Tehdit, yalan, iftira, korkutma..
Başta CHP olmak üzere; partisiyle, akademisyeniyle, bazı STK’larıyla, sanatçı(!)larıyla bütün muhalefet bunları kullanıyor..
Daha doğrusu..
Savcılıkta ifade verdikten sonra DW Türkçe'ye konuşan Müjdat Gezen’in, “bizim arkamızdaki kitle onun seçmen sayısını en az üçe katlar" sözleriyle kastettiği kişilerin talimatlarını yerine getiriyorlar..
…
Türkiye’nin nüfusu 82 milyon..
Erdoğan’ın aldığı oy sayısı 26.3 milyon, muhalefetin (ittifakın) aldığı toplam oy sayısı 23 milyon..
Bu tabloya göre; (Erdoğan’ı ayağından asacak) Müjdat Gezen’in “arkasındaki kitle” muhalefet partileri olmadığına göre, kimler acaba?
Bu sözler, “bir itiraf”tır aslında..
…
ARKALARINDAKİ “KİTLE”
Demek ki DIŞARIDAN birileri, “konuşun, tehdit edin, ayrıştırın, tahrik edin, ortalığı karıştırın, milleti birbirine düşürün, halk da seçse Cumhurbaşkanı’nı itibarsızlaştırın, biz sizi koruruz” diye talimat veriyor..
Ve bu talimat, partilerin tabanı (yani vatandaş hariç), şöhret olmuş, toplumda yer edinmiş iktidar karşıtı olan bütün muhalif kişilere veriliyor olmalı ki, özellikle Erdoğan’a karşı “topyekün” saldırıya geçtiler..
Sanat(!)çılar bir taraftan, siyasiler bir taraftan, anamuhalefet lideri bir taraftan saldırıyor..
“Süslü sözler ve sloganlar”la algı operasyonu yapıyorlar..
Başvurdukları yöntem de, “tehdit, yalan, iftira, korkutma”..
…
Mesela Kemal Kılıçdaroğlu..
Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yönelik iftira, yalan ve hakaretlerinden dolayı defalarca tazminat ödemeye mahkum edildi..
“Arkasındaki kitle”ye o kadar güveniyor ki, hala aynı tür yalan ve hakaretlerine devam ediyor..
En yakın örneklerden biri; “Erdoğan damadı Berat Albayrak’ı İsrail’e gönderdi” demesi..
Yalan söylediği kanıtlandı..
Yüzü kızardı mı, hayır..
Ardından hem iftira hem yalana başvurdu..
“Erdoğan meşru seçimle gelmedi” dedi..
Böyle bir şey söylerken bir insan önce kendine bakmaz mı?
Kendisi “kasetle” o koltuğa oturduğu için, herkesi kendisi gibi kumpasçı falan sanıyor herhalde?
Milletin önüne sandık konması nasıl “meşru” olmaz, anlayan beri gelsin..
…
ANTALYA VE UYSAL
Daha onlarca yalan, iftira, hakaret var, ama biz bunu geçelim..
Şimdi de Antalya’ya dönmek istiyorum..
Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal’ın (adaylığı açıklandıktan sonra) geçtiğimiz cumartesi günü partililerle buluşmasında yaptığı bir konuşma var ki, vay ki vay..
Her zaman yaptığı gibi, yine “süslü sözler”le hem Vali’ye, hem Emniyet Müdürü’ne, hem de Büyükşehir’e giydiriyor da giydiriyor..
…
Özetle diyor ki;
“Ben Kaleiçi Festivali’ni niye yapıyorum, biliyor musunuz? Turist kentin içine girsin diye yapıyorum.. Turist havaalanından kente girmiyor, çünkü güvenliği yok..”
Neymiş?
Turist kente girmekten korkuyormuş, çünkü güvenliği tehlikedeymiş..
Vali ya da Emniyet Müdürü, bu lafın altında kalacak mı, merak ediyorum..
…
Ben 24 yıldır Muratpaşa’da oturuyorum..
Muratpaşa’yı öyle bir anlatıyor ki; “yaşadığım Muratpaşa” ile hiç alakası yok..
4 yıl 8.5 ay boyunca, sokaklarda asfaltı yıkayıp temizleyen bir tane bile temizlik aracı görmedim..
Adaylığı açıklandıktan hemen sonra, bu araçlara rastlamaya başladım..
Uysal, seçimlere 3.5 ay kala yaptığı bu göz boyamaları asla söylemiyor..
Ama, “Muratpaşa'da hiç kimse bizim ötekimiz değil” gibi, “Türkiye bizi örnek almalı” gibi süslü sözlerle Büyükşehir’in hizmetlerini ve hükümeti itibarsızlaştırmaya çalışıyor..
Caddeler Büyükşehir’e ait ya; “sokaklarımızdaki asfalt caddelerden daha iyi” diyor..
Muratpaşa öyle güzel(!) asfalt çalışması yapıyor ki; yağmur yağdıktan günler sonra bile “gölcük”lerden geçilmiyor..
Torunum da oralardan geçerken, “dede hangisinde yüzelim” diye dalga geçiyor..
Yetmiyor, Boğaçayı Projesi’ni kötülüyor..
4.8 yıldır ürettiğini söylediği park, bahçe gibi yeşil alanların, Boğaçayı’nın 10’da biri kadar bile olmadığını ifade etmiyor..
Ve “tabelaları değiştirip, işte benim projem” dediği önceki Başkan’ın yaptıklarını sahiplendiğini ise hiç söylemiyor..
…
KAFA KARIŞTIRIYORLAR
Gördüğünüz gibi..
Sanatçı(!)sı, siyasetçisi, genel başkanı, belediye başkanı yalan, iftira ve tehditlerle milletin kafasını karıştırmaya çalışıyor, kandırmaya devam ediyor..
Bunları yaparken de hiç yüzleri kızarmıyor..
Ve bunu yaparken “korkusuzca” yapıyorlar..
Birileri bunları çok iyi doldurmuş anlaşılan..
Sanırım, “Arkalarındaki, Erdoğan’ın aldığı oyun 3 katı büyüklüğündeki kitle”ye çok güveniyorlar..
…
Aranızda bu “kitle”yi bilen var mı?