Sadece “o efsane hikayemiz” anlatmıyor Ekrem’i..
Fransızlar bile farkına varmış artık..
- “Bir sengine yekpare Acem yurdu feda edilecek” kadar önemli..
- Dünyadaki birçok devletten sadece nüfus olarak değil, turizm-ticaret ve sanayi olarak da daha büyük..
- “Memnun edildiğinde bütün Türkiye’yi yönetecek” gücü verebilecek özelliğe sahip..
İSTANBUL gibi bir kente “Başkan” olmuş, ama maalesef “ADAM” olamamış, olamıyor..
Kim söylüyor bunu?
Fransız senatör Jacques Mezard söylüyor..
…
ÜLKESİNİ AŞAĞILADI
Fransız senatörün sözlerini kelime kelime vereceğim tabii.
Ama, bu senatör Ekrem’e bu tür bir lafı niye söylüyor, önce onu öğrenelim..
…
Ekrem, 30 Ekim’de “Avrupa Konseyi Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi”ne katılmak için Fransa’ya gitmişti..
Burada, “Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak üç çok vahim hata” yaptı..
1- Uluslararası bir organizasyonda, Türkiye’yi şikayet etti, ülkesini aşağıladı..
2- “Terör örgütü PKK/YPG ile ilişkileri” tespit edilen ve yerlerine kayyım atanan HDP’li belediye başkanlarına, dolayısıyla teröre sahip çıktı..
3- Türkiye düşmanlarının önünde, bağımsız Türk yargısını yerden yere vurdu..
…
Bu arada..
Raportör Andrew Dawson, 31 Mart 2019 Türkiye yerel seçimlerine ilişkin “Gözlem Raporu”nu paylaşırken dedi ki;
“Seçimde gözlemcilik yaparken bir genç geldi ve kim olduğumu bildiği için fısıldayarak, 'seçimi biz kazandık' dedi.. Hiç kimse, seçimi kazandığını fısıldayarak söylemek zorunda olmamalı.. Türkiye, gururlu bir devlet ve bu gururu gösteren bir halkı ve tarihi var.. Türkiye'deki demokrasinin güçlenmesi için, Türkiye'ye yardımcı olmalıyız..”
Bak bak bak..
PKK, YPG, DAEŞ gibi Ortadoğu’da yapılanmış bütün terör örgütlerine kucak açanların, Türkiye’ye “demokrasi dersi” vermeye kalkışması olacak şey değil..
Dawson açıkça Türkiye’yi aşağılıyor, üçüncü dünya devletleri arasında gösteriyor, “çalış abisi olacak olacak” der gibi terbiye vermeye çalışıyor, dalga geçiyor..
Ama..
Başta Ekrem olmak üzere orada bulunan YCHP’li başkanlardan bir tanesi bile çıkıp, Dawson’a haddini bildirmiyor..
O toplantıda Erdoğan olsaydı, bu sözler karşısında susar mıydı sizce?
Farkı fark edin..
…
‘İMAMOĞLU ZAVALLI’
Fransız senatör Jacques Mezard da, bu manzara karşısında kendini tutamıyor ve başta Ekrem’e, ardından o toplantıya katılan diğer TC vatandaşlarına şunu söylüyor:
“İmamoğlu; ülkesini şikayet eden zavallı, onu Fransa’ya turist olarak bile almam..”
…
Durun, senatörün sözlerini kelime kelime vereyim..
Jacques Mezard’a, “Ekrem İmamoğlu'nun konuşması için ne düşünüyorsunuz” diye soruluyor..
“Türkiye dostu” olarak bilinen senatör, bu soruya çok ağır şu cevabı veriyor:
“Dünyanın 7 harikasından birine, İstanbul’a Başkanı olacaksın..
Fikirleri ile öncülük edeceğine, bakmadan konuşamadığı kağıda bakacaksın..
Avrupa Parlementosu’nda eli cebinde konuşacaksın..
Türkiye’yi eleştirenlerin sesini kesen Erdoğan’ı ve kendi ülkeni şikayet edecek kadar zavallının biri olacaksın..
Olacak şey değil..
Bana kalsa, ülkesinin iç meselesini dışta satacak kadar karaktersiz kişilikleri Fransa’ya turist olarak bile almam..”
…
Eminim, Ekrem böylesine ağır lafları kendi ülkesinde hiç kimseden duymamıştır..
…
Yurtdışında Türkiye’yi jurnalleme yarışına giren muhalif YCHP’lilere, “bir ABD’li muhalifin duruşu”nu da örnek göstereceğim..
Temsilciler Meclisi’nin Demokrat Başkanı Nancy Pelosi, en ileri Trump muhalifidir..
Ama, Fransa’da bulunduğu sırada bir gazeteci, “Trump’ın Suriye kararlarını doğru bulup bulmadığını” soruyor..
Cevap: “Prensip gereği, yurtdışındayken ABD Başkanı hakkında konuşmam..”
YCHP’liler bundan bir şey öğrenir mi dersiniz?
…
GÜZEL OLUYOR MU?
Ekrem’in kafası Barış Pınarı’ndan önce çok karışıktı..
Ama, Türkiye nefretini 40 yıl PKK’ya hamilik yaparak kusan Fransa’da, kendini evinde hissedince hemen netleşiverdi..
Burada PKK sevgisi iyice depreşen Ekrem, “şikayetlerini” de sıralayıp İstanbul’a döndü..
Şimdi soralım;
“Güzel oluyor mu her şey?”