Bugün, ülkemiz ve milletimiz için gördüğüm bir “tehdidi” size anlatmak zorundayım..
…
ASKERSİZ DARBE
Dikkat edin, şu anda “askersiz, silahsız, tanksız, uçaksız, bombasız bir darbe” yapılıyor..
Ama, millet farkında değil..
Hatta ayaklanma bile yok..
Peki, bu darbe nasıl yapılıyor?
- Suikastlerle denediler, olmadı..
- 17-25 Aralık’la denediler, olmadı..
- “Gezi”lerle denediler, olmadı..
- 15 Temmuz’la denediler, olmadı..
- Ekonomik ayarlarla denediler, olmadı..
- Milleti birbirine düşürmeye çalışarak denediler, olmadı..
Adamlarda “Bizans oyunu” çok..
Şimdi başka bir “plan” uyguluyorlar..
Vatandaşa, “canımı veririm, oyumu vermem” dedirtiyorlar..
Cumhuriyet tarihimizde ilk defa, “devletine güvenmeye başlamış bir milletin” bu güvenini tekrar yok ediyorlar..
Eğer 31 Mart’ta “iktidar partisinin oyu geriler, özellikle büyük kentlerde “teröristlerin siyasi ayağı HDP’nin de içinde olduğu Millet İttifakı”nın adayları kazanırsa, darbenin ikinci aşamasını devreye sokacaklar..
“Bakın, millet artık bu iktidarın arkasında değil, bu iktidar meşruiyetini kaybetmiştir, hemen çekilip gitmelidir” diyecekler..
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bu çağrıya kulak vermezse, Venezuella’da uygulanan taktik Türkiye’de eyleme geçirilecek..
“Biz devletin başı ve Cumhurbaşkanı olarak Kemal Kılıçdaroğlu’nu tanıyoruz” diyebilirler..
Sonucu söylemeye gerek var mı?
Yeni Türkiye Baharı ve Suriye-Irak-Libya, Allah korusun..
“Arap Baharı” türünden kışkırtmalarla milletimizi birbiriyle çatıştıracaklar..
Ve (eskiden olduğu gibi) istediklerini yaptıracakları birini iktidara getirecekler..
…
Dikkat edin, bunları rahatlıkla görebilirsiniz..
Örneğin; CHP’nin, İP’in, SP’nin, HDP’nin hiç “iktidar olma gayreti”ni göreniniz var mı?
Bütün gayretleri, yukarıda anlattığım darbe doğrultusunda hareket etmek..
Yalan, iftira, engelleme, itibarsızlaştırma, kötüleme, milletin iktidara olan güvenini yok etme çabası..
Bu tuzağı boşa çıkarmak zorundayız..
...
‘SARAYIN BEKÇİLERİ’
Somut bir örnek daha vereyim..
MHP’nin iktidara verdiği desteği yok etmek için..
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, MHP’yi dolayısıyla Cumhur İttifakı’na oy veren seçmeni, “sarayın bekçisi” olarak aşağılamaya çalıştı..
Seçimle iktidar olma gibi bir şansı ve isteği olmayan Kılıçdaroğlu’n, Devlet Bahçeli “şu tarihi sözlerle” cevap verdi:
“CHP Genel Başkanı ve tetikçi sözcüleri bize sarayın bekçisi diyorlar..
Karıştırıp saptırıyorlar..
Vatansa konu, milletse, evet bekçiyiz..
CHP'nin başını çektiği zillet ittifakına sesleniyorum;
Peki sizler nerenin kuyruğu, nerenin kuytusu, nerenin kuvvesi, nerelerin seli önünde sürüklenen kütüğüsünüz?”
…
Eminim bu sözlerden sadece MHP’liler değil, muhalefete oy verecek seçmenler de iyi bir ders çıkartır..
…
Ama, Bahçeli’nin şu ifadeleri daha büyük bir ders:
“Bak Sayın Kılıçdaroğlu, kalbin çürük olsa da kulağını bana ver..
Onu-bunu bırak, nereye hizmet ettiğinden bahset..
Zillet ittifakıyla PKK’ya nasıl boyun eğdiğini anlat..
Vatana, bayrağa, orduya kast edenlerle ittifak kurmuş birisinin ağzına alacağı ne millet, ne de milliyetçiliktir, sadece zillet ve rezalettir..”
…
KIYASLAYIN YETER
Her şey gözlerinizin önünde gelişiyor..
16 yıl öncesini (IMF’li yılları) ve sonrasını biraz kıyaslayın..
Ve kişilere, olaylara, konuşulanlara, algılara dikkat edin..
Uygulamaya soktukları “tuzağı da darbeyi de” çok iyi göreceksiniz..
“Anlayana sivrisinek saz”mış..
Unutmayın, başka Türkiye yok..