CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, BİRKONFED İş Dünyası Konfederasyonu’nun “Ekonomi Değerlendirme Toplantıları” programına katıldı..
Ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı..
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın EYT ile ilgili önceki gün yaptığı, "seçim kaybetsek de yokum" açıklaması aktarılarak yöneltilen soru üzerine KK dedi ki:
“Erdoğan ve iktidarı, Türkiye'nin bugüne kadarki hiçbir sorununu çözmedi, tam tersine sorun üretti.. Söz veriyorum, Türkiye'deki bütün sorunları akılcı, tutarlı politikalarla istişare ederek çözeceğiz.."
…
KILIÇDAROĞLU HAKLI
Erdoğan’cılar, KK’ye hemen tepki göstermesin..
Adam verdiği hiçbir sözü tutmuyor, ama “Erdoğan sorun yaratıyor” sözünde haklı..
Başkan, gerçekten de bir sürü sorun yaratıyor..
Ama ülkeye değil, dünyaya sorun yaratıyor..
KK sadece bunu içeriye mal etmeye çalışıyor, o kadar..
Çünkü, elinden ancak bu kadarı geliyor..
…
“Dünyaya sorun yaratıyor” derken de, bunu ezbere söylemiyorum..
Türkiye’nin ön saftaki düşmanlarından biri olan Fransa’nın önde gelen yayın organlarından Le Monde Gazetesi, “Türkiye'nin ABD ve küresel dengeler açısından önemini belirten çarpıcı bir analiz” yapmış..
“Türkiye dünyadaki eski dengeleri bozuyor” diyor..
Yani, “Türkiye dünyaya sorun yaratıyor” demeye getiriyor..
Böyle diyor, ama eleştiriyor mu takdir mi ediyor, bunu sizin anlayışınıza bırakacağım..
Hele bir okuyun..
…
FRANSIZ ANALİZİ
“Ankara çok yönlü bir dış politika uyguluyor..
Kendi ulusal çıkarları için gerektiğinde güç kullanması, yeni müttefikler edinmesi ve küresel düzenin işleyişini tartışmaya açması nedeniyle eski dengeleri bozan bir ülke konumuna geldi..
Küresel arenada Türkiye’nin sesi daha çok duyuluyor..
Türkiye 2. Dünya Savaşı'ndan beri Batı'ya yakın duruyordu..
Ama, kesinlikle öngörülebilir bir müttefik değil..
1974'teki Kıbrıs Barış Harekatı, 2003 yılındaki Irak tezkeresinin TBMM'den geçmemesi, ABD ile ihtilafların aslında daha önce birçok kez ön plana çıkmaması, bunun bir göstergesidir..
Türkiye'nin Boğazları kontrol etmesi, NATO'da ordusu en büyük 2. ülke konumunda bulunması, NATO'daki tek Müslüman ülke olması ve İncirlik Üssü gibi nedenlerle ABD için çok önemli bir ülke..
ABD ile anlaşmazlıkları bazen çok fazla öne çıkmasına rağmen Türkiye, 'köprüleri yakma' niyetinde değil..
Ankara kendi gücünün ve imkanlarının farkında..
Ve zaman zaman güç kullanarak kendi çıkarlarını koruyor..”
...
KİLİT MÜTTEFİK
Le Monde, Türkiye-Rusya ilişkilerini de irdelediği analizinde şunları yazıyor:
“Türkiye Batılı müttefiklerinin aksine, Rusya'yı düşman ya da tehdit olarak görmüyor..
İki ülkenin de işbirliğine duyduğu karşılıklı ilgi sebebiyle, ilişkilerin tamamen kopması şeklinde bir senaryo olası değil..
Türkiye, Suriye'de Rusya için kilit müttefik olmayı sürdürecektir..
…
Taktiksel sorunlar yaşama ihtimali bulunmasına rağmen Türkiye, bölge politikası açısından Rusya'yı ABD'ye göre daha az zararlı görüyor..
Bununla bağlantılı olarak..
Türkiye, uluslararası arenada sesini duyuran ve eski dengeleri bozan bir ülke olmuştur..
İşte örnekleri;
1- Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bugünün küresel düzenine itiraz etmesi..
2- Bu düzenin 5 ülke tarafından (BMGK daimi üyeleri) yönetilmesinin kabul edilemez bulduğunu ifade etmesi..”
…
KORKU VE ENDİŞE
Evet, “Fransa bile Türkiye’nin (Erdoğan sayesinde) dünyanın önemli aktörleri arasında yerini aldığını, ulusal çıkar sözkonusu olduğunda sorun yaratmaktan çekinmediğini” kabul ediyor..
Ama..
İçimizdeki Fransızlar ve YCHP’liler ısrarla Erdoğan’ı itibarsızlaştırabilmek için çırpınıyor..
“Dünya aktörleri” arasında yer edinmek “hayt-huyt”la olmuyor tabii..
Askeri ve ekonomik olarak “büyük bir güç” sahibi olmak gerekiyor..
Türkiye’nin bu gücünü yurtdışındakiler “korku ve endişeyle” izliyor, tamam da..
Yurtiçindekiler niye “korku ve endişeye” kapılıp da “EYT” gibi, bir kısım vatandaşın hassasiyeti üzerinden siyaset yapıyor?
İşte bu, vatandaşlarımıza iyice bir anlatmalı bence..
Birileri de “anlamalı” artık..