Bugün, “Lozan Antlaşması”nın 96. yıldönümü..
Kurtuluş Savaşı sonrası..
“TBMM temsilcileriyle Birleşik Krallık (İngiltere), Fransa, İtalya, Japonya, Yunanistan, Romanya, Bulgaristan, Portekiz, Belçika ve Yugoslavya temsilcileri” tarafından 24 Temmuz 1923 tarihinde imzalanan Lozan Antlaşması tartışıldıkça, ortaya farklı sonuçlar çıkıyor..
Lozan kimilerine göre bir “kazanım”..
Kimilerine göre de, Türkiye’nin çok şey kaybettiği bir anlaşma..
Bugün, Lozan’ı bir “kazanım” olarak görmeyenlerin “Antlaşma maddeleriyle” ortaya koyduğu Osmanlı’nın borcunun ödenmesi ve Türkiye’ye zarar veren “feragat”ları aktarmak istiyorum..
Değerlendirmeyi siz yapacaksınız..
…
OSMANLI BORÇLARI
Kemalistlerin Osmanlı ile ilgili uydurmalarından biri, “Türkiye’nin Osmanlı’nın borcunu ödediği ve Osmanlı’dan Türkiye Cumhuriyeti’ne borç dışında hiçbir şey kalmadığı”dır..
Halbuki, Osmanlı Devleti’nden Türkiye Cumhuriyeti’ne fabrikalar, hastaneler, okullar, üniversiteler, askeri yapılar vesaire dışında, 161 milyon lira nakit kağıt para kalmıştır..
Bozuk paraları saymıyoruz..
Lozan Antlaşması sonrasında Türkiye’nin kabul ettiği Osmanlı Borçları ise 107 milyon 830 bin 608 liradır..
Kaldı ki..
Cumhuriyet’e intikal eden borçlar, “Cumhuriyet’i kuranların çoğunun faal olarak yer aldığı Ittihatçı hükümet tarafından alınmış” borçlardır..
Yani; Cumhuriyet devrinde ödenen Osmanlı borçları, M. Kemal’in de mensubu olduğu Ittihat ve Terakki Cemiyeti’nden kalmadır..
Özetle; Osmanlı’dan Türkiye Cumhuriyeti’ne borç değil, servet kalmıştır..
Üstelik kalan para miktarı nakit, ödenecek borç ise taksitlendirilmiştir..
Aslında Osmanlı’dan kalan para ile o borçlar anında ödenebilirdi..
…
FRANSA GÖRÜŞMELERİ
22 Nisan 1933’de Fransa ile “1933 Paris Borç İtilafnamesi” imzalandı..
Anlaşmaya göre;
– Lozan’da ödenmesi öngörülen 107.830.608 liralık borç, 80.219.666 liraya indi..
– Türkiye’nin yıllık borç ödeme miktarı 2 milyon altın Türk lirasından 700.000 altın Türk lirasına indirildi..
– Borçların en değerli dövizle ödenmesi yerine Fransız frankı ile ödenmesi kararlaştırıldı..
…
4 Mayıs 1936’da ise Fransa ile Paris’te bir ödeme planı antlaşması imzalandı..
1936–1940 dönemi için geçerli olan bu anlaşmaya göre;
– Türkiye 700 bin altın lira olan yıllık taksitlerin yüzde 50’sini teşkil eden yaklaşık 42.500.000 Fransız frangını döviz olarak ödeyecek, diğer yüzde 50’yi teşkil eden miktar için Fransız hükümeti Türkiye’den mal alacaktı..
Türkiye’nin döviz sıkıntısı nedeniyle 18 Temmuz 1938’de Paris’te bir antlaşma daha yapıldı..
Buna göre;
– Borç taksitlerinin yüzde 100’ü mal bedeli olarak ödenecekti..
…
NOT: Bu borç, son ödeme tarihi olarak kararlaştırılmış olan 1983 yılından 29 yıl önce, yani 1954’te Adnan Menderes Hükümeti döneminde ödenmiştir..
…
YUNANISTAN’IN BORCU
Milyonlarca lira bırakan Osmanlı’yı kötülüyorlar ama Lozan masasında milyonları düşmanlarımıza bırakan ve topraklarımızı peşkeş çekenleri alkışlıyorlar..
Bu tezadı nasıl izah edeceğiz peki?
Türk Heyeti Lozan’da, Yunan işgalinin sebep olduğu tamirat parasını dört milyon altın olarak istemişti..
Evet, Yunanlılardan 4 milyon altın tamirat parası istenmiştir, ancak Lozan Antlaşmasının 59. maddesinde belirtildiği gibi bu haktan “feragat edilmiştir”..
…
Halkın evi, tarlası, bağ ve bahçesi tahrip edilmiş, hayvanları telef olmuş, kadınlara tecavüz edilmiş, hunharca cinayetler işlenmiş ve bunlara rağmen ülkeyi yönetenler halkın hakkını bu canilerden almamış..
Kimin hakkını bağışlıyorsunuz?
Kimin hakkından feragat ediyorsunuz?
Bunları bağışlamak milletimize ihanet değil de nedir?
…
GEMİLERE EL KONDU
Lozan’daki mali kayıplarımız bununla sınırlı değil..
Birinci Dünya Savaşı başladığı zaman..
Henüz savaşa dahil olmadığımız bir sırada İngiliz tersanelerine 3 harp gemisi ısmarlamış ve bunların bedellerini de fiilen ödemiştik..
Fakat İngilizler bu gemilere, henüz Türk Bayrağı çekilmeden el koymuşlar ve gemileri de bedellerini de iade etmemişlerdi..
“Sultan Osman, Sultan Reşad ve Fatih” adlarını taşıyan bu 3 geminin bedellerinden de “Lozan Antlaşmasının 58. maddesi” gereğince feragat edildi..
Oysa Lozan masasında bırakılan gemilerin geriye dönük olarak gecikme bedeli tahsil edilmek istense ne kadar tutar, varın siz hesap edin artık..
…
TARTIŞABİLMELİYİZ
Evet, “100 yıllık anlaşma” olarak bilinen “Lozan Antlaşması”yla ilgili bu tür olumlu ve olumsuz iddialar bitmek tükenmek bilmiyor..
Bilinen maddeler dışında kamuoyuna hiç açıklanmayan, tarih kitaplarına yansıtılmayan çok önemli anlaşma maddelerinin olduğunu söyleyenler de var..
Bunların bütün çıplaklığıyla ortaya konması lazım..
Önemli olan “doğruya ve gerçeğe” ulaşmak ise, bizler her şeyi öğrenmeli ve tartışabilmeliyiz..
Artık “Lozan”la ilgili her ayrıntıyı bilme vakti çoktan geldi..
Siz ne dersiniz?