Bugün biraz “ekonomi”ye girmek istiyorum..
Bazıları bunu yine “saman” ya da “patates-soğan” çerçevesine oturtup basitleştirebilir..
Ama bunlar, yine de “Türkiye ekonomisinin nerelerden nerelere geldiği gerçeğini” değiştiremez..
…
PARA PARA PARA
Sizlere bazı gelişmeleri aktaracağım..
Kafanızı, “İstanbul-İmamoğlu” ekseninden çıkartabilirseniz, ülkemizde gerçekten çok güzel şeyler olduğunu göreceksiniz..
Örneğin; “cari açık”..
Yani; “ülkenin ihracatıyla ithalatı arasında oluşan açık, dış ticaret açığı”..
Türkiye'nin 12 aylık cari açığı, martta 12.8 milyar dolarla 2009 sonundan bu yana gördüğü en düşük seviyesine geriledi..
Bu ne demek?
“Üretiyoruz, yurdışına olan ihtiyacımız azalıyor, bu arada ürettiklerimizi de satıyoruz ve kazandığımız para artıyor” demek..
Bunu sakın küçümsemeyin..
Ve niye “bu iktidar gitsin” isteniyor, anlayın..
…
Bir başka örnek..
Diyarbakır'da, Kralkızı ve Dicle barajlarındaki suyu dört ilçeye ulaştıracak 218 kilometrelik cazibe ana kanalının inşası yüzde 99 tamamlandı..
Bu kanal, “yapay bir nehir”..
Verimli tarım arazilerini suyla buluşturacak, çiftçinin bir rüyası daha gerçekleşmiş olacak..
Ve bittiğinde binlerce kişiye de “iş imkanı” sağlayacak..
…
Söz çiftçiden açılmışken, Antalya Aksu Üretici Birliği Başkanı Turan Şahin’e kulak verelim..
Bakın ne diyor:
“Yaşanan afetlere rağmen bu yıl domateste güzel bir sezon geçirdik.. Son 7-8 yıldır üretici emeğinin karşılığını alamamıştı.. Evet bu yıl çiftçi para kazandı.. Hatta, son 10 yılın zararını bile çıkardı diyebiliriz..”
Bunları okurken, yaşanan felaketlerde hükümetin üreticiye verdiği maddi-manevi her türlü desteği de takdir edin bence..
…
SAĞLIK-TURİZM
Geçelim sağlık alanına..
Türkiye’nin birçok kentinde inşa edilen “şehir hastaneleri”ne, dünyanın en büyüklerinden biri ekleniyor..
Eyfel Kulesi’nin yaklaşık 10 katı ağırlığında demirin kullanıldığı “Başakşehir Şehir Hastanesi” inşaatının yüzde 53’ü tamamlandı..
Öyle bir hastane ki; hastalara hizmet verecek örnek oda ve yoğun bakım üniteleri ile göz kamaştıracak..
Ekonominiz iyi olmazsa, paranız yoksa (diğer yapılanlar gibi) bunları yapamazsınız..
…
Antalya ve turizm..
Dün ajanslarda yayınlanan habere göre;
“Ruslar akın etti... Kaleiçi’nde adım atacak yer kalmadı..”
Bundan birkaç yıl öncesine kadar, (içimizdeki hainlerin Türkiye’yi kötü göstermeleri yüzünden) neredeyse “turist avına” çıkacaktık..
Antalya esnafı, “kent içine turist gelmiyor” diye ağlıyordu..
Ama, şu anda Antalya kent merkezi, ilçeler hatta dağlar bile turist kaynıyor..
Ve ülkemizi tercih eden turist sayısı her geçen gün daha da artıyor..
Bu konuda hükümeti de, Menderes Türel’i de takdir etmek Antalya halkının boynunun borcudur..
Çünkü, denizin temizliğinden cazibe merkezlerine, ulaşımdan 5 yıldızlı çevre düzenlemelerine kadar birçok konuda son derece iyi hizmetlere imza attılar..
…
Ve savunma sanayi..
Dünyadaki örneklerinden daha üstün özelliklere sahip olan ve seri üretim sözleşmesi imzalanan Türkiye'nin ilk deniz füzesi Atmaca, 1-1.5 yıl içinde gemilerde görülmeye başlanacak..
ROKETSAN tarafından geliştirilen ve günümüz teknolojisinin kazanımlarını bünyesinde barındıran Atmaca ile “satıhtan satha füzeler” alanında yeni bir dönem açılacak..
Böylece, yurtdışına bizi bağımlı kılan konulardan birinden daha böylece kurtulmuş olacağız..
Yapacağımız satışlar da (ihracat) ayrı bir kazanç sağlayacak..
…
KALDIRIN BAŞINIZI
Evet, “bu hükümetin Türkiye’yi batırdığını” düşünen ve söyleyenler bunları biliyor mu?
Hiç sanmıyorum..
Çünkü, “bilmek istemiyorlar”..
Çünkü, ülkesine “bu ülkenin iyiliğini istemeyen kuklacıların gözüyle” bakıyorlar..
Kafalarını bi kaldırabilseler, kendilerini “saman-soğan-patates”ten kurtaracak ve ülkeleri nereden nereye gelmiş görebilecekler aslında..
Hadi, lütfen başınızı gömdüğünüz kumdan çıkarın artık..