Menderes Türel döneminde, “uluslararası” niteliğe kavuşturulan..
Muhittin Böcek seçilince, “özümüze dönüyoruz” sloganıyla “ulusal” niteliğiyle yapılan..
Antalya Altın Portakal Film Festivali’ni, “bende Erdoğan fobisi var” diyen İletişim tahsil etmiş fanatik bir CHP’linin sözleriyle size aktarmak istiyorum..
Bakalım, taraflı-tarafsız kim ne söyleyecek..
…
İÇLER ACISI
Önceki akşam beni aradı..
“Biliyorsunuz Ali Bey, ben iyi bir CHP’liyim, ama bu CHP neye elini atsa berbat ediyor” dedi..
“Hayırdır” diye sordum..
“Şu Altın Portakal’ı sizinle paylaşmak istiyorum, olmaz böyle şey” dedi..
Ve şunları söyledi:
“Sayın Menderes Türel döneminde festival, uluslararası niteliğiyle bir kalite kazanmıştı..
Festival’de yarışacak filmler arasına, uluslararası alanda ses getirecek en az iki-üç filmimiz giriyordu..
Ve bu filmleri zevkle izliyorduk..
Sayın Muhittin Böcek bu yıl (hangi akla hizmet ettiyse) özümüze dönüyoruz diyerek, festivali eski haline, yani ulusal düzeye çekti..
Çekmez olaydı..
Festivalde yarışan Türk filmleri o kadar berbat ki; hangisine gittiysem yarısında çıktım..
Hatta birinde 15 dakika bile kalamadım..
Sadece ben mi?
Hayır, benimle birlikte filmi seyredenlerin büyük bir çoğunluğu benimle aynı fikirdeydi, onlar da çıkıp gittiler..
Bazı filmlerle ilgili olarak yönetmenleri dinledik..
Türk sinemasıyla ilgili hiç iyi şeyler söylemediler..
Zaten ortadaydı..
Eğer, uluslararası düzeyde filmler yapamayacaksak, bu festivalin de bir anlamı kalmıyor..
Bu CHP’li Başkan, Sayın Türel’in emeklerini de heba etti, yazık..”
…
Bu sözlerine şunları da ilave etti:
“Bu CHP sadece festivali berbat etmekle kalmıyor, şehir hizmetlerini de berbat ediyorlar..
Varsak’taki raylı sistemi gördükçe içim yanıyor..
Sayın Türel’e seçim kaybettirdiği iddia edilen Şarampol’ün şimdiki cıvıl cıvıl halini gördükçe, takdir etmekten ve adama haksızlık yapıldığını itiraf etmekten kendimi alamıyorum..
Sayın Böcek’ ne yapıyor?
Bol bol kendi reklamını yapıyor, Sayın Türel’in yaptıklarını da kendine mal etmeye çalışıyor..
CHP böyle olmamalı..”
…
DEMİRTAŞ FİLMİ
Bu sözlerinin ardından tekrar Festival’e döndü..
Dedi ki;
“Selahattin Demirtaş’ın hayatı denilen kısa filmi de izledim..
Cezaevi’nden çıkan bir gencin, bir otobüs şoförü ile sohbeti yer alıyor..
Ve gencin avukat olma hayali vurgulanıyor..
Filmin sonunda bu gencin Selahattin Demirtaş olduğunu anlıyorsunuz..
Bu filme niye bu kadar tepki gösterildi anlayamadım..”
Burada şunu söyledim kendisine:
“Bu bir algı operasyonu..
Terör örgütü PKK ile bağlantısı tespit edildiği için ceza aldı ve şu an cezaevinde yatıyor..
Yani, bu ülkenin bütünlüğünü bozmaya çalışan, bu arada kadın-çocuk, genç yaşlı demeden yaklaşık 50 yıldır bu ülkeye kan kusturan, bu arada 150 milyar dolarımızı boşa harcatan PKK’ya destek çıkan biri..
Ve bu filmle onu masum, mazlum ve sempatik göstermeye çalışıyorlar, bak seni bile kandırmışlar..”
Şaşırdı..
“Bak hiç o gözle bakmamıştım, evet haklısın, şimdi düşünüyorum da, haklısın galiba” dedi..
Kendi kendime dedim ki;
“Okumuş-üfürmüş birini bile uyutmuşlarsa, ötesini düşünmek bile istemiyorum..”
…
SAKLANAMIYOR
Sonra bana, “Peki Sayın Böcek bunu bilmiyor muydu, niye buna izin verdi” diye sordu..
Acı acı güldüm..
“Yeni CHP böyle bir şey işte, ittifak yaptığı partilere bak, ötesini söylemeye gerek kalmıyor.. Böcek de bu CHP’nin bir neferi, ne bekliyordun ki” dedim..
Kısık bir sesle, “çok haklısın” dedi..
Ve bazı olayları daha geniş bir zamanda konuşalım diyerek konuyu kapattık..
…
Fanatik bir CHP’liden, YCHP ile ilgili duyduklarım beni de çok şaşırtmıştı..
“Gerçekler” balçıkla sıvanmıyor..