1 Haziran’daki, “CHP ile terörist başı aynı şeyi istiyor..” başlıklı yazımı okumuşsunuzdur..
Giriş bölümünü hatırlayalım:
“Aydınlık Gazetesi diyor ki: CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun 26 Mayıs Cumartesi günü okuduğu seçim bildirgesiyle PKK lideri Abdullah Öcalan’ın 2011’de el yazısıyla kaleme aldığı sözde ‘çözüm süreci’ taslakları arasındaki benzerlik dikkat çekti.. (Yani; terörist başı ile CHP aynı şeyi istiyor..)”
…
CHP seçim bildirgesinde, kısa adı AYYÖŞ olan, “Avrupa Parlamentosu Yerel Yönetimler Özerklik Şartnamesi”ndeki Türkiye’nin çekince koyduğu maddeleri yürürlüğe sokmayı vadediyordu..
Biliyorsunuz, bu vaad HDP tarafından büyük bir sevinçle karşılanmıştı..
Aslında CHP’nin istediği şeylerin bununla sınırlı olmadığını da biliyorsunuz..
“Türkiye’yi eline geçirmek/sömürmek isteyenlerle, bir adım ileri gitmesini/gelişmesini istemeyenler” ne istiyorsa CHP-İP-SP aynı şeyi istiyor..
İstemekle kalmıyor, milletin gönünün içine bak baka “seçilirlerse” bunlar gerçekleştireceklerini vaat ediyor..
…
BAKIN KİM NE İSTER?
Gelin bugün de CHP-İP ve SP’nin vaatlerini “ironik” bir şekilde dile getiren Nebi Karataş’ın paylaşımlarına bir göz atalım..
Normal anlatımları anlamayanlar, belki bundan bir şeyler çıkarabilir diye düşünüyorum..
…
- “Boing firması CEO’su Dennis Muilenburg’u” TÜRKİYE’nin başına Cumhurbaşkanı seçseydik, ilk icraatı devlete ait uçakları satmak olurdu..
- “IMF”nin Başkanı Christine Lagarde’ı” TÜRKİYE’nin başına Cumhurbaşkanı seçseydik, ilk icraatı IMF’den borç almak olurdu..
- “Fransa'nın yeni Cumhurbaşkanı Emmanuel Marcon’u” TÜRKİYE’nin başına Cumhurbaşkanı seçseydik, ilk icraatı nükleer santralleri iptal ederdi..
- “ABD Başkanı Donald Trump’u” TÜRKİYE’nin başına Cumhurbaşkanı seçseydik, İlk icraatı Cumhurbaşkanlığı külliyesini yıkmak, ikinci icraatı da S 400 savunma sistemini iptal etmek olurdu..
- “NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg’i” TÜRKİYE’nin başına Cumhurbaşkanı seçseydik, ilk icraatı OHAL’i kaldırmak olurdu..
- “Beşar Eset’i” TÜRKİYE’nin başına Cumhurbaşkanı seçseydik, ilk icraatı Afrin ve El Bab’dan çekilmek olurdu..
- “Papa’yı” TÜRKİYE’nin başına Cumhurbaşkanı seçseydik, ilk icraatı TİKA’yı (Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı) kapatmak olurdu..
- “CNN ve BBC”nin CEO’sunu TÜRKİYE’nin başına Cumhurbaşkanı seçseydik, ilk icraatı TRT’yi satmak olurdu..
- “İsrail Başbakanı Netanyahu’yu” TÜRKİYE’nin başına Cumhurbaşkanı seçseydik, İlk icraatı Demirtaş’ı ve KHK ile tutuklu olanları serbest bırakmak olurdu..
- “Almanya Başbakanı Merkel’i” Türkiye’nin başına Cumhurbaşkanı seçseydik, ilk icraatı üçüncü havaalanını yıkmak olurdu..
- “İngiltere Kraliçesi Elizabeth’i” Türkiye’nin başına Cumhurbaşkanı seçseydik, ilk icraatı Kanal İstanbul projesini iptal etmek olurdu..
- “Terörist başı Apo’yu” TÜRKİYE’nin başına Cumhurbaşkanı seçseydik, ilk icraatı “çekinceleri” kaldırmak ve yerel yönetimlere özerklik vermek olurdu..
…
OYUNUZ KİME GİDECEK?
Nebi Karakaş, çok iyi dile getirmiş..
Evet, adını zikrettiği kişiler ve istekleri gerçekten de aşağı-yukarı bunlar..
Peki, bunları başka kim istiyor?
“Millet İttifakı” çatısı altında aynı söylemleri vaat eden CHP-İP-SP ve bunların Cumhurbaşkanı adayları istiyor..
Yani..
Bu ittifaka oy verdiğinizde; aslında Macron, Eset, Merkel, Trump, Papa, Kraliçe, Netanyahu, hatta APO’ya vermiş olacaksınız..
İyi izleyin; hiç “Türkiye ve Türk halkı için şu projelerimiz var” dediklerini duyabiliyor musunuz?
“Muhalefet adaylarından biri dahi seçilirse..
16 yıldır yapılanları yıkacak ve satacak, yapılacakları da yaptırmayacak, durduracak..
Bunu “akılcı” buluyor musunuz?
Bunun gerçekleşmesini gerçekten istiyor musunuz?
…
İyi düşünün..
Başka Türkiye yok..
…
DEMOKRASİYE İNANIN
Bu noktada Cemal Altan’ın şu çağrısına da kulak verin bence..
…
“Ülkemiz 19 gün sonra çok önemli bir karar verecek..
Yeni bir yönetim anlayışı ve yeni bir yönetim yapılanması için oy kullanacağız..
Geleceğimizi ilgilendiren bu seçimde kullanacağımız oylarımızın ne kadar değerli olduğunun bilinci ile daha seçici olmalıyız..
Birbirimizi kırma ve üzme yerine, fikirlerimizi anlatmalıyız..
Belki bizim gördüğümüzü onlar görmüyor veya onların gördüğünü biz göremiyoruzdur..
Demokrasiye inanmak zorundayız..”
…
Karar sizin..