Bayram boyunca sosyal medyada iktidara ve Tayyip’e saldırılar o kadar yoğunlaştı ki..
“Bayramlaşmalar” bile bu saldırıların gölgesinde kaldı..
Tipik bir “muhalefet kafası” bu..
Ama, “dış destekli bir muhalefet kafası”..
Ülkemizde, ülke ve millet adına ne kadar iyi şey yapılıyorsa hepsinde bir eksiklik-yanlışlık arama yolunu seçiyorlar..
Hiçbir şey bulamazlarsa, “sorular”la kafa karıştırma taktiği uyguluyorlar..
Bütün dertleri, “Tayyip ve ekibi Türkiye’ye iyi bir şey yapıp da prim kazanmasın, yaparlarsa da itibar edilmesin”..
…
Siz de “bu kafa”ya itibar etmeyin diye..
Bugün bunun bir iki örneğini vereceğim sizlere..
…
ASIL HESAPLARI BAŞKA
Son günlerde Kazdağı ve İstanbul-İzmir Otoyolu üzerinden iktidara çok saldırı var..
“256 lira otoyol ücreti mi olurmuş, bu vatandaşı kazıklamak”mış..
Maden aramaları nedeniyle ağaçlar katlediliyor, “Kazdağı kelleşiyor”muş..
Bunları konu eden yüzlerce paylaşım yapıldı , “beyinsiz” takımı da bu paylaşımları bir daha paylaştı..
Bu da, “ülkemizde iyi şeyler olmasını istemeyen güçler” tarafından çok alkışlandı ve takdir edildi..
Şimdi ellerini oğuşturarak yeni operasyon planlıyorlar..
…
Önce şunu söyleyeyim;
8.5 saatten 3.5 saate düşüren otoyol için alınan 256 lirayı milletin gözünde büyütmeye çalışıyorlar..
Oysa..
1- 8.5 saatlik yolda yaktığı yakıtın bedeli..
2- 8.5 saatlik yolda verilen molalarda yemek ve çay-meşrubat paraları..
3- Aracın yıpranan parçaları..
Nereden bakarsanız bakın en az 1000-1200 lira..
3.5 saatlik yolda ise;
Sadece yakıt bedeli ile 8.5 saatlik yoldan yarı yarıya daha az yıpranan parçalar..
En çok 300-350 lira..
256 lirayı da buna ekleyin, 600 lira bile etmiyor..
“Kaymak gibi yol”da gitmenin keyfini saymıyorum bile..
Bu durumda, 3.5 saatlik otoyol için alınan 256 lira için “halk kazıklanıyor” demek, haksızlık hatta nankörlük değil midir?
Kaldı ki..
8.5 saatlik yoldan gitmek isteyenin kafasına, “3.5 saatlik yoldan gideceksin” diye kimse silah dayamıyor..
Özgürsün, tercih hakkın var..
Daha ne istiyorsun?
…
ÇEVRECİ(!)LERE BAKIN
Gelelim Kazdağı’na..
Eski yazılıp-çizilenleri, İmamoğlu ailesinin kapattığı arazileri, villaları, hatta maden aranan yerin 40 kilometre ötede yapıldığını falan yazmayacağım..
Kendilerine “çevreci” diyen, asıl amaçları ülkede “kaos” çıkarmak olan yüzlerce kişinin yarattığı manzarayı anlatacağım..
Şunları merak ediyorum;
1- Kazdağı’na gelen bunca kişi “çiş-kaka” gibi ihtiyaçların nasıl ve nerede giderdi?
2- Nereden ve nasıl bir oganizasyonla geldiği belli olmayan yiyecek-içecekleri yiyip içtikten sonra oraya-buraya attıkları çöplerle-atıklarla o güzelim ormanı pisletirken, “çevreci” oldukları hiç akıllarına geldi mi?
3- Bu çevreci(!)lerin, “Ege’deki orman yangınlarını ben çıkarttım” diyen PKK’yı bir kez olsun lanetlediklerini göreniniz-duyanınız var mı?
4- Son birkaç günde onlarca orman yangını çıktı.. Gezi'de veya Kazdağı’nda “AĞAÇ” diye höyküren çapulcuları, orman yangını söndürme çalışmalarında “gönüllü” olarak hiç gördünüz mü?
Göremezsiniz..
Çünkü, oralarda;
1- “Bedava içki-yemek” dağıtan sponsor yok..
2- Makyajları bozulur, tırnakları kırılır, façaları hiç olur..
3- Bu çevreci(!)ler kazma kürek kova bile tutmayı bilmez..
…
18 YILDA TÜRKİYE
Son bir bilgi daha vereyim..
- Bütün iç ve dış saldırılara rağmen, AK Parti’nin 2002’de iktidara gelmesinden sonra Türkiye, “önemli bir büyüme hızı” yakaladı..
- Bir dönem yüzde 90’ları bulan enflasyonda başarı elde etti..
- Mali gücünü önemli ölçüde kuvvetlendirirdi, yabancı yatırım için de cazibe merkezi oldu..
- Son 18 yılda GSMH 245 milyar dolardan 784 milyar dolara çıktı..
- Büyümede yakalanan 3 katlık artış birçok kez Türkiye’yi dünya liginde şampiyon yaptı..
- Türkiye yakaladığı büyüme oranıyla ‘dünyanın en hızlısı’ oldu..
- Üstelik bu büyüme, bazı yıllarda kesintiye uğrasa da Türkiye son 20 yılda 21. büyük ekonomiden dünyanın en büyük 13. büyük ekonomisi haline geldi..
…
Bu “dış destekli muhalefet” niye iktidara ve Tayyip’e sürekli saldırıyor, hala anlamadınız mı?