Yazılarımı takip ettiğini ve benimle tanışmak istediğini söyleyen bir öğretmen okuyucum dün ziyaretime geldi..
Çalıştığı okulda bazı öğretmen arkadaşlarının da “benim yazılarımın iyi birer okuyucusu” olduğunu söyledi..
“Bizim düşündüklerimizi dile getiriyorsunuz, bu çok dikkatimizi çektiği için sizinle tanışmak istedik” dedi..
Ama, daha önemli bir şey daha söyledi;
“İyi Parti’li arkadaşlarımız da var, sadece Tayyip nefreti ile hareket ediyorlar.. Öyle ki; Menderes Türel’i çok başarılı bulmalarına rağmen, sırf Erdoğan’ın partisinden olduğu için oy vermeyeceklerini söylüyorlar..”
“Peki, Tayyip’i niye istemiyorlar, sordunuz mu” diye sordum..
“Evet sorduk, bir neden söylemiyorlar, ‘sadece gitsin istiyoruz’ diyorlar” dedi..
Ve şöyle devam etti:
“Tamam Tayyip gitti diyelim, yerine kim gelsin, kim yapabilir onun gibi diye soruyoruz, ‘aman canım gelir birisi’ diyorlar..”
…
AKILCILIKTAN UZAK
Fikri olmayanların “zikri” işte böyle akılcılıktan uzak, cahilce ve ezberci oluyor demek ki..
96 yıllık cumhuriyet tarihimizde, “ülkeye hizmet” anlamında son 16 yılda yapılanlar, 80 yılda yapılanların en az 10 katı..
Birkaç gün önce sadece başlıklar halinde neler yapıldığını yazdım..
Bütün bunları yapanların elleri-ayakları öpülmeli aslında..
Ama, gördüğünüz gibi, kendini “milliyetçi” sayanlar; “hiçbir hizmet yapılmasın, eskiden olduğu gibi IMF’nin emrinde, dışa bağımlı yaşayalım” diyenlerle ortak hareket ediyor, aynı söylemleri kullanıyor..
…
“Tayyip niye gitsin” diye soruyorsunuz, akılcı/gerçekçi bir neden gösteremiyorlar..
“Ülke açlık sefalet içinde” diyenler var..
Bunu diyenlerin yüzde 90’ı refah içinde; evi var en az bir-iki arabası var, istedikleri gibi yaşıyorlar..
“Hani bu ülke sefalet içindeydi, bunlar ne” diye soruyorsunuz, “canım ben kendim için söylemiyorum, ama açlık ve sefalet çekenler vardır elbet” diyor..
“Göster şu açlık ve sefalet çekenleri” diyorsunuz, dakikalarca düşünüyor, “gazetelerde okuyoruz işte” diyor..
Yani bildiği biri bile yok, ezbere konuşuyor..
Yokluk ve sefaleti bu ülke 80 küsür yıl boyunca çokça yaşadı..
Ama şimdi, ancak cımbızla arayıp bulabiliyorsun..
…
İşte Tayyip, ülkeyi nerelerden nerelere getirmiş, bunu görün/anlayın bari..
Ama, görmek istemiyorlar, “çekemezlikleri ve çıkarları” onları körleştiriyor maalesef..
…
İP-HDP AYNI KULVARDA
Dikkat ettiniz mi?
CHP ve HDP’liler ne diyorsa, “aynı ifadeleri” İyi Parti’liler de kullanıyor..
Bu neyi gösteriyor?
1- İyi Parti’lilerin “ülkücü gelenek”le hiçbir alakalarının olmadığını..
2- Tıpkı CHP ve HDP gibi, “sufle” alarak siyaset yaptıklarını..
3- CHP ile HDP’nin ittifaklarını kabullendiklerini..
4- HDP ile aynı kulvarda koşmaya razı olduklarını..
…
CHP ile HDP’nin “resmiyete dökülmemiş” ittifaklarını dün örnekleriyle anlatmıştım..
Ve “İyi Parti’li seçmen de kandırılıyor” başlıklı bu yazımda, “ülkücü tabandan gelen ve ‘HDP ile aynı çizgide bulunmak istemeyen’ İyi Parti’liler, bu kandırmacayı yutmaz diye düşünüyorum.. Yoksa yutarlar mı” demiştim..
Öğretmenimin anlattıkları gösteriyor ki; bazıları yutuyor..
Yani, HDP ile (dolayısıyla teröristlerin siyasi kanadıyla) aynı kulvarda koşmaktan hiçbir rahatsızlık duymuyor..
Peki, bu durumda İyi Parti’liler, “teröre ve teröriste karşı olduklarını” bir daha söyleyebilirler mi sizce?
…
ENDİŞELENİYORUM
Cumhuriyet tarihimizde Türkiye’ye çağ atlatan Recep Tayyip Erdoğan önderliğindeki “hizmetleri” görmeyenler yüzünden..
Antalya’ya tarihinin en önemli ve değerine değer katan/manzarasını bile değiştiren hizmetler yapan Menderes Türel’i, “evet çok iyi çalışıyor, ama oy vermeyeceğiz” diyenlerin akıl tutulması yüzünden..
Teröristlerin siyasi kanadı olduğu kanıtlanan HDP ile aynı kulvarda koşmak isteyen “ülkücüler(!) yüzünden..
“Türkiye’nin geleceği” için endişeye kapılmaktan kendimi alamıyorum..
…
Merak ediyorum;
“Millet İttifakı” diye biraraya gelenler, siz ne istediğinizin gerçekten farkında mısınız?