Bu haber Tayyip ve Türel karşıtlarının çok hoşuna gidecek..
Sosyal medyada bolca paylaşılıyor..
Habere göre;
“Mimarlar Odası ve Şehir Plancıları Odası ile dönemin Büyükşehir Meclis üyesi Songül Başkaya’nın açtığı Boğaçay Projesi’nin yanlış olduğu ve durdurulması gerektiği ile iki odanın açtığı Kruvaziyer Limanı Projesi’nin yanlış olduğu bilirkişi raporları ile doğrulandı..”
Ve bu habere hemen şu ilave edilmiş:
“Her iki proje de Antalya Büyükşehir Belediye eski Başkanı AKP’li Menderes Türel tarafından kent dinamiklerini dinlemeyerek hayata geçirilmeye çalışılmıştı..”
İfadelere dikkat ettiniz mi?
Haber değil, CHP’nin basın bülteni mübarek..
…
FELSEFELERİ VAR
Biliyorsunuz;
Bu CHP’liler, siyaset felsefesinin “kötü” yanını öğrenmişler, her yerde ve her konuda bunu uyguluyorlar..
Nedir bu felsefe?
“İnsanları ikna edemiyorsan, kafalarını karıştır..”
İşte bu “bülten” bu felsefenin kanıtıdır..
Çünkü..
CHP’liler, “Ak Parti ve Menderes Türel hizmet üreterek milletin gönlünde taht kurmasın” diye ülke ve Antalya için yapılan bütün projelere karşı çıktılar..
Şimdi de “bilirkişi raporu” diyerek kafaları karıştırmaya devam ediyorlar..
Hatta içlerinden biri, “kentin DNA’sını bozuyorlar” demişti..
…
Şunu sormak zorundayız;
Boğaçayı ve Kruvaziyer Liman projeleri uzmanların (bilirkişilerin) bilgisi ve onayı alınmadan mı hazırlandı?
Elbette hayır..
Bir projenin kentin DNA’sını bozması (yanlış olabilmesi) için, o yerde toprak-iklim ve doğal dengelerin bozulması gerekiyor..
Peki Boğaçayı ve Kruvaziyer Liman için böyle bir “bozulma” sözkonusu mu?
Elbette hayır..
Bu projeler, “uzman raporları”na dayanarak hazırlandı ve yine uzmanların raporu doğrultusunda uygulanması kabul edildi..
(Hangi uzmana kulak vermemiz gerekiyor?)
Bakanlar Kurulu’na kadar gitti, imzalandı, bu karar da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından imzalandı ve Resmi Gazete’de yayımlandı..
Bütün bu aşamalardan geçen bir proje için, “projeler yanlış, kentin DNA’sını bozar” demek, dava açıp iptalini istemek, açık-seçik kafa karıştırmak ve yapılmasını önlemeye çalışmak değil de nedir, söyler misiniz?
…
İŞTE O PROJELER
Boğaçayı Projesi, Antalya’nın yaşam kalitesi ve turizm cazibesini artıracak Türkiye’nin en büyük projelerinden birisi..
Onbinlerce kişiye de istihdam sağlayacak 4 aşamalı bir proje..
31 Mart’tan bu yana, “yosunlar ve sinekler” bahane edilerek itibarsızlaştırmaya çalışılıyor..
Oysa, sinek de yosun da önlenebilir..
Tabii ki, istenirse ve çalışılırsa..
…
"Kruvaziyer Liman”a gelince..
Bu da bütün araştırma ve incelemelerden geçerek ilgili Bakanlık ve Başbakan tarafından kabul edildi, Büyükşehir Meclisi’nin onayından da geçti..
Bu proje ile hedeflenen şey; turizme önemli bir ivme kazandırmak, gelir düzeyi yüksek turistleri getirmek, kaliteyi yükseltmek ve turizmcinin/kent esnafının gelir düzeyini artırmak..
300 metrenin üzerinde 4 tane gemi yanaşabilecek..
Yaklaşık 420 yat kapasiteli bir marina daha olacak..
Ve demir atan gemiden asansörle denizin altına inilecek, denizin içindeki bir akvaryumdan raylı sistemle karaya gelinecek..
“Metro”yla Büyük Liman’a kadar ulaşım sağlanacak..
…
KENTE İHANET
“CHP’liler ve onların arka bahçesi STK’lar tarafından karşı çıkılan, yapılması istenmeyen” projeler işte bunlar..
Bu kenti seven böyle bir şey yapar mı?
Ekmeğini “turizmden” çıkaran bir kent için hayatı önem taşıyan bu projelere karşı çıkar mı?
Ama, görüyorsunuz..
Sadece karşı çıkmakla kalmıyor, bir Ak Parti ve Türel projesi olduğu için “İPTAL” etme-ettirme yoluna gidiyorlar..
“Kentin DNA’sıyla oynanıyor” diyenler, önce kendi DNA’sına bir baktırsın bence..