Muhalefet, özellikle ve ısrarla “şu algıyı” yaymaya çalışıyor:
“Rejimi değiştiriyorlar, parlamenter sistem gidecek, tek adam sistemi gelecek..”
Ve seçilirlerse, yeniden “kaos-kriz-darbe üreten sisteme döneceklerini” vadediyorlar..
…
MİLLET BUNU AFFETMEZ
Söylemeye gerek yok aslında, görüyorsunuz..
Bu “millet ittifakı” adı altında birleşen partilerin, “milletin iradesine” zerre kadar saygıları yok..
“Hakimiyet kayıtsız şartsız milletin” ise, bu ülkede herkes, her parti, her siyasetçi, milletin “sistem değişsin” kararına uyacak, saygı gösterecek..
Yoksa “demokrasi”nin bir anlamı kalır mı?
…
Muhalefetin algı operasyonları nedeniyle..
Son günlerde, “yeni sistem ne getiriyor, eski sistem niye değişti” gibi sorulara muhatap oluyoruz..
Bugün, bunu “özetle” anlatmaya çalışacağım..
Muhalefete bakacak olursak..
Sanırsınız ki; “kayıtsız şartsız milletin olan hakimiyet, tek adamın eline verilecek”..
Yok böyle bir şey..
Aksine, “tek adamlık” mevcut sistemde var..
Bu seçimle birlikte hayata geçecek olan yeni sistemde Türkiye, “tek adam” hakimiyetinden kurtulup gerçek parlamenter sisteme kavuşacak..
…
HAYDI KARŞILAŞTIRALIM
Mevcut sistemde;
1- 115 turda Cumhurbaşkanı bile seçilemedi, DARBE OLDU.. Sistem, tıkanıklıkları çözemiyor..
2- Hantal bir bürokrasi var, devletin işleri çok ağır yürüyor..
3- HSYK üyelerinin (21 üye) 4’ünü Cumhurbaşkanı, geri kalanını Adalet Bakanlığı “savcılar, hakimler” gibi hükümetin atadığı kişiler seçiyor..
4- Anayasa Mahkemesi üyelerini Cumhurbaşkanı seçiyor, görev süreleri olan 12 yılı doluncaya kadar görev yapıyor..
5- Cumhurbaşkanı’nın kesin dokunulmazlığı var, “vatan hainliği” dışında yargılanamıyor.. (Ama, vatan hainliğinin hukuki bir tarifi yok..)
6- Cumhurbaşkanı’nın meclisi feshetme, seçimleri yenileme, bakanlar kuruluna başkanlık etme, başkomutanlık gibi geniş yetkileri var, yanlış da yapsa hesap sorulamıyor, denetlenemiyor..
7- Meclis, hükümetle iç içe, baskı altında çalışıyor..
8- Bazı Bakanlar Kurulu kararları, yasaların önüne geçebiliyor ve yaşamın her alanıyla ilgili kararname çıkartabiliyor..
9- Bakanlıklar Meclise yasa tasarısı sunabiliyor..
…
Yeni sistemde;
1- Sistem tıkanıklığı olmayacak, koalisyon pazarlıkları olmayacak, yasadaki boşluklar kararnamelerle doldurularak istikrarlı bir yönetim şekli kurulacak.. Ama kararnameler yasaların önüne geçemeyecek..
2- Artık adama göre iş değil, işe göre adam alınacak.. Yani, “liyakat devri” başlayacak..
3- 13 HSK üyesinden yine 4’ünü Cumhurbaşkanı, 7 üyeyi TBMM seçecek.. Yani, çoğunluğu meclis belirleyecek.. İktidar partisinin istediği seçilir diye bir şey yok, 367 şartı var.. Yani uzlaşma olmazsa, üye seçilemeyecek.. Meclis HSYK üyelerini 2 turda seçemezse, kuraya başvurulacak..
4- Anayasa Mahkemesi üyeleri, mevcut sistemde nasıl belirleniyorsa, yine aynı şekilde belirlenecek.. 12 üye Cumhurbaşkanı tarafından, 3 üye TBMM tarafından seçilecek.. Sadece askeri 2 üye olmayacağı için sayıları 15’e düşecek..
5- Cumhurbaşkanı hükümetin de başı olacak.. Yaptığı her icraat hem meclis hem de yargı tarafından denetlenebilecek, “artık her konuda hesap sorulabilir” olacak..
6- Cumhurbaşkanı’nın meclisi feshetme yetkisi var.. Ama meclisi feshettiği anda kendi görevine de son vermiş olacak..
7- Meclis, “yasama organı” olarak, özgür ve bağımsız çalışacak..
8- Cumhurbaşkanı kararname çıkarma yetkisine sahip olacak.. (Mevcut sistem Bakanlar Kurulu kararları gibi).. Ancak, bu kararnameler sadece yönetimle ilgili konularda olacak ve yasaların önüne geçemeyecek.. İnsanların temel hak ve hürriyetleriyle, yaşamlarıyla ilgili konularda kararname çıkartamayacak.. Yasası olan konularda kararname çıkartamayacak.. Kararnameler meclis denetiminden geçecek.. “Ben yaptım oldu” veya “tek adam devri” olmayacak..
9- Bakanlıklar meclise yasa tasarısı, yasa teklifi sunamayacak..
10- Meclis, Cumhurbaşkanı’nın görevine 3’te 2 çoğunlukla son verebilecek..
…
İşte size karşılaştırmalı olarak MEVCUT sistem ile YENİ sistem..
“Tek adam sistemi” böyle mi olur?
…
HERKESİN HESABI BAŞKA
Nedir bu hesaplar?
1- CHP’liler, “Tayyip’siz bir Ak Parti, Özal’sız ANAP ve Demirel’siz DYP gibi dağılıp kaybolacak” diye umut ediyor ve “nihayet iktidar olabileceğiz” hayaliyle saldırı üstüne saldırı düzenliyor..
2- Bu ülkeyi 200 yıldır sömüren ABD ve İngiltere başta olmak üzere..
Bütün sömürgeci batı ülkeleri ise, “arkasına milletinin gücünü alan bir Tayyip, bir şekilde mağlup edilmeli ve güç aldığı milletin gözünden düşürülmeli” diyerek CHP’yi kullanıyor, Tayyip nefretini kullanıyor, parayla veya vaadle tuttuğu adamların/madamların adıyla sosyal medyada “algı operasyonları” taarruzu yapıyor..
…
Diyorum ki..
“Tayyip gitsin” diyenlerin yolundan gitmeyin bence..
Çünkü, gelecek sistem kişiye endekslenecek bir olay değil..
24 Haziran’da Türkiye’nin “yeni dünya düzeninde” yer alıp-almamasını, devlet işlerinin hızlanıp-hızlanmamasını, ülkemizin her konuda gelişen ülkeler seviyesine gelip-gelmemesini belirleyeceğiz..
Bunu anlayın artık..