Önceki gün, “Ak Parti afetzedelerle CHP eğlencede..” diye bir yazı yazdım ya..
Yazımda, “millet kan ağlarken eğlence mi düzenlenir” dedim ve bu eğlenceyi sosyal medyada paylaşan Antalya Tunceli Dayanışma ve Kültür Vakfı Başkanı Pamuk Değirmenci’nin sözlerine yer verdim ya..
Hanımefendi diyor ki;
“Sizin AKP’li olduğunuz ve yandaş medyada yazdığınızı, yandaş olduğunuzu bütün Antalya biliyor..”
Kendilerini savunamayan, söyleyecek sözü olmayanların yaptığı gibi, hanımefendi hemen saldırıya geçmiş..
Bana “AKP yandaşı” derken, kendisinin de bir “CHP yandaşı” olduğunu bile düşünme kapasitesine sahip değil..
…
“YANDAŞLIK” MESELESİ
Bu noktada Pamuk Değirmenci’ye “yandaşlık” konusunda bir “ders” vermem gerekiyor..
Umarım anlar..
…
Ben hiçbir partili değilim..
Ama, Ak Parti’yi ve Menderes Türel’i savunduğum için, bana “yandaş” diyenler var..
Aslında bir kesim, Ak Parti’yi savunan herkese “yandaş” diyor..
Oysa..
“Bir fikrin yandaşı” olmak, görülmemiş şey değil..
Kamuoyu önünde söz söyleyen neredeyse herkes, mutlaka “bir düşüncenin ya da siyasal görüşün” taraftarıdır..
“Bir fikrin taraftarı” olmak görülmemiş şey değilse..
“Yandaş” nitelemesi, neden sadece belli bir fikrin “savunucuları” ya da “taraftarları” için kullanılıyor?
Bir CHP’li için, bir HDP’li için, bir MHP’li için, hatta bir İYİ Partili için kullanılmayan bu niteleme, AK Parti savunucusu olduğu düşünülenlere karşı bol keseden sarf ediliyorsa..
Amaç belli; “yaralamak” ve “küçük düşürmek” ve “itibarsızlaştırmak”..
…
İşte Pamuk Değirmenci de bu yola başvuruyor..
O kadar zeki(!) ki; bana “yandaş” derken, kendisinin de bir “yandaş” olduğunu düşünemiyor..
…
DÖNELİM ‘EĞLENCE’YE
Bu arada..
Pamuk Değirmenci’nin, “düzenledikleri eğlence için yaptığı savunmayı” da size aktarmak isterim..
Şöyle diyor:
“Bir buçuk ay önce tarih alınmış, protokol imzalanmış, kaparo verilmiş, otel hazırlık yapmış, kendi açılarından otel haklı olduğundan iptal etmiyorsa suç mu? Bu ne anlayışsızlık?”
…
Tamam, 1.5 ay önceden yer ayırtılmış, kaparosu verilmiş..
Otel yönetimi, “iptal ederseniz kaparonuzu yakarım” diyor ve bu nedenle yemeği iptal etmiyorsunuz..
Bunu anlayabilirim..
Ama günlerdir süren, son 50 yılda görülmemiş afette perişan olmuş, kan ağlayan insanlar varken..
Ölenler, yaralananlar ve kaybolanlar varken..
Sadece yemek yiyip konuşmalarla geçiştirmek yerine, “içkili mezeli, danslı-türkülü-halaylı eğlence” yapılması şart mıydı?
Otel bunu da mı zorunlu tuttu?
O perişan olan insanlar hiç mi aklınıza gelmedi, hiç mi umurunuzda olmadı?
Nasıl bir insanlıktır bu?
İşte ben bunu eleştiriyorum, “iptal edilmeyen yemeği” değil..
…
Ama bu eleştiriyi ne Pamuk Değirmenci’nin ne de CHP’lilerin anlaması sanırım pek mümkün değil..
Eleştirildiler ya, “vay sen misin eleştiren” diye akılları sıra beni yaralamaya, küçük düşürmeye çalışıyorlar..
…
AKILLANMAZ BUNLAR
Efendim, “CHP’li il yöneticileri ve vekiller afet yerindeler”miş..
Ne zaman gittiler?
“İçkilerini içip eğlencelerini yaptıktan” sonra..
Sağolsunlar, en azından gitmişler yine de..
Ama, merak ettim;
“Arkadaşlar geçmiş olsun, dün eğlencemiz vardı, bugün anca gelebildik” mi dediler acaba?
…
Ha bir de, eleştirilerim tutmuyormuş..
Pamuk Değirmenci bunu söylerken bile çelişki yaşıyor..
Madem eleştirilerim tutmuyor, öyleyse niye yazıma cevap veriyorsun?
I-ıh, gerçekten akıllanmaz bunlar..