Türk Silahlı Kuvvetleri ve Suriye Milli Ordusu tarafından Suriye'de gerçekleştirilen “Barış Pınarı Harekatı’nın 4. günündeki ülke manzaramız” bazı parazitlere rağmen umut veriyor..
“Dünyada yaşanan gelişmeler ve Türkiye gerçekleri” farklı görüşteki insanları, “konu Türkiye ise gerisi teferruattır” noktasına getiriyor ve “bir olmaya” itiyor adeta..
Bugün bunlardan bir-iki örnek vereceğim sizlere..
Çünkü, “dışarıya karşı bir olalım, kenetlenelim” istiyorum..
…
UMUT VERDİLER
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal twitter hesabından bir çağrı yaptı..
CHP, MHP ve İyi Parti’li isimlerden buna “güçlü Türkiye açısından umut verici” cevaplar geldi..
…
Mahir Ünal
“Bir vatandaş olarak, hangi siyasi partiden olursak kolalım, bütün vatanseverleri Türkiye Cumhuriyeti ortak paydasında sosyal medyada yürütülen bu küresel propaganda ile mücadeleye davet ediyorum..”
Ve bu paylaşımına CHP’den Engin Altay’ı, MHP’den Sadir Durmaz’ı, İyi Parti’den Yavuz Ağıralioğlu’nu etiketledi, “#BizTürkiyeyiz” dedi..
Ünal’ın paylaşımına bu isimlerden “destek” geldi..
Bu cevaplar, “dünyaya verilen önemli bir mesaj”dır..
…
Engin Altay;
“Biz içeride bazen müzakere bazen çok sert münakaşa yaparız.. Ama, Türkiye’mize dışarıdan yapılan her türlü müdahale, tehdit ve hadsizliğe karşı gereken cevabı vermesini de biliriz.. #BizTürkiyeyiz, hiçbir emperyal güce papuç bırakmayacak birikime sahibiz..” dedi..
…
Sadir Durmaz;
“Devletimizin haklı ve meşru gerekçelerle başlattığı Barış Pınarı harekatına, siyaset üstü bir yaklaşımla ve milli mücadele anlayışıyla destek vermek her Türk vatandaşının ahlaki sorumluluğudur.. #BizTürkiyeyiz..” dedi..
…
Yavuz Ağıralioğlu;
“Mehmetçik sınır dışında operasyondayken, parti, ittifak vesaire yoktur.. Gündelik siyasette sesler biraz kısılır.. Bütün vatandaşlarımızı, ‘Al Bayrağın Partisi’ne davet ediyoruz.. 82 milyon birlikte #BizTürkiyeyiz.. Dualarımız kahraman askerlerimizle..” dedi..
…
İşte, “ülkesini seven, hain olmayan” her Türk vatandaşının görmek istediği tablo budur..
…
TURİZM TALİ KONU
Antalyalı turizmciler de..
“Barış Pınarı Harekatı”nın turizme olumsuz etkisinin olmadığını belirterek, “konu ülkenin bekasıysa, turizmin nasıl etkileneceği tali bir konudur” dediler..
Bir savaş ya da terörist eylemden en çok olumsuz etkilenen sektörlerin başında gelen turizmin temsilcilerinin, harekata verdikleri bu destek çok anlamlıdır..
Ama, hükümetin politikaları ve terörle mücadele azmi sayesinde ülkemizde sağlanan “güvenli Türkiye” imajını takdir etmek gerek..
Bu yıl 16 milyon turist ağırlaması hedeflenen Antalya'da ekim ayı itibarıyla gelen turist sayısı 13 milyonu geçti..
Fırat'ın doğusunda başlatılan harekat nedeniyle, “yurt dışında başlatılan olumsuz propaganda”ya rağmen Antalya'da turistler tatillerini gönül rahatlığı içinde geçiriyor..
Ekim ayı olmasına rağmen otellerdeki doluluk oranı düşmeyen Antalya'da gündüz deniz ve havuzlarda eğlenen turistler geceleri de eğlenmeye devam ediyor..
Yani; Türkiye karşıtı ülkelerin yöneticileri ne derse desin, vatandaşları Türkiye’ye gelmekten, burada bulunmaktan çok memnunlar..
Ve hiçbiri de kendini “güvensiz” hissetmiyor..
…
ADETA ATİNA BAROSU
Öte yandan..
Siyasi partilerimizin temsilcileri, turizmciler ve neredeyse bütün STK’lar destek verirken, İzmir Barosu “Harekata” karşı çıkıyor..
“Türkiye düşmanlarının istekleri” ne ise, aynı istekte bulunuyor..
Bunu yaparken de, “İzmir Barosu tarihi boyunca ‘BARIŞ'ı öncelemiş, savaşlara karşı çıkmıştır” gibi, ‘SÜSLÜ SÖZLER’in ardına sığınıyor..
Bu açıklama, “terör ve güvenlik” açısından, “Türkiye çıkarları” açısından, özetle “Türkiye ve dünya gerçekleri” açısından kabul edilebilir ve hoş görülecek bir durum değildir..
Hukuku temsil eden bir kuruluşun bu açıklamasına “hukuki” olarak bakacak olursak..
Bunu “fikir özgürlüğü” olarak kabul etmek de mümkün değildir..
Çünkü..
“Siyasi iktidarı savaşa son vermeye çağırıyoruz” demek, -bu şartlarda- densizlikten öte ihanettir..
Türkiye’yi “haklı” olduğu bir davada, “haksız” konumuna düşürmektir..
…
“BARO”ya bakın..
İzmir Barosu değil, adeta Atina Barosu..