Pazartesi günü ilk ve orta öğretimde yeni eğitim-öğretim dönemi başlıyor..
Ve yine her yerde “bildik” bir manzara var:
“Kitap-kırtasiye-kıyafet seçme yarışı..”
Ama bu yarışın içinde “yanlış” olan bir şey var..
Anne-babalar yine “çocukları ne isterse” onu alıyor..
Çünkü..
Eğer onların istediklerini almazlarsa yüzleri asılacak, küsecekler, belki de arkalarını dönüp gidecekler..
Buna ana-baba yüreği dayanır mı?
“Aman çocuğum üzülmesin, küsmesin, kızmasın, arkadaşlarının yanında eksiklik hissetmesin” diye “onlar” ne isterse yapılıyor..
Ve “bilerek-isteyerek” çocuklarının şımarık, tatminsiz, küstah ve saygısız olmalarını sağlıyor..
Sonra da çocuğunun yaptığı haylazlıklardan yakınıyor..
…
SORUN AİLEDE
Biliyor musunuz?
“Çocuk yetiştirmeyi” bilmeyen, “çocuğuna öğretmesi gerekenleri” öğretmeyen her aile, çocuğunun hiperaktif ve agresif olduğunu iddia ediyor..
Çoğu aile, çocuğunu psikolojik tedaviye gönderiyor..
Oysa, sorun çocukta değil, anne-babada..
Evet, çocuk çok şımarık ve agresif, anne-babayı bile takmıyor..
Ama; bunun tek sorumlusu, o anne ve babanın bizzat kendisi..
…
İki gün sonra “ders zili” çalacak..
İlkokul, ortaokul ve liseye gidecek çocuklarınızı elinden tutup siz götüreceksiniz okula..
Ve öğretmenlerden (ya da eğitim sisteminden) çocuklarınızın “eğitilmesini” isteyecek ve bekleyeceksiniz..
Beklemeyeceksiniz..
Evet, çocuğunuz okulda toplamayı, çıkarmayı, okumayı, yazmayı zaten öğrenecek..
Ama, daha okula bile başlamadan sizin çocuğa evde öğretmeniz gereken şeyler var..
Siz çocuğunuza önce, “yetinmeyi, merhameti, sabretmeyi, sevmeyi, adaletli olmayı, saygı göstermeyi” öğretmek zorundasınız..
Çünkü, bunların hiçbirini ÖĞRETMEN öğretmez, ANNE-BABA öğretir..
…
ALTIN TAVSİYELER
Bakın bir öğretmen bu konuda ne diyor:
“Sevgili veliler..
Hatırlatmak isteriz ki; ‘merhaba, lütfen, rica ederim, özür dilerim, teşekkür ederim’ gibi ifadeler önce evde öğrenilir..
Yine dürüstlük, arkadaşa, yaşlılara ve öğretmenlere saygı önce evde öğrenilir..
Temiz olmak, ağzında yiyecek varken konuşmamak ve düzenli olmak da evde öğrenilir..
Sorumluluklarını bilmek, eşyalarına ve değerlerine sahip çıkmak, başkalarına ait olana el sürmemek yine evde öğrenilir..
Bizler okulda yabancı dil, matematik, tarih, coğrafya, fizik, kimya ve biyoloji gibi şeyler öğretiriz..
Ama, eğitim evde başlar..”
…
KURTARIN ONU
Bu noktada başa dönelim mi?
Şu anda yaptığınız, “kitap-kırtasiye-kıyafet seçme yarışı”nda, çocuğunuzun her istediğini yapmayın bence..
Çünkü onlar, “arkadaşlarından üstün olma, daha iyisi bende deme” gibi bir çeşit yarışın içinde oldukları için, sizin “her şeyi” alamayacağınızı anlamak istemez..
Alma imkanına sahip olsanız da almayın, alet olmayın çocuğunuza..
“Ben çocuklarım için yaşıyorum” düşüncesinden kurtarın kendinizi..
Bundan kurtulursanız, çocuğunuzu da;
- Kompleksten kurtarırsınız..
- Canavar olmaktan kurtarırsınız..
- Saygısız-sevgisiz biri olmaktan kurtarırsınız..
- Açgözlülükten kurtarırsınız..
- İtici olmaktan kurtarırsınız..
- Tatminsizlikten kurtarırsınız..
Özetle..
Çocuğunuzu, “hayatta başarısız olmaktan” kurtarırsınız..
…
Bunu istemez misiniz?