Hep eğitim sistemimizin bir türlü düzelemediğinden yakınırız ya hani..
Sistemi kuranlarla sistemin içinde yer alanlar genellikle “farklı görüşlere” sahiptirler ya hani..
Bugün sizlere bir öğretmenin “eğitime bakışı” ile Milli Eğitim Bakanı Prof. Dr. Ziya Selçuk’un bir internet sitesinde yayınlanan “eğitim raporu”nun nasıl örtüştüğünü göstereceğim..
Ama öncelikle şunu bilmenizde fayda var;
Bir sistemin işe yarayıp yaramadığını görmek için, sistemin sonuçlarını görmek şarttır..
Bütün dünyada eğitim sistemleri “deneme-yanılma” yoluyla ve uzun yıllara varan sürelerde kurulmuştur..
Eğitim sistemlerinin dünyada “içinde en çok sorun bulunduran” bir sektör olma özelliği vardır..
Çünkü, bu sistemin içinden yer alan siyasetçi, eğitimci, öğrenci ve velilerin neredeyse hepsi, hep “kendilerine göre” bir şey ister..
Bu da sık sık sisteme müdahale edilmesini gerektirir..
…
ÖĞRETMENİN TESPİTİ
Bu ön bilgiler ışığında konumuza geçebiliriz..
Önce lise öğretmeninin tespitlerine ve önerilerine kulak verelim..
…
“Kangren olmuş bir uzvu vücutta tuttukça diğer organları da bozar..
Zorunlu eğitim nedeniyle hiç ama hiç okumak istemeyen bir delikanlıyı zorla lisede tutuyoruz..
Koca adam olmuş ama edep yok, ahlak yok ve öğretmenlerine saygısızlık yapıyor..
Sınıftaki diğer öğrencilere de kötü örnek oluyor..
Bu gibi, ‘okuma isteği olmayan’ çocukların orta okuldan sonra sanata (çıraklık, terzilik, marangozluk, aşçılık vs) gibi alanlara yönlendirilmesi lazım..
Geçen yıl arabam bozulmuştu..
Sanayideki bir usta, ‘hocam şu sorunlu eğitime ben karşıyım’ diye dert yandı..
Ve şunları söyledi:
‘Şu koca sanayide ben ve benim gibi birkaç yaşlı usta kaldık..
Bizler de ölünce araba tamir edecek adam kalmayacak ortalıkta..
Çünkü, şimdi kimse çocuğunu çırak olarak vermiyor..
Liseyi bitirmiş ve üniversite kazanamamış 18-19 yaşındaki çocuklarını getiriyorlar anne-babalar ve o yaştan sonra o delikanlıyı eğitmek imkansız oluyor..
En küçük bir şey dediğin anda sana bağırıyor, bırakıp gidiyor..’
Bu bir örnek..
Çocukları sanayiye gönderelim demiyorum..
Lakin okulla hiç işi olmayan çocuklarımızı, ‘zorunlu eğitim’ adı altında liseye göndermenin de anlamı yok..
Bize sadece mühendis, doktor lazım değil..
Bize el becerisiyle uğraşan kalfalar, çıraklar, ustalar da lazım..
Bir mesleği kavrama yaşı geçtikten sonra çocukları mesleğe yönlendirmek bir şey kazandırmaz..
Okumayacaksa neden zorlanır ki bir çocuk?
Sonra, işte öğretmenine efelenen saygısız, diplomalı cahiller ve işsizler ile doluyor her yan..”
…
BAKAN’IN RAPORU
Bu eğitimcimizin söylediklerini aklınızda tutun..
Ve gelin şimdi de 2-3 gün önce yayınlanan ve Bakan Selçuk’un raporunu okuyun.. (Özetleyerek veriyorum)
“Aklın yolu bir” diye boşuna demiyorlar..
…
- Okullar yıl boyu açık olmalı:
Okulların takvimi, “tarım toplumuna göre düzenlenmiş” ama bilgi toplumuna geçilen dönemde bu yetersiz..
Okullar yıl boyu açık olmalı ve her eğitim bölgesi için ayrı bir takvim oluşturulmalı..
En fazla 10 haftalık eğitim süresinden sonra 2 ya da 3 haftalık bir tatil olmak üzere 40 haftalık bir eğitim öğretim faaliyeti olmalı..
Ancak ülke genelinde ağustos ayının son iki haftası ve eylül ayının ilk haftası ortak tatil olmalı..
Yıl boyu açık eğitim sistemi sayesinde öğrencilerin uzun tatillerde öğrendiklerini unutması da azaltılacak..
- Her öğrenci parmak izi kadar farklı:
Her bir öğrenciye verilecek destek ve öğrencilerin öğrenim yaşamları boyunca izleyecekleri yollar da farklılaşmalı..
Öğrenciler, ilgi, yetenek ve başarıları doğrultusunda eğitim almalı..
Kitleselleştirilmiş eğitimden bireyselleştirilmiş eğitime geçilmeli..
9 farklı tip mizaç olduğunu kabul eden söz konusu sistemin ilk aşamasında, öğrencilerin hangi tarz mizaca sahip oldukları belirlenir..
Ardından öğrencilerin “mizaç yapılarına” uygun olarak, hangi öğrenciye nasıl bir eğitim verileceği, nasıl davranılacağı tespit edilir..
- Her öğrenci 4 yıl lise eğitimi almamalı:
Her öğrencinin bireysel ilerlemesi, akademik gelişimi ve kariyer planlaması birbirinden farklı olduğundan her öğrenci 4 yıllık lise eğitimi almak zorunda değil..
Yükseköğretime devam etmeyi düşünmeyen öğrenciler daha kısa süre içerisinde lise eğitimlerini tamamlayabilmeli..
- İki tür lise olmalı:
Anadolu Liseleri ve Bilim Liseleri..
Sınırlı sayıda kurulacak olan Bilim Liseleri, üstün yetenekli ve üstün başarılı öğrencilere ileri düzey bir eğitim verecek..
Öğrenciler yükseköğretime devam etme tercihlerine göre Anadolu liselerinden 3 veya 4 yılda mezun olabilecek..
…
İYİ GELECEK GİBİ
Evet, yeni sistemin Milli Eğitim Bakanı ile bir eğitimcinin “eğitim sistemi” konusundaki görüşleri böyle..
İkisi de –neredeyse- aynı şeyi söylüyor..
Umarım, bu defa ülkeye de iyi gelecek bir eğitim sistemimiz olacak..
Bana öyle geliyor..