Bugün sizlere, eski bir CHP’linin 2015’te yaptığı paylaşımı aktaracağım..
Önümüzde il-ilçe kongreleri ve kurultaylar için “delege savaşları” var ya..
Bu nedenle “paylaşım” özel bir anlam taşıyor..
…
Ardından da “bir doktorun itirafları”na yer vereceğim..
Kitap yazmış, “doktorlar paraya teslim oldu” diyor..
Bu da “sağlığımız” açısından özel bir anlam taşıyor..
…
DELEGE AĞALIĞI
Bu eski CHP’linin paylaşımını dün Cemal Altan sosyal medyadan bir daha paylaşarak, “yapılan delege seçimleri”ne dikkat çekmeye çalışmış..
Paylaşım şöyle:
“Sadece kendi yandaşlarını, hatta partili olmayan yandaşlarını, himayesinde çalışanlarını partiye kaydederek sayısal çoğunluk sağlamanın bu partiye bir faydası yok..
Sadece dinamitliyorlar..
Bunlar partinin iktidarını değil, sadece kendi iktidarını koruyabilmektedirler..
Ciddi bir işsizlik sorununun yaşandığı ortamda üyelere iş vaat ediliyor..
İşten atma ve kapatma tehdidi ile üye esnafın rahat çalışması engelleniyor..
Üyelerin özgür iradelerini kullandırmamak ve nitelikli üyelerin kongrelerdeki iradelerinin ‘niteliksiz çoğunluk’ tarafından engellemesi görevi kesintisiz yerine getiriliyor.
Özgür iradenin kullanılmadığı yerde ‘özgür olmayan kongreler ve delege ağaları’ ortaya çıkıyor..
Üye yapısı gözden geçirilmelidir..
5 Aralık 2015 tarihli Konyaaltı ilçe kongresindeki 57 il kongre delegesi incelendiğinde, açıkça şu görülüyor:
3 il delegesi başkan ve meclis üyesi..
12 il delegesi mevcut belediye başkanının ve meclis üyelerinin 1. derece akrabası.. (Eşi, Oğlu, Annesi, Kardeşi veya Yeğeni)
9 tanesi belediyede yakın çalışan koruma şoför ve onların eşleri..
Geri kalanların en az 18 tanesi 2. derece akrabalar veya bölgesel mikro siyaset yapanlar..
10 tanesi partimin değişmeyen balkon siyaseti yapan elitistleri..
5 tanesi de partiye hizmet eden, partinin oyunu artırmak için canla başla çalışan partili..
Yani 57 kişide sadece 5 kişi..
Alın size DELEGE AĞALIĞI..
Meclis üyesi ilçe başkanım konuşmasında, ‘partimin her kademesinde çalıştım, partim nerede görev verirse orada çalışırım’ demektedir..
Kimdir bu görev veren?
Sadece belli ve aynı kişilere mi görev vermektedir?
Görev alabilmek için ne yapılması lazımdır?”
…
Cemal Altan, bu paylaşımın sonuna şu notu ilave etmiş:
“Sene 2019 aralık ayı ve YCHP’de delege savaşlarını hem sözlü hem yazılanlarla izledik.. Sizce değişen bir şey var mı?”
Şimdi de ben soruyorum;
Böyle bir delege yapısı ve bu delegelerle görev getirilenlerden oluşacak YCHP, Antalya ve Türkiye için “umut” mu olur, “umutsuzluk” mu?
...
DOKTOR VE VİCDAN
Dr. Yavuz Dizdar, yeni kitabı “Vicdan Hayat Kurtarır”da hem sağlık ve beslenme konusunda, hem de toplumsal konularda birçok önemli mesaj veriyor..
Kitapta sağlık sisteminin çıkmazlarına yer verdiğini ve tıbbı ciddi şekilde eleştirdiğini söyleyen Dizdar diyor ki;
“Doktorlar aşırı derecede paraya meftun olmuşlar.. Önemli bölümü vicdanını kaybetmiş, bir kısmı daha imkan bulursa kaybedecek..”
…
Dizdar’a biraz kulak verirseniz sizin için iyi olur;
“Hasta olsanız dahi, gözü kapalı tıbba güvenmeyin..
Kitabımda tıbba ciddi eleştiri var ve sağlıkçılarımız bir zahmet üstlerine alınsınlar..
Alınmaları lazım, çünkü bu iş ticarete çevrildiği vakit tıpla ilgili bir gelecek bekleyemeyiz..
Doktorların önemli bir bölümü maalesef vicdanını kaybetti..
1900’lü yılların başında İstanbul’a gelen yabancı bir doktor Beyoğlu’nda muayene açtığında haftada 1 gün ücretsiz hasta bakıyordu..
Ben burada kendi meslektaşlarıma haftada 1 gün hastaya ücretsiz bakmayı kabul ettiremedim..
Ameliyat değil, alt tarafı muayeneden bahsediyoruz..
Tıp kendi misyonundan bu kadar sapmış ve ticarete dönüşmüş durumda..
Doktorlara vicdanlarını bir daha hatırlatmak gerekiyor..
Ve şuna inanın; gelişen tıp değil, tıbbi cihaz teknolojisi..”
…
ÇOK GEÇ OLMADAN
İşte size biri “siyaset” biri “sağlık” olan iki gerçek konu..
Hayatımızın “yaşanan ve yaşanmakta olan” iki parçası..
Diyorum ki;
Kendiniz, çocuklarınız ve torunlarınız için..
Çok geç olmadan, “çıkarcılık ve ezbercilik”le yaşamayı bırakın da, “sorgulamaya ve araştırmaya” başlayın artık..