Sosyal medyada öyle eleştiri ve yorumlar yapılıyor ki..
Neredeyse “kendinizden ve bildiklerinizden” şüphe edecek hale geliyorsunuz..
Eleştiri ya da yorum yapanlar, “yazdıklarından o kadar eminler” ki..
“Yanlış biliyorsunuz, doğrusu şu” diye kanıtlasanız bile bunu “bertaraf” etmenin bir yolunu buluyorlar..
Ama, “bilgileriyle” değil, “edepsizlikleriyle”..
Tam bir “cahil cesareti”ne sahipler yani..
…
Bunları gördükçe..
İki psikiyatri uzmanı Dunning ile Kruger’in “kişiler üzerindeki tespitleri” aklıma gelir hep..
Bunu size de aktarmak istiyorum..
Göreceksiniz, etrafınızdaki insanlara bakışınız bile değişecek..
…
GARİP BİR “CESARET”
Dunning ile Kruger, bir “teori” koymuşlar ortaya..
Demişler ki;
“Cehalet, bireyin kendine olan güvenini ve cesaretini artırır..”
Ardından bir araştırma başlatmışlar..
Ve çeşitli uygulamaların sonucunda şu bulgulara ulaşmışlar:
1- Niteliksiz insanlar ne ölçüde niteliksiz olduklarını fark edemezler..
2- Niteliksiz insanlar, niteliklerini abartma eğilimindedirler..
3- Niteliksiz insanlar, gerçekten nitelikli insanların niteliklerini görüp anlamaktan da acizdirler..
4- Eğer nitelikleri belli bir eğitimle artırılırsa, aynı niteliksiz insanlar “niteliksizliklerinin” farkına varmaya başlarlar..
…
Sonra araştırma sonuçları biraraya getirilerek, “Dunning-Kruger Sendromu”nun metni yazılmış..
Bakın o metinde ne var:
“İşinde çok iyi olduğuna yürekten inanan yetersiz kişi;
1- Kendini ve yaptıklarını övmekten..
2- Her işte öne çıkmaktan..
3- Ve aslında yapamayacağı işlere talip olmaktan..
Hiçbir rahatsızlık duymaz..
Aksine her şeyin hakkı olduğunu düşünür..
Ancak..
Bu ‘cahillik ve haddini bilmeme’ karışımı, mesleki açıdan müthiş bir itici güç oluşturur..
Eksiler kariyer açısından artıya dönüşür..
Sonuçta;
‘Kifayetsiz muhterisler’ her zaman ve her yerde daha hızlı yükselirler..
Bu arada, ‘bilgili ve yetenekli insanlar’..
1- Çalışma hayatında ‘fazla alçakgönüllü’ davranarak öne çıkmazlar..
2- Yüksek görevlere kendiliklerinden talip olmazlar..
3- Kıymetlerinin bilinmesini beklerler..
Tabii beklerken kırılır, kendilerini daha da geriye çekerler..
Muhtemelen üstleri tarafından da ihtiras eksikliği ile suçlanırlar..
Yılları da böylece geçer, gider..”
…
“MÜTEVAZİ” OLMAYIN
Bu teori ve araştırmanın ışığında, sizlere bir önerim var;
“Fazla mütevazi olmayın..
Cahillerin sizi ezip geçmesini kabullenmeyin..”
Hatta, “çevrenize şöyle bir bakın, beni daha iyi anlayacaksınız” diyeceğim..
Ama eminim, bu yazıyı okurken bile aklınızdan bir dolu aşina yüz ve isim gelip geçmiştir..
…
Aslında “bu yazıyı niye ve kimlere yazdığımı” çoğunuz iyi biliyorsunuz..
Eminim, bu kifayetsizler yine kendilerine yontacaklar ve “akla zarar yazılar yazıp, sap ile samanı birbirine karıştırmaya devam edecekler”..
Ve bu yazım da “adreslerini” bulacaktır, biliyorum..
Kimbilir, -belki- farkına varırlar da, “kifayetsizliklerini azaltabilmek” için biraz çaba gösterirler..
…
ÇOK ŞEY ANLATIYOR
Yazımı Bertrand Russel‘in şu sözüyle bitirmek istiyorum:
“Dünyanın sorunu; akıllılar hep kuşku içindeyken aptalların küstahça kendilerinden emin olmalarıdır…”
…
Sürç-i lisan ettimse affola..