İki gündür “kuduz” vakası nedeniyle Antalya’da kazan kaynıyor..
Hiçkimse “doğru bilgi”ye sahip olmadığı için, hayvanseverler kim ne söylese inanıyor, buna göre de gardını alıyor..
Bu arada, bir hayvansever derneğinin başkanı Arife Yanık da “doğru olmayan” bilgileri sosyal medyada canlı yayın yaparak “doğruymuş” gibi söylüyor, ortalığı karıştırıyor..
Birileri de bunu “siyasi malzeme” yapma çalışıyor..
Vali, belediye başkanı, Tarım İl Müdürü gibi, yetkili bir kişi de çıkıp “arkadaşlar sakin olun, olayın aslı şudur” diye açıklama yapmıyor..
Ve “turizm kenti” Antalya’ya herkes bir şekilde zarar veriyor..
…
OLAYIN ASLI ŞÖYLE
Bayram tatili başlarken bir polis memurunu köpek ısırıyor..
Polis “aşı yaptırmak” için Araştırma Hastanesi’ne gidiyor..
Hastane “kuduz vakasından sorumlu” olan tarım müdürlüklerine bildirmek yerine, Büyükşehir’e bir yazı yazarak olayın araştırılmasını istiyor..
Barınak sorumluları ambulansla gidip köpeği alıyorlar, köpek yolda ölüyor..
Barınaktan sorumlu kişi, Tarım İl Müdürlüğü’nün “Hayvan Sağlığı”ndan sorumlu olan yetkiliyi arıyor..
O da, “tatil başladı, kimseye ulaşamıyoruz, bayram sonuna kadar saklarsanız gereğini yapalım” diyor..
Kuduz olduğu iddia edilen köpek, soğutucuya konuyor ve bekletiliyor..
(Not: Köpek önce Muratpaşa’nın Ermenek Barınağı’na gönderiliyor, ama orası tatillerde çalışmadığı için Büyükşehir’e yönlendiriliyor..)
Tatil biter bitmez Muratpaşa Tarım İlçe Müdürlüğü ilgilileri gelip köpeğin kafası keserek Konya’daki laboratuvara gönderiyor..
Laboratuvar’dan (22 günlük fare testi yapılmadan) “köpekte kuduz tespit edilmiştir” diye rapor geliyor..
Rapor İstanbul’daki laboratuvar tarafından da tasdik ediliyor..
Bunun üzerine Tarım Müdürlüğü konuyu Valiliğe götürüyor ve ardından 7 mahalleyi içine alan “karantina” kararı alınıyor..
Başı kesik köpek ile ölen yavruları da Kızıllı’da, -prosedüre uygun bir şekilde- kireçlenerek gömülüyor..
…
İşte olayın aslı ve gelişmesi -özetle- bu..
…
YALAN.. TEPKİ.. UYARI..
Önceki akşam Arife Yanık sosyal medyada canlı yayın yaparak, “Büyükşehir Barınağı bu işten sorumluymuş” gibi gösterip, orayı da karantina altına aldırmaya çalışıyor..
Yanık’a inananlar da ortalığı velveleye veriyor..
Buna Hayvanseverler Derneği eski Başkanı Sevda Kıraç tepki gösteriyor..
Diyor ki;
“Arife Yanık’ın söyledikleri yanlış..
Ben dün olayların doğrusunu ilgililerden ve yetkililerden öğrendim..
Bu vakayı çarpıtmayalım, Yanık’ın söylediklerinin hiçbiri doğru değil..
Eğer doğru olsaydı, Büyükşehir Barınağı’nın da karantinaya alınması lazımdı ve bu çok kötü olurdu..
Çünkü, her gün 24 saat çalışan ve onlarca trafik kazası geçirmiş veya hasta hayvana yardım sağlayacak başka bir kurum yok Antalya’da..
Lütfen sakin olalım, ama takibi elden bırakmayalım..”
…
Hayvanseverlerin iki endişesi var;
1- Antalya sokak hayvanlarının 6 ay gibi uzun karantina süresi içinde, “tutulabilecekleri kapasitede barınma imkanına sahip barınak bulunmaması” nedeniyle hayvanların bu kararla ölüme gönderildiği veya itlaf edileceği..
2- Karantina bölgesi ilan edilen 7 mahallenin dışındaki (Fener Mahallesi, Barınaklar gibi) yerlerde de hayvanların toplanıyor olması..
Ve uyarıyorlar:
“Sokak hayvanları sahipsiz değildir, hepimizin onların sahibi olduğu ve haklarını koruyup gözeteceği bilinmelidir..”
…
YANIK.. VE KRİZ MASASI
Arife Yanık’ın, olayları çarpıttığı ve bu nedenle toplumda infiale neden olduğu için dernek başkanlığından uzaklaştırılması konusunda Valiliğin gereğini yapması isteniyor..
Bu konuda gereken talebi yapması gereken öncelikli kişiler, hayvan sağlığından sorumlu bürokrat ile hayvan hekimlerinin oda başkanı..
“Ama, her ikisi de buna yanaşmıyor” diye iddialar var..
Konu önemli, bu nedenle ben Vali’nin bizzat bu işe el atmasını bekliyorum..
…
Ayrıca, “halka doğru bilgi verilmesi, aşılama sürecinin takip edilmesi, hayvan itlafının önüne geçilmesi” için derhal bir “Kriz Masası” oluşturulmalıdır..
Çünkü; yaşanacak her olumsuzluk, dünyanın gözünün önündeki Antalya zarar verecektir..
Antalya zarar görürse, bundan herkes nasibini alır bilesiniz..
Benden söylemesi...