İki gün önce Antalya Gazeteciler Cemiyeti’nin bir ödül töreni vardı..
Konularında “yılın gazetecisi” seçilen arkadaşlarımıza ödülleri dağıtıldı..
Cemiyet Başkanı tören öncesinde yaptığı konuşmada, “Gazetelerimiz can çekişiyor, çalışan da sıkıntı yaşıyor, yerel basın herkese lazım” dedi..
Ve ilgili mercilerden “destek” istedi..
Ben bugün bu “destek isteğini” biraz yaygınlaştırmak istiyorum..
Özellikle Antalya’da görev yapan yöneticiler, iş yapan patronlar ve bu kentte yaşayan vatandaşlara diyeceklerim var..
Böylece AGC Başkanı’nın “destek isteğine” de bir katkımız olur umarım..
…
“ASIL SORUN” BU
Antalya’da yaşadığımız bir “gerçek” var..
“Antalya halkı, Antalya’nın sorunlarına karşı gereken duyarlılığı göstermiyor..”
Niye mi?
Okuduğu gazeteye bakın, anlarsınız..
…
Yerel gazetelerin (bazen de yaygın gazetelerin) onlarca köşe yazarı her gün Antalya’nın sorunlarını yazar..
Yollarla, suyla, denizle, kent içi ulaşımla, alt yapıyla, arıtmayla, güvenlikle, sağlıkla, faleziyle, binalarıyla, bugünüyle, yarınıyla...
Kısacası, Antalya’nın akla gelebilecek her konusuyla ilgili sorunları dile getirir..
Tespitlerini aktarır..
İlgili ve yetkili yöneticileriyle konuşur, bunu Antalyalıya iletir..
Fakat, bütün bu yazılanlarla ilgili olarak Antalya halkının yüzde 99’unun kılı kıpırdamaz..
Belki de bizzat yaşadığı bir sorun, o gazetecinin bir yazısıyla çözüme kavuşmuştur..
Ama, arayıp da bir teşekkür bile etmez..
Çünkü, o sorunun çözümüne neden olan yazıyı ya da haberi okumamıştır..
…
İşte Antalya’nın ve Antalyalının “asıl sorunu” bu..
“Yerel gazeteleri okumamak”..
Oysa, şu anda yayınlanmakta olan (internet gazeteleri hariç) 11-12 civarındaki “yerel” gazeteden sadece birini okusa, en azından çevresinde olup bitenlerden haberdar olacak..
Kentin gelişimini izleyecek..
Çalışan yöneticiyle çalışmayanı ayırt edecek..
Maalesef, Antalya halkının büyük bir çoğunluğu “yerel gazete” okumadığı için, bunları fark edemiyor bile..
…
YEREL BİR GÜÇ
“Yerel basının gücü”ne geçmeden önce, “patronlara” bir çift lafım var..
Çok merak ediyorum, Antalya’dan ve Antalya sayesinde kazanan iş insanlarının kaç tanesi “yerel gazete abonesi” acaba?
Eminim, bir elin parmakları kadardır..
Oysa, her gün işyerine aldığı yaygın basın gazeteleri bu iş insanların yerel anlamdaki sorunlarına hiç değinmez..
Bu iş insanları kendilerini anlatmak istese hiçbiri tek sütün yer vermez..
Ama, hangi yerel gazeteye konuşsa, derdini anlatsa yer bulur, manşet bile olur..
Yapmaları gereken şey, hemen hepsinin bir yerel gazeteye abone olmasıdır..
Böylece, hem kentten haberdar olmak hem de kendini anlatmak gibi imkanlara kavuşurlar..
Maalesef, bu bilince sahip bir iş dünyası da yok Antalya’da..
…
Kimsenin pek farkında olmadığı “yerel basının gücü” ile ilgili bir-iki örnek vereyim size..
- Arıtmanın “biyolojik” olmasını “yerel basın” sağladı..
- Kentin içindeki yeşil alanların rant uğruna yok edilmesi, yerel basın sayesinde azaldı..
- Adım başı durup-kalkan dolmuş ve otobüslere “durak alışkanlığı” yerel basın sayesinde kazandırıldı..
- Dokuma alanının, halkın kullanımına verilmesi yerel basının ısrarlı tutumu ile sağlandı..
- Köprülü kavşakların peşpeşe yapılmasının nedeni de yine yerel basındır..
- Suçluların belalısı olan “MOBESE SİSTEMİ” yine yerel basın sayesinde Antalya’ya kazandırıldı..
Daha niceleri var..
Ve dikkat edin, bunlar kentin “temel sorunları”..
…
OKUYUN OKUTUN
AGC Başkanı’nın dediği gibi;
“Can çekişen” yerel gazeteler olağanüstü şartlarda, Antalya’nın “daha iyi yaşanabilir” bir kent olması için çırpınıyor..
Ve gerçekten her anlamda desteğe ihtiyacı var..
Şu anda en çok satan yerel gazetenin “satış rakam”ını bilseniz, kahkahalarla gülersiniz..
600 bin civarında aile ve 2 milyona yaklaşan kent nüfusu olan Antalya’da, yerel gazeteler az satıyor ise, burada bir gariplik yok mu sizce?
Yaşadığı kentte olup-bitenlere yeterince duyarlılık göstermeyenlerin, yöneticilerinden şikayet etmeye, yeterli hizmeti alamamaktan yakınmaya hakları da olamaz..
Kent halkının yerel gazetelere göstereceği ilgi, kenti yönetenlerin daha dikkatli olmasını sağlar..
Çalışan, çalıştıran, yöneten, yaşayan herkes bunu asla unutmasın..