Hani bir kesim sürekli olarak, “Tayyip ve Ak Parti ne yaptı ki” diyor ya..
Dünyanın kabul ettiği “gelişmeyi-hizmeti” bir türlü görmüyorlar (görmek istemiyorlar) ya..
Ve hükümet aleyhine olabilecek en küçük “insani” bir olayı adeta “cımbızla çekip” bir ülke sorunu haline getiriyorlar ya..
Bugün ben de onlara ayak uyduracağım..
Türkiye’nin 15 yılda yaptığı “büyük sıçrama”nın küçük bir olayını “cımbızla çekip” en azından “sağlık alanında ülkemizin nereden nereye geldiğini” bas bas bağıracağım..
Olur a, içlerinden biri takdir eder belki..
…
Anlatacağım olay, 14 Temmuz 2019 günü yaşanmıştır..
Olayı, bizzat yaşayan kadın vatandaşımızın yaptığı sosyal medya paylaşımından aktarıyorum..
Dikkatle okuyun derim..
…
SİGORTASIZ HASTA
Adım, Dönis Şahanoğlu..
Zerrin'in kardeşiyim..
Kendisi, gece mide krampı geçirdi..
Sırta vuran bir kramp ve sürekli istiğfar..
Kalp ve kan tahlilleri temiz..
Lakin, mide sıkıntısı tam olarak bilinmiyor..
Bir çok tahlil yarın yapılacak..
Ancak, yoğun ağrı üzerine sabaha karşı ambulans çağırdık..
İşte bu noktada ben, Türkiye’nin bir gerçeğini yazmak istiyorum..
5 dakikada gelen ambulans ve doktorlar, kardeşimle önce evde ilgilendi..
Ağrı yoğunluğu nedeniyle hastaneye götürmeye karar verdiler..
‘Araba ile götürebileceğimizi’ söylesek de, onlar ambulans içi acil EKG çekeceklerini, damar yolu açacaklarını ve kırmızı kod ile giriş yapacaklarını söylediler..
Götürdüler ve dedikleri gibi oldu..
Hastaneye girdiğimizde kırmızı kodu gören memurlar hiç bir soru sormaksızın ablamı müşahadeye aldılar..
Serum bağlandı, tahliller yapıldı, ağrı kesici yapıldı, serum bitince film çekildi..
Tahliller çıkınca da gereken kontroller yapıldı ve ertesi günü için dahiliye (iç hastalıkları) bölümüne sevk ettiler..
Ve çıkış yaptık..
Ablam ‘sigortasız’ olmasına rağmen, tek kuruş ödemedik..
Sadece ilaçlara ödeme yaptık..
Bu, harika bir devlet hizmetiydi..
Ablam şimdi dinleniyor..
Yarın 15 Temmuz, sabah muayeneye gidecek..
‘Oradan da akşam anma törenlerine ölüm olsa katılacağım’ dedi..
İnşallah iyi olur..
Allah senden razı olsun sayın Cumhurbaşkanım
Bu ülkeyi nerden nereye getirdin..
Rabbim bütün hastalarımıza şifa versin..
…
10-15 yıl öncesi dönemleri hatırlıyorum da..
Mesela, anneannem kanser iken böyle hizmetler yoktu..
Ambulans ya geç gelir ya da gelecek ambulans bulunmazdı..
Hastaneler pislik ve böcek içindeydi..
İş yaptıracak sağlık memuru veya doktor bile bulabilmek çok çok zordu..
Tahliller ve röntgen için günlerce gidip gelirdik hastaneye..
Hele hele paranız veya sigortanız yoksa, ne muayene olabilirdiniz ne de tahlil yaptırabilirdiniz..
İnsanlar çok nankör..
O başımızdaki adama sahip çıkın, sahip..”
…
ÖZGÜR DEĞİLLER
Nasıl?
Türkiye’nin 15 yılda aldığı hizmetleri ve geldiği noktayı görmek istemeyenlere tam bir “kahır mektubu” değil mi?
Ama göreceksiniz, yine görmeyecek ve anlamayacaklar..
Yine bir olumsuzluğu cımbızla çekip “itibarsızlaştırma” yarışına girecekler..
Ve “nankörlük” bu kesimde “baki” kalacak maalesef..
Çünkü, hemen hepsi “kompleksin ve çekemezliğin esiri” olmuş durumda..
Yazık..