Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Hatay mitinginde “Kıraathane” lafını ortaya attı, muhalefet de mal bulmuş mağribi gibi üstüne atladı..
CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce, CHP Genel Başkanı ile Kemal Kılıçdaroğlu başta olmak üzere bütün muhalefet kesimi, özellikle sosyal medya üzerinden öyle açıklamalar ve benzetmeler yaptı ve yapıyor ki..
Sanırsınız Türkiye “kumarhanelerle” doldurulacak..
Ben, ülkemizde bu kadar “okumuş-cahil” topluluğu olacağını hiç sanmazdım..
KIRAATHANE’yi;
1- “Okeye dördüncü aranan bir kahvehane veya kumarhane” zannedenlere..
2- Sözlüklere bakarak, “bakın kıraathane, kahvehane olarak tarif ediliyor, öyleyse burada okey de kumar da oynanıyordur” iddiasında bulunanlara..
3- Ya da böyle bilinerek Erdoğan’ın itibarsızlaştırılması için algı operasyonu yapanlara..
Biraz bilgi vermekte yarar var diye düşünüyorum..
…
KAPASİTELERİ BU KADAR
Sözlükler Kıraathane’yi, “müşterilerinin okumaları için gazete ve dergi bulunduran, geniş, temiz ve iyi döşenmiş kahvehane” olarak tarif ediyor..
“Kahvehane” sözü geçince de, o “muhalefet kesiminin aklına “okey oynanan yer”den başka bir şey gelmiyor..
Niye gelmiyor?
Çünkü, bilgileri ve kapasiteleri bu kadar..
…
Şimdi, “Kıraathane” aslında ne imiş, ona bir bakalım..
Ardından, “kahvehane ile arasındaki farkı” da anlatacağım..
…
“Kıraat” Arapça`da "okumak" anlamına gelir..
“Hane” ise, “yer, mekan” demektir..
Bu iki sözcüğün bileşimi olan bu bileşik sözcük "okuma yeri" anlamına gelir..
Yani:
1- “Çay, kahve içilerek gazete, dergi ve kitapların okunduğu yerler”dir..
2- “İnsanların buluştuğu, fikir alışverişi yaptığı, kaynaştığı yerler”dir..
3- “Topluma okuma alışkanlığı kazandırmayı amaçlayan yerler”dir..
Ama, maalesef Kıraathane, günümüz Türkiye`sinde “kahvehane” anlamında kullanılmaktadır..
Bu ülkeyi yönetmeye talip olan ve siyasi çıkar sağlamak için millete doğruyu anlatmak yerine, konuyu sulandıran Kılıçdaroğlu ve İnce ile hala “ezbercilik” yaparak bunlara inananlara/cahilce paylaşım yapanlara kızıyorum..
…
KAHVEHANE-KÜTÜPHANE
Günümüzde eş anlamlı olarak görülse de..
Kıraathaneleri kahvehanelerden ayıran en önemli özellik, “kitap okuma imkanına” sahip olmalarıdır..
Bazı kahvehanelerde kütüphaneler oluşturularak, kıraathaneye dönüşüm özendirilmektedir..
İşte sosyal medyada “sulandırılan” bir konu da budur..
Efendim, “kıraathane yerine kütüphaneler açılsa daha iyi olmaz mı”ymış?
Elbette olmaz..
Kütüphane’de “sessiz bir ortam” gerektiği için, okuduğunuz bir konuyu yanınızdakilerle tartışamazsınız..
Ama kıraathanede tartışabilir, bu tartışmaya herkesin katılmasını da sağlayabilirsiniz..
Üstelik kütüphaneye çocuklar dahil her yaştan kişiler gelir..
Oysa kıraathane ve kahvehaneler genellikle yetişkin erkeklerin buluşma noktasıdır..
Kahvehane veya kıraathane; “kahve ve çaın yanı sıra çeşitli meşrubatların ve nargile gibi tütün ürünlerinin hatta KEK’lerin servis yapıldığı, masa oyunlarının oynandığı, sohbet edilen ve yine birçok farklı aktivitenin yapıldığı mekânlardır..
Her ikisi de zaman içinde değişiklikler göstererek, “kültürlerin üretildiği ve tüketildiği bir yer” olmuşlardır..
…
Özetle..
Kahvehane; Erkeklerin (son yıllarda kadınların da) toplandığı, kahve-çay gibi içecekler tükettiği, sohbet ettiği, çeşitli masa oyunları oynadığı yerlerdir..
“Kıraathane”de de bunlar yapılır, ama farkı “kitap-dergi-gazete”lerin de yer alması ve insanları okumaya yönlendirme gayretidir..
…
ERDOĞAN’DAN İNCE’YE
Erdoğan Hatay’da, “Millet Kıraathaneleri kuracağız. Bunu bay İnce yanlış anlayabilir. İskambil oynanan değil, kitaplarla döşeli, içeride kahvesi, keki olacak. Gençlerimiz yaşlılarımız gelecek. Hem kitabını okuyacak, hem kekini alacak, çayını kahvesini alacak; ücretsiz. Yani buralar adeta hayata ruh katacak ve 24 saat açık olacak" dedi..
Bunu Bay İnce gerçekten (ve bilerek) yanlış anladı, yanlış anlattı..
Erdoğan önceki gece yarısı Merkezefendi Şehir Kütüphanesi'ni ziyaret ederek gençlerle sohbet etti..
Ve Muharrem İnce'ye gönderme yaparak, "ben kıraathane diyorum o kumarhane diyor” dedi..
Peki, ne demek istedi?
Bunu da sizin “anlayışınıza” bırakıyorum artık..