Dünkü gazetelerde, “Konyaaltı eriyor” şeklinde haberler görünce..
1- Bu iddiayı ortaya atan kişi kimdir..
2- Konyaaltı sahilinde bir erozyon varsa, bu erozyonun sebebi Boğaçayı Projesi midir..
Diye merak ettim araştırdım..
Karşıma oldukça enteresan cevaplar çıktı..
Bugün bunu sizlere anlatayım, “gerçeği, yalnızca gerçeği” siz bulun..
…
TAKTİK-RAPOR
Önce şunu hatırlayın..
Önceki gün..
1- Bir müfettişin usulüne uygun olmayan raporuna dayanarak, Büyükşehir eski Başkanı Menderes Türel’i itibarsızlaştırmak adına, “Konyaaltı Sahil’ini işletme ihalesi iptal edilebilir” algısı yaratmak için haber yapılmış, Türel de buna karşı sosyal medya hesabından zehir zemberek bir açıklama yapmıştı..
2- Prof. Dr. Nihat Dipova, “Konyaaltı sahilinde kıyı erozyonu var, bu nedenle 10 ayda yaklaşık 1 hektarlık kumsal alan yok oldu, kıyı çizgisindeki gerileme de 19 metreye ulaştı” şeklinde DHA’ya bir açıklama yapmıştı..
Dün her iki haber gazetelerde yer aldı..
Tabii, her gazete kendine göre bu haberlerden birini öne çıkartarak verdi..
Böylece Türel’in “ses getirecek” açıklaması “perdelenerek” etkisi azaltıldı..
Taktik güzel..
Ama, “Konyaaltı sahilinde erozyon var” açıklamasının bir “perde arkası” var..
Bunu vatandaşlar bilmeli, öğrenmeli..
…
“Konyaaltı’nda erozyon var” raporunu hazırlayan Prof. Dr. Nihat Dipova, Akdeniz Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Geoteknik Anabilim Dalı Başkanı..
Raporunda şöyle diyor:
“Sahilin kum-çakıl ihtiyacı uzun yıllar şehir merkezine en yakın olan Boğaçay yatağından karşılanmıştır..
1934’ten 2016 yılına kadarki sürede sahilde yaşanan erozyonla ortalama 50 metre gerileme ölçülmüştür..
Boğaçay rekreasyon alanı projesinin uygulanmasından sonraki 10 aylık dönemde ise Konyaaltı Sahili boyunca 9 bin 748 metrekare kumsal alanı kaybedilmiştir..
Kıyı çizgisinde en fazla gerileme 19 metre olarak ölçülmüştür..”
Yani, hocam diyor ki;
“Boğaçayı Projesi yüzünden Konyaaaltı sahiline artık kum ve çakıl gelmediği için, kumsal alan erimiştir..”
…
HOCA’YA “RED”
Şimdi BU “erozyon” konusu hakkında bir de, Boğaçayı Projesi uygulayıcılarına kulak verelim:
Şunu söylüyorlar:
“Sahilde bir kıyı erozyonu vardır veya yoktur, bunu bilemeyiz..
Ama, eğer bir erozyon varsa, bu erozyonun nedeni kesinlikle Boğaçayı Projesi değildir..
Çünkü..
Boğaçayı’nda herhangi bir sedde yapılmamıştır..
Dip temizliği yapılarak, akarsu yatağı ot türü engellerden arındırılmıştır..
Dip temizliğiyle birlikte bir de duvarlar çekilmiştir..
Aslında böylece, akarsuyun denize akışı daha da hızlanmıştır..
Yani, akarsuyla denize giden rüsubatın (kum, çakıl, tortu) gidişi hızlanmış, miktarı da artmıştır..
Bu nedenle, Prof. Dr. Nihat Dipova hocamızın ‘erozyonun sebebi Boğaçayı Projesi’dir’ raporu doğruları yansıtmıyor..
Boğaçayı Projesi hayata geçirilirken, bu projenin içinde yer almak istemişti..
Talebi kabul edilmedi..
Böyle bir rapor hazırlamasının nedeni bunun kırıklığı ve kızgınlığı olabilir..”
…
Durum böyle olunca..
İster istemez, “Nihat Hoca, refüze olmanın intikamını almak için mi böyle bir rapor hazırladı acaba” demekten kendinizi alamıyorsunuz..
Şu anda Büyükşehir Başkan Danışmanı olan İnşaat Mühendisleri Odası eski Başkanı Cem Oğuz’un ve CHP’lilerin, “Boğaçayı’nı yaptırmamak” için gösterdiği çabaları da düşününce..
“Prof. Dr. Nihat Dipova bunlarla birlikte mi hareket ediyor” sorusu da geliyor insanın aklına..
Öyle ya..
Akarsuyun önüne konulmuş bir sedde yoksa, dip temizliği yapılmışsa ve hızı arttırılarak rüsubatın gelmesi daha da hızlanmış ve kolaylaşmışsa..
Sahil boyunca 9 bin 748 metrekare kumsal alanın “Boğaçayı Projesi yüzünden” yok olduğuna inanmak mümkün mü?
…
ÇOK ÜZÜLDÜM
Dün baktım da..
Türel düşmanı yayın organları, “Nihat Hoca’nın raporuna bakarak ve hiç araştırma gereği duymadan” eski Başkan’ı “itibarsızlaştırmak” için neredeyse yarışmışlar..
Keşke raporu okuyan gazeteciler, bir de Proje’nin sahibini arayarak ondan görüş alıp “ne diyeceklerse” ondan sonra deselerdi..
1- Nihat Hoca’nın “kasıtlı” raporu..
2- Gazetecilerin tek taraflı haber anlayışları..
3- Böylece vatandaşın yanlış ve eksik bilgilendirilmesi..
Beni çok üzdü..
Bence böyle bir durum sizi de hem üzmeli hem düşündürmeli..