temmuz tarihli gazetemizin “manşet” haberini irdeliyor..
O gün manşetimizde Mahsum Altaş imzasını taşıyan “İşte ödüllü Muratpaşa” başlığı ve çöp görüntüleri var..
Bilboardlarda, “Çevre Ödülü 3. kez Muratpaşa’nın” diye reklam yapan Muratpaşa Belediyesi’nin sorumlu olduğu ilçedeki “çevre kirliliği görüntülerinin yarattığı tezat” bizim için haber konusuydu, biz de bu haberi yaptık..
Sağolsun Ali Orhan bu haberimizi öve öve bitiremedi, “mükemmel bir haber, Mahsum Altıntaş’ı tebrik ediyorum” dedi..
(Bir soyadını bile doğru okuyamıyor, varın ötesini düşünün..)
Dedi de, ağzı başka konuştu yüzü ve vücut dili başka konuşuyordu..
Aynı cümleleri defalarca yineledi..
Ve “laf kalabalığı”nı bitirdikten sonra “gerçek niyetini” dile getirdi..
“Haber mükemmel de, bu tür görüntüler bir tek Muratpaşa’da mı oluyor, keşke diğer ilçeleri de aynı şekilde haber yapabilselerdi” gibi laflar etmeye başladı..
“Ak Parti’li bir başkanın yönettiği ilçelerde de bu tip görüntüleri var, kasıtlı haber yapıyorsunuz, onları niye dile getirmiyorsunuz” anlamındaki sözlerle “yanlı ve kasıtlı haber yapan gazete” pozisyonuna sokmaya çalıştı..
Sonra, “evet belediyeler tabii ki çöpleri toplayacak, temizleyecek ama, halk da temiz tutacak, bunlar da dile getirilmeliydi” gibi ifadelerle de itibarsızlaştırmak istedi..
…
Eminim programı izleyenler Ali Orhan’ı takdir etmişler, “adam doğruları söylüyor, helal olsun” demişlerdir..
Ama, Ali Orhan’ın dikkat etmediği bir nokta vardı..
Diğer belediyeler, “Çevre Ödüllü bir Belediyeyiz” diye reklam yapıp “tezat” yaratmıyordu..
Elbette bütün il ve ilçelerde üç aşağı beş yukarı aynı “pislik” görüntüler var..
Ama, “çevre ödüllü bir belediyeyiz” diye ortaya çıkıyorsan, senin diğerlerinden bir farkın olmalı..
İşte Ali Orhan bunu söylemiyor..
Yani, kendini akıllı alemi ahmak zannediyor..
…
O YAZIYI OKUMALIYDI
Geçelim Ali Orhan’ın, “tamam belediyeler temizlesin de halk da temiz tutsun, keşke bunu da dile getirselerdi” anlamına gelen sözlerine..
Bir sunucu gazete okuyor ve haberlerle ilgili yorumlar yapıyorsa, eline aldığı gazetede ne var, onu iyi bilmeli..
Ali Orhan, gazetemizin “mükemmel” diye yorumlayıp aslında dudak büktüğü manşet haberimizin içine gömülmüş olan, “Temizlik işini bir türlü beceremiyoruz..” başlıklı köşe yazımın anonsunu görmeliydi..
Hatta, madem konu “temizlik”le ilgili, yazımı mutlaka okumalı ve gazetemizi öyle değerlendirmeliydi..
Çünkü yazımda;
- “Halkımız hala imandan gelen temizliği öğrenememiş, sanki bütün imansızlar Antalya’da toplanmış” dedim..
- “Genellikle pis bir milletiz” dedim..
- “Temizlik konusunda kentte yaşayan herkesin de bir sorumluluğu olduğu unutulmamalı” dedim..
- “Belediyeler temizlesin tamam da biz de temiz tutalım” dedim..
Ama Ali Orhan’ın amacı “kendini alkışlatmak” olunca, bu yazdıklarımı kendisi söylüyormuş gibi gösterme gayreti içinde bir sürü laf etti..
Ve izleyenler bu Ali Orhan’ı bir kez daha alkışladı..
…
KULAĞINA KÜPE OLSUN
Özetle..
Bir gazeteci “artniyetini” cümleler arasına gizlememeli, düşüncesini açık-net bir şekilde söylemeli..
Önce bir olayı iyice anlamalı..
Haberi yapanın adın-soyadını doğru okuyabilmeli..
Ve “şirinlik” gösterisi de, laf kalabalığı da yapmamalı..
Ve “bayramımız” kutlu olsun..