Hemen hatırlayalım..
CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, “Libya ile yapılan Güvenlik ve Askeri İşbirliği Anlaşması”nın Türkiye'nin menfaatine olmadığını iddia etmiş ve şöyle suçlamıştı:
“Bu anlaşma, Libya'daki yangına benzin dökmektir.. Anlaşmanın Dışişleri Komisyonu'ndaki oylamasına, HDP ve İyi Parti ile birlikte ‘hayır’ dedik..”
…
CHP, HDP ve İyi Parti “anlaşma olmasın” diyor da..
Türkiye’nin Libya ile yaptığı “Güvenlik ve Askeri İşbirliği Anlaşması” ülkemiz açısından gerçekten zararlı mı, yoksa bize önemli şeyler mi kazandırıyor?
Bunun cevabı nasıl bulunur?
“Bu anlaşma ile ülkemize ne geliyor, ne gidiyor” sorusu cevaplandırılarak bulunur..
Öyleyse bu “fayda ve zararlar” ne imiş, bugün buna bakalım istiyorum..
Önyargısız, objektif olarak okuyun..
…
NELER KAZANDIK?
Önce şunu söyleyeyim;
Türkiye ile Libya arasında imzalanan mutabakat, “Sevr niteliğindeki sözde Seville haritası” üzerinden Türkiye'yi 41 bin kilometrekarelik bir deniz alanına hapsetme gayesiyle yapılan siyasi oyunları bozdu..
Bu noktada, “Doğu Akdeniz’in stratejik yapısını kitap haline getiren Tümamiral Dr. Cihat Yaycı”ya kulak vermek zorundayız..
Çünkü, bu tarihi anlaşma ile Türkiye'nin kazanımlarını ortaya koydu ve kimlerin kaybettiğini yazdı..
Gelin buna birlikte bakalım..
…
- İlk defa Türkiye bir kıyıdaş devlet ile Münhasır Ekonomik Bölge sınırlandırma anlaşması imzaladı, Akdeniz’de hukuki ve meşru zemin elde edildi..
- Siyasi üstünlük ele geçirildi..
- Deniz yetki alanlarımızın batı sınırı, uluslararası hukuka uygun bir şekilde belirlendi..
- Uluslararası kamuoyuna, hukuk ve diplomasi araçlarını kullandığımız mesajı verildi.,
- Türkiye ile Libya arasında sınırlandırılan deniz yetki alanı şeridi, Yunanistan ile GKRY-Mısır arasında bir kalkan şeklinde yer aldı..
- Türkiye için Doğu Akdeniz’de en kötü senaryo olan, “Yunanistan-Mısır ve Yunanistan-GKRY arasında sınırlandırma anlaşması yapma ihtimali” ortadan kaldırıldı..
…
CHP, HDP ve İyi Parti’lilere soruyorum;
Bunlar faydamıza mı, zararımıza mı?
…
NELER OLABİLİR?
Geçelim, “anlaşma sonrası Yunanistan ve GKRY’nin muhtemel hareket tarzlarına ve olası sonuçlarının neler olabileceğine..
Türkiye’ye karşı en muhtemel 3 hareket tarzı görünüyor..
1. Yunanistan, Mısır ile deniz yetki alanları sınırlandırma anlaşması imzalayabilir..
2- Yunanistan, GKRY ile deniz yetki alanları sınırlandırma anlaşması imzalayabilir..
3- Yunanistan ve GKRY ikilisi, Türkiye-Libya deniz yetki alanları sınırlandırma anlaşmasını geçersiz ilan ettirmek için Libya’da Hafter’i destekleyebilir..
…
Şimdi bunlara açıklık getirelim..
1- Yunanistan Mısır ile deniz yetki alanları sınırlandırma anlaşması imzalarsa, 15 bin kilometrekare deniz alanı kaybeder..
Eğer Yunanistan, adalarına deniz yetki alanı tanıyarak bir sınırlandırma anlaşması imzalarsa, Türkiye’nin “adaların ana karalar gibi deniz yetki alanı olamayacağı” tezini kabul etmiş olur..
Bu da, “Yunan politikalarının çöküşü” anlamına gelir..
2. Yunanistan, GKRY ile deniz yetki alanları sınırlandırma anlaşması imzalayamaz..
Çünkü, bu hattın hukuki olarak geçerli olabilmesi için Türkiye-Yunanistan ve Türkiye-GKRY arasında anlaşmalar imzalanması gerekiyor..
3. “Yunanistan ve GKRY ikilisi Libya’da Hafter’i destekleyebilir” konusu ise onlar için uluslararası siyasi bir risk olur..
…
Diyelim ki, Libya’da Hafter hükümeti ele geçirdi..
Libya, Türkiye ile anlaşma imzalayarak, “Yunanistan ile yapılacak anlaşmaya oranla 16 bin 700 kilometrekare daha fazla bir deniz alanı” kazanmış durumda..
Libya, Türkiye ile imzaladığı anlaşmada yer alan prensiplerin Yunanistan’la (hatta İtalya ile de) yapacağı anlaşmalarda uygulanmasını talep edebilecek..
Ve böylelikle en az 39 bin kilometrekare daha deniz alanı kazanacak..
Yani..
Libya’da hangi yönetim başa gelirse gelsin, “Türkiye ile yapmış oldukları anlaşma” ile kazanılan deniz alanlarını Yunanistan’a vermeye yanaşması, milli menfaatlerine son derece aykırı olur..
Bunu Hafter bile göze alamaz..
…
KRİTİK BİR SORU
Şurası bir gerçek artık..
Türkiye, Libya ile yaptığı anlaşmadan sonra “Akdeniz’deki geleceğini” garanti altına almış oldu..
Doğalgaz ve petrol kazanımlarını saymıyorum bile..
CHP, HDP ve İyi Parti’lilere tekrar soruyorum;
Libya ile yaptığımız, “Güvenlik ve Askeri İşbirliği Anlaşması” faydamıza mı, zararımıza mı?
Ve gerçekten merak ediyorum;
CHP, HDP ve İyi Parti bu ülkeye faydalı mı, zararlı mı?