Bugün, yaptığı analizle çok şey anlatan Cemal Altan’ın iki bölümlük yazısına yer vermek istiyorum..
Seçtiklerinize ve seçeceklerinize iyi bakın..
Bakalım burada anlatılanlarla sizin bakış açınız örtüşüyor mu..
Bence, seçiminizi yaparken bu analizi hatırlayın..
…
KOMPLEKS NEDİR?
Kompleks kelime olarak, "karmaşık" anlamına gelmektedir..
Psikolojide ise, “bilinçsiz olarak kişinin ruhsal yaşantısını etkileyen düşünce karışıklıkları”na kompleks denir..
Ve bunların çeşitleri vardır..
1- Aşağılık Kompleksi
Aşağılık kompleksi, “Bireysel Psikoloji”nin kurucusu Alfred Adler tarafından ortaya çıkarılan ve “kişinin bazı yönlerden kendini diğer kişilerden aşağı hissetmesine neden olan kompleks”tir..
Aşağılık kompleksine sahip insanlarda genellikle kendini ispat etme çabaları görülmektedir..
Sıklıkla farkına varılmaz..
Ve telafi etme düşüncesi, kişileri eziyet içine sürüklemektedir..
Şaşırtıcı bir kazanım veya aşırı bir “antisosyal davranış”la da sonuçlanmaktadır..
2- Üstünlük Kompleksi
Üstünlük kompleksi, “Bireysel Psikoloji”nin temel ilkelerinden biridir..
İnsanın doğuştan var olan aşağılık kompleksine dayanarak kendini diğer insanlardan daha üstün görme, yani aşağılık kompleksinin tam tersi olan bu durum “bir yüceltme kompleksi”dir..
Kişi hep üstün duruma geçmek, sahip olmak, kendini kahraman gibi görme davranışları göstermektedir..
Bir yerde, “aşağılık kompleksine sahip kişilerin” tutum ve davranışlarına da benzer..
Adler, bu gibi kişilerin aile, geçmiş anılar gibi faktörlerden dolayı toplumun dışında kaldığını, soyutlandığını ifade etmektedir..
…
Bu açıklamalar ışığında..
Bir ülkeyi veya bir kenti yöneten veya yönetmeye talip olanlara iyi bakmamız gerekiyor..
Niye?
Çünkü “karışıklık” içinde bulunduğu ruh hali, yapacağı icraatlara ve hizmetlere olumlu/olumsuz etki yapıyor veya yapacaktır da ondan..
İsterseniz gelin şimdi de, Cemal Altan’ın “bir lider için yaptığı” diğer analizine bakalım..
Kimi kastettiğini bulmanız hiç de zor olmayacak..
…
LİDER VE KOMPLEKS
İlkelere değil, “sandıktan çıkan ve çıkacak oylarla yaşamını devamına önem ve öncelik” veriyor..
Kendisini destekleyen grupların yoksulluktan kurtulmasını istemiyor..
Bunun için iktidar olmanın yollarını hep hata yaparak ortadan kaldırıyor..
Zengin koruyucular yaratırken, partide yoksulların yokluktan ve yanlışlardan yakınmasına fırsat vermiyor..
Her işe karışıp, hemen her konuda konuşarak, büyük önder Atatürk'ün partisini hep öne çıkararak adını gündemde ve manşette tutuyor..
Yerini ve gücünü korumak için, uygarlığın ve insanlığın evrensel değerlerini ya inkar ediyor ya da ters yüz..
Bu rolünü o kadar başarıyla sürdürüyor ki..
Giderek bütün söylediklerine, kendi kerametine, yakın çevresiyle birlikte inanmaya başlıyor..
İşte bu son aşamada “dönüşü olmayan sınıra” ulaşıyor..
Ve “kendi yarattığı kaderinin ağına” düşüyor..
Artık, geri dönmesi mümkün değil..
Yanıldığını kabul edeceğine, yanıltanlardan/kumpas kuranlardan yakınıyor..
Uyaranları, eleştirenleri vatan haini olarak cezalandırmaya kalkıyor..
Birlik ve dirlik için, kültürel çeşitliliği değil, ötekileştirmeyi, partinin ideolojisi yerine, belli bir düşünce içerisinde partileşmeye gitmeyi amaçlıyor..
Bu tutumun, dönüşü olmayan bir gidiş olduğunu bile bile bir köşeye çekilip kendisini ve gücünü yenilemeyi düşünemiyor..
Partideki iktidarını ve itibarını korumak için “her karşı çıkanı” parti dışında bırakıyor..
Tarihin kaybolan liderler katında yerini alacağı günleri bekliyor..
Ve ne yazık ki, “en iyi benim” kompleksinden bir türlü kurtulamıyor..
AKILLI ve sevgi ile kalın..
…
PEŞİNDEN GİDİLİR Mİ?
Evet, sanırım liderin kim olduğunu tahmin ettiniz..
Bu tür birilerini "yerelde" de görebilirsiniz aslında..
Ama, önemli olan tahmin etmeniz değil..
Önemli olan, “bu yapıdaki kompleksli bir liderin (veya başkanın) peşinden gidilir mi gidilmez mi” konusunda doğru bir tavır sergilemeniz..
Bu tavrınızın, aynı zamanda “aklınızın” da bir yansıması olacağını sakın unutmayın..
Karar tabii ki, sizin..