Ramazan Bayramı’na 6 gün, İstanbul’daki seçime 26 gün kala..
Toplum olarak ortaya koyduğumuz tutum ve davranışlarımızla “gelecek nesillere” örnek olabilir miyiz diye yola çıktım..
Ve daha önce de bir-iki kez hatırlattığım, “manzaramızı” anlatan bir yazı geldi ortaya..
Yazdıklarımı, “hey ne yapıyorsunuz, aklınızı başınıza alın, yaşayacağınız başka bir yer mi var” diye de anlayabilirsiniz aslında..
Bir “serzeniş” olarak da kabul edebilirsiniz..
Ama, aynı zamanda “derin bir özlemimizi” de dile getiren yazıdır bu..
…
EDEP VE TOPLUM
Bed-asla necâbet mi verir hiç üniforma / Zer-dûz palan vursan eşek yine eşektir..
(Aslı kötü olan birine üniforma soyluluk mu verir / eşeğe altın işlemeli semer vursan eşek yine eşektir..)
…
Ziya Paşa’nın unutulmaz beyitlerinden biridir bu..
Niye mi yazdım?
Kendilerini “solcu-sosyal demokrat” sayıp da emperyalistlerin peşinden koşanlara kızdığım için yazdım..
Yazılarımıza eleştiri(!) yapanların “edep”ten nasibini almamış olmalarına üzüldüğüm için yazdım..
Sokaklardaki şu kalabalıklar içinden bir bireyin bile “kamusal” alana çıkarken taşıdığı ve insan olma onurunun bir yansıması olarak görülebilecek “edep”ten nasibini almamış, hatta “edep nedir” onu bile bilmeyen Türk aydınları(!)nın tutum ve davranışlarına kahrolduğum için yazdım..
Eleştirirken bile karşısındakini kırmamaya gösterilen o inceliği, konuşurken takınılan nezaketi ve yazarken unutulan ahlakı özlediğim için yazdım..
…
BİZ BU DEĞİLİZ
Biz..
“Hakir görmenin, aşağılamanın ve bunu alenen yapacak kadar küstahlaşmanın hemen her zaman yerildiği” bir kültürden geliyoruz..
Biz..
“Ne oldum delisi” olmayı, “kendi fikrine uymayanları aşağılamayı” marifet sayanları hoş görmeyen bir insani yapıdan geliyoruz..
Ama şimdi..
Tercihleriyle “fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür” olmamız gerekirken, artık neredeyse “kendisi gibi düşünmeyenlerin fikrine tahammül edemeyen bir toplum” haline geldik..
Özellikle aydın(!)larımız..
Kendileri gibi düşünmeyen, kendileri gibi yaşamayan, kendilerinin siyasi tercihlerine boyun eğmeyen geniş kitlelere karşı kırıcı, kaba, görgüsüz, kötü tavırlar sergiliyor..
Siyasi tercihleri nedeniyle onlara inanan halktan kişiler de hemen hemen “aynı tavrı” gösteriyor..
Eleştiriye tahammül edemiyorlar..
Yazılanları “yalanlayamadıkları” için, saldırganlaşıyor ve bel altı ifadeler kullanmaktan, açık ve kapalı tehdit etmekten, “edepsizleşmekten” kendilerini alamıyorlar..
…
DİPLOMA YETMEZ
İşte Ziya Paşa’nın o beytini bunun için yazdım..
Bu beyitten ve benim yazdıklarımdan kendisine ders çıkaran olur mu?
Pek sanmıyorum..
Çünkü..
Fuzuli’nin dediği gibi;
“Diploma insanın cehlini alsa da, ‘hamurunda varsa eşeklik’ baki kalıyor..”
…
Bunları her gün bolca yaşıyoruz maalesef..
Söyler misiniz?
Toplum olarak ortaya koyduğumuz tutum ve davranışlarımızla “gelecek nesillere” iyi örnek, doğru örnek olabilir miyiz sizce?