Bugün konusu kadınlar, gazeteciler ve CHP zihniyeti olan bir-iki olay aktaracağım sizlere..
“İbretle” okuyun..
…
NE KADAR ÖZGÜR?
Geçtiğimiz gün, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle İstanbul’da düzenlenen eylemde yer alan bazı pankartlar terbiye sınırlarını yıktı geçti..
İstiklal Caddesi girişinde toplanan “feminist” kadınlar, o sırada okunan ezanı da ıslıkladı..
Ve kadınların ellerindeki pankartlar da “yok artık” dedirten türdendi:
“Fahişeyim-Feministim, Vajinam Şekil Önümden Çekil, Kadının Yoksa Cebinde Parası A.Idır Kumbarası, Erilliğinize Meme Uçlarımızla Baş Kaldırıyoruz..”
Doğal olarak, Taksim Meydanı'nda toplanıp İstiklal Caddesi'nde yürümek isteyen bu kadınlara polis izin vermedi..
…
Elbette bu kadınlar, “kadın”ın temsilcisi olamaz..
Nitekim, bu eyleme en güzel tepkiyi yine bir KADIN göstermiş..
Handan Aksu’nun sosyal medyadan yaptığı bu paylaşımı ibretle okuyun:
“Hemcinslerimden bu kadar tiksindiğimi, cinsimizin bu kadar ayaklar altına alındığını, kadınlığın bu kadar değersizleştirildiğini hatırlamıyorum.. İğrençsiniz..”
…
Buna bir ilave de ben yapayım..
Yine öncelikle kadınlar, “özgürlük istiyoruz” diye eylemler yapıyor ya..
Gerçekten “kadını ve kadınlığı ayaklar altına alan o pankartları” açan kadınlara ve “daha çok özgürlük isteyen bu tür kadınlara destek veren erkekler”e soruyorum;
Daha ne kadar özgürlük istiyorsunuz?
…
GEL DE KAHROLMA
Ülkemizdeki sorunlardan biri de, -maalesef- gazeteler ve gazeteciler..
“Gerçekleri olduğu gibi kamuoyuna aktarmak” bizim gazetelerin ve gazetecilerin işine pek gelmiyor..
Hani hep, “konu vatansa gerisi teferruattır” diyerek, vatanımıza verdiğimiz değeri anlatmak isteriz ya..
Sadece “manzaramızı görün” diye yabancı ülke gazetelerinin haber-yorumları ile vatanımızdaki gazetelerin haber yorumlarından “bir örnek” vereceğim..
…
Yunanistan: Türkiye, savunma sanayiinde çok ilerledi..
İsrail: Akdeniz Türkiye'nin kontrolüne geçti..
Fransa: Afrika’da artık Türkiye'nin sözü geçiyor..
Almanya: Türkler 100 yıllık uykudan uyanıyor..
Türkiye: Patates, Soğan, Saman..
…
Ve bizdeki basından etkilenen geniş bir kitle var ülkemizde..
Bazı gazete ve gazetecilerle “aynı dili” kullanıyor..
Peki, “vatan”a ne oldu?
…
Söz gazete ve gazetecilerden açılmışken, CHP’nin en güvendiği gazetecileri de bilmek istersiniz sanırım..
Bakın kimler:
1- Namaz kılan çocukları tehdit gören Uğur Dündar..
2- Karısını öldüresiye döven İsmail Küçükkaya..
3- PKK’ya övgüler dizip teşekkür eden Fatih Portakal..
4- Atatürk istismarıyla 1 kitabı 2.500 TL’ye satan Yılmaz Özdil..
5- Başörtülülere fahişe diyen Fatih Altaylı..
…
Bunlar, CHP'nin en çok güvendiği isimler..
Kendileri açıkladılar..
Bunlar, aynı zamanda Türkiye’nin 490 milyar dolarına mal olan 28 Şubat'ın medya ayağının en etkin aktörleri..
Yani; “yeni bir 28 Şubat için” yanıp tutuşan aktörler..
Nasıl buluyorlar birbirlerini, değil mi?
…
ANTALYA’DAKİ OLAY
Yine CHP ve yine gazeteciler..
Olay bu defa Antalya’dan..
…
CHP Antalya Büyükşehir Belediye Başkan adayı Muhittin Böcek'in, “proje tanıtım toplantısı”nın açılış konuşması öncesinde..
Gazetecilerle Kemal Kılıçdaroğlu'nun korumaları arasında tartışma çıktı..
Korumaların sahne önünü boşaltmak için gazetecileri uzaklaştırmaya çalışmasına sinirlenen iki gazeteci, fotoğraf makinelerini protokolün önüne bıraktı..
Fotoğraf makineleri Kılıçdaroğlu'nun fotoğrafçısı tarafından protokolün önünden alındı..
Ve bu olaya Kılıçdaroğlu da Böcek de hiç ses çıkarmadı..
…
Hani CHP’liler “basına yapılan kısıtlamalara” karşıydı?
“Seçilirlerse” neler olacağını anlayın artık..