Yarın bayram..
Ve biz bayram sonrasına kadar yokuz..
Malum, yerel gazeteler bayramda yayınlanmıyor..
Bu nedenle..
Hem bayram, hem de “Türkiye Cumhuriyeti’nin en önemli seçimi”yle ilgili yazımı birlikte yazayım diyorum..
Beğeneceğinizden eminim..
…
HER GÜN “ÖZEL”DİR
Hani “deliye her gün bayram” denir ya..
Ben genellikle hayatı hep, “her gün bayrammış” gibi yaşarım..
Benim için her gün yılbaşı, her gün yaş günüdür..
Yani, her gün “özel”dir..
Dünü ve yarını bir kenara bırakır, sadece bugünü yaşarım..
Bir insan olarak..
Bir baba, bir eş, bir arkadaş ve çalışan olarak..
Bugünü en iyi şekilde değerlendiririm..
Böylece “yarın”ın temelini güzel atar, ertesi gün de “dünüm çok güzel geçti” derim..
Kin, nefret, çekemezlik, kompleks gibi “kötü” olan hiçbir duyguyu içimde barındırmam.
Özetle..
Hayata, her sabah yeniden başlarım..
…
Bunlar parayla olmuyor..
Evim, arsam, bankada param yok..
Aksine çok da borcum var..
Buna rağmen.
Hayata her gün yeniden başlamak, her günü bayrammış gibi yaşamak kolay değil biliyorum..
Ama..
İsterseniz, bunu siz de yapabilirsiniz..
Güzel bir yaşam sürmek istiyorsanız tabii..
…
SEÇİME 10 GÜN KALDI
Gelelim, Türkiye için “dönüm noktası” olan 24 Haziran seçimlerine..
…
Bunu uzun uzun anlatmayacağım..
Türkiye’nin tarihinde..
1- İlk kez bir “kuvvetler ayrılığı” imkanı doğdu..
Demokrasilerin olmazsa olması, “Yasama, Yürütme ve Yargı”nın kendi görev alanlarıyla ilgili çalışma yapma imkanı bu seçimle uygulanır hale gelecek..
Bunu hangi partinin yaptığına değil, neler getirdiğine bakarak değerlendirmek zorundayız..
2- 15 yılda Türkiye’yi her anlamda “kendine yetecek” hale getiren, ülkenin ufkunu açan, çok önemli hizmetlere ve mega projelere imza atan, hala da “projeler üreten” bir parti iktidarda..
Daha da önemlisi; Türkiye’ye dünyada itibar kazandıran bir Recep Tayyip Erdoğan var..
Eksiği vardır, fazlası vardır..
Karşısında da; bugüne kadar sadece “slogan particiliği” yapanlar ve “ülke için projeler üretmek yerine üretilen projeleri de yıkmak veya durdurmak” olan birileri var..
Daha da önemlisi; Türkiye’den bihaber, yalanlarla insanların kafasını karıştırıp bundan siyasi rant uman, Türkiye’nin düşmanları ne istiyorsa aynısını isteyen Muharrem İnce, Meral Akşener ve Temel Karamollaoğlu var..
Hepsi de “Türkiye’yi yönetmeye” talip..
Geçmişlerine, çalışmalarına, bu ülke için bugüne kadar ne yaptıklarına, kimlerle dirsek teması içinde olduklarına iyi bakın, iyi değerlendirin..
Sadece 10 gününüz kaldı..
Yapılması gereken şey şudur..
Siyasi partilerin şirinliklerine veya ürettikleri korku senaryolarına birer tekme atın..
Aydınlar, gazeteciler, akil veya akilsiz adamlar konuşuyor, mümkünse hepsini dinleyin..
Ve..
Aklınız/yüreğiniz/vicdanınız hangisini “tercih et” diyorsa, gidin ona oy verin..
…
AKLINIZI KULLANIN
Bunu yaparsanız..
Seçim sonucu “ikinci bayramınız” olur..
“Takım tutar gibi” parti tutup, onlara kulak vererek oy kullanırsanız, vay halinize..
Bence hepiniz “acınacak” insanlar olursunuz..
Ve..
Seçilenler sizinle kedinin fareyle oynadığı gibi oynar..
Bunu istemiyorsanız..
Akıllı olun..
Aklınızı kullanın..
…
Her gününüzün bayram olması dileğiyle..