Bugün “Antalya” konusunda siyasetçilerle biraz hesaplaşalım istiyorum..
İstediğim tek şey, “daha iyi yaşanabilir bir Antalya” ve biraz da “vicdan”..
…
TABELA BELEDİYECİLİĞİ
1- “Antalya Büyükşehir Belediyesi” tabelasının üstüne, (Antalya başka bir ülkenin kentiymiş gibi) “Türkiye Cumhuriyeti” yazısı eklendi..
Gazetelerde boy boy haber..
2- Büyükşehir Belediyesi’nin önüne Atatürk heykeli dikildi..
Gazetelerde boy boy haber..
3- “Antalya Kültür Merkezi”nin adı, “Atatürk Kültür Merkezi” olarak değiştirildi..
Önceki gün binaya “Atatürk Kültür Merkezi” yazılı tabela da asıldı..
AKM’deki etkinliklerin içeriği değişecek sanki..
Gazetelerde yine boy boy haber..
Ve hepsi de “büyük bir hizmet” gibi gösterildi..
…
Hani CHP’liler Menderes Türel’i hep “tabela belediyeciliği yapıyor” diye suçluyordu ya..
Bu yapılanlara hiç sesleri çıkmıyor..
Siyasetçi de olsan, siyaset de yapsan, biraz “vicdanlı olmak” lazım..
…
KONYAALTI SAHİLİ
“Vicdansızlık” sadece “tabela” ile sınırlı değil..
“Konyaaltı sahili üzerinden duyarlılık kasanlar”ı da anlatalım biraz..
…
Konyaaltı sahili, 2000'li yılların başında dönemin CHP'li Büyükşehir Belediye Başkanı Bekir Kumbul pas geçilerek, ANAP’lı Muhittin Böcek’in başkanlığını yaptığı Konyaaltı Belediyesi’ne tahsis edildi..
Böcek tarafından da “adrese teslim” ihale ile sahilin işletmesi bir Gruba verildi..
- 6 metrekare olması gereken büfelerin 160 metrekareye çıktığı..
- Balık restoranlara dönüştüğü..
- Canlı müzik yapıp, dansöz oynatılan mekanlar haline geldiği..
- Sırf oradaki işletmeler para kazansın diye karşısında vatandaşın mülklerindeki işletmelerin belediye tarafından yıkıldığı..
- Alt kiracılara yüzbinlerce euro hava ve kira bedeli karşılığında verilen işletmelerin, “kontrol edilemez” hale geldiği..
Sır değil..
Bu konuları dile getiren bazı gazeteciler dayak bile yedi..
Defterdarlık 3 defa, “sözleşme ve kıyı kanununa aykırılıklar” nedeniyle Konyaaltı Belediyesi ve işletmeci firmayı uyardı, sonunda sözleşmeyi feshederek sahili Belediye’nin elinden aldı..
O günkü tartışmalar hala gazete arşivlerinde duruyor..
…
Geçmişte Belediye ve Defterdarlık sahilden çok cüzi para kazanırken, Grup iyi para kazandı..
Ve buna çanak tutanlar, şimdi Konyaaltı sahili üzerinden duyarlılık kasıyor...
Bu nasıl bir pişkinliktir, nasıl bir “vicdan”dır, anlayan beri gelsin..
…
“İCRACI” CEM OĞUZ
Şu anda Muhittin Böcek’in danışmanlığını yapan İnşaat Mühendisleri Odası Antalya Şubesi eski Başkanı Cem Oğuz..
Görevi devrettiği genel kurulda çok önemli bir saptama yapmış ve “Antalya’da kentlilik bilinci yok” demişti..
Bu “yok”lar arasına, “ulaşım ve deprem ile kentsel dönüşüm planları”nı da ilave etmişti..
Ardından da, “Antalya göç alıp, kontrolsüz büyüyüp, çarpık yapılaşıyor”u yapıştırmıştı..
Bu saptamaların hepsi doğruydu..
Şu anda “kentin icra makamı”na akıl veriyor, yol gösteriyor..
O sözleri söylerken, bir gün böyle bir makama geleceğini hiç düşünmüş müydü, bunu bilemem..
Ama..
Cem Oğuz’a soruyorum;
Belediyelerin en çok yaptığı şey, “çarpık kentleşme”nin de nedeni olan “plan tadilatları”dır..
Peki, bu plan tadilatları yapılırken olaya “teknik açıdan” bakılmasını sağlayabilecek misin?
Oda Başkanı iken yaptığın gibi, olan-biteni kamuoyuna bildirebilecek misin?
Bu ve benzeri rant tadilatları ve siyasetçiler nedeniyle Antalya halkında “kentlilik bilinci” oluşmadığını, somut örneklerle bu kent insanına anlatacak mısın?
“Antalya’da kentlilik bilinci yok, ulaşım planı yok, deprem planı yok, kentsel dönüşüm planı yok, kent çarpık yapılaşıyor” demek kolay..
“O zaman başka, şimdi başka” deyip, söylediklerini yutacak mısın?
Göreceğiz..
…
VİCDAN MESELESİ
Canlar..
Siyaset yapalım tamam da..
Bu siyaseti “halka hizmet aracı” olarak görmez ve yapmazsanız, Antalya’nın geleceğine dinamit koyarsınız..
Lafım, bütün partileredir bilesiniz..
Elinizi biraz vicdanınıza koyun, yeter..