İktidardaki Ak Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan..
Türkiye’de ve dünyada nereye giderse gitsin, “sorulan her soruya” mutlaka cevap veriyor..
TV’de canlı yayınlara çıktığında da, öyle “o detaya girmek istemiyorum” türünden ifadeler kullanmıyor..
Asla, “devlet sırrıdır, parti sırrıdır söyleyemem” demiyor..
Her soruya “herkesin anlayabileceği bir şekilde” açıklık getiriyor..
…
Dönelim “anamuhalefet partisi”nin Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na..
TV’de katıldığı bir canlı yayındaki tavrına ve yöneltilen sorulara verdiği cevaplara bakın..
Dikkatle izleyin;
- Sarıgül oyları böler mi?
“O detaya girmek istemiyorum..”
- Bucak için yeni değerlendirme olur mu?
“O kadar detaya giremiyorum..”
- DSP ile ittifak yapacak mısınız?
“Arkadaşlar görüştü, fazla detaya girmek istemiyorum..”
...
Buyrun; şu anda Türkiye’nin kaderiyle oynayan iki siyasi partinin genel başkanının manzarası..
Biri vatandaşa her türlü bilgilendirmeyi yapıyor, “yalan” söyleme şansı hiç yok, şeffaf bir görüntü veriyor..
Diğeri vatandaşı bilgilendirmekten kaçınıyor, “çok sık yalan söylüyor” ve gizli olmayı/gizli ilişkiler kurmayı yeğliyor..
“Akılcı” bir insan hangisini tercih eder?
…
“KAFA”YA İYİ BAKIN
“Balık başından kokar”mış..
CHP’nin en tepesindeki adam, “ketum ve sürekli yalan söyleyen biri” olunca, onunla birlikte hareket edenler de “kokmaya başlar” elbet..
Alın size bir örnek..
…
Biliyorsunuz..
Türkiye, Ege ve Akdeniz'de petrol ve doğalgaz arama çalışmalarına tam gaz devam ediyor..
Niye ediyor?
Çünkü, “enerji” için milyarlarca dolar harcamak zorunda kalıyoruz..
Ve bizim dışımızda birileri zengin olurken, biz fakirleşiyoruz..
Eğer kendi petrol ve doğalgazımızı bulursak, bu paralar bizde kalacak..
Bu da, ülkeye ve ülke insanına daha çok “kamu hizmeti” yapılmasını sağlayacak..
İşte bu petrol ve doğalgaz arama çalışmaları için önemli yatırımlar ve hamleler yapıldı..
“Bölgede etkin olmak isteyen” başka ülke ve unsurlarla da rekabet halinde olan Türkiye'nin, bu çabası elbette çok önemli..
Ama..
İktidarı itibarsızlaştırmaya ve yaptığı her şeye engel olmaya çalışan CHP, petrol arama çalışmalarına da karşı çıktı..
CHP Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır ne diyor bakın;
“Akdeniz’de arama çalışması yapan bir geminin günlük maliyeti yaklaşık 50 bin dolar.. Bir sonuç alınamaması durumda, yaklaşık 2 milyar dolar Akdeniz’in derin sularına gömülecektir.. Arama çalışmaları derhal durdurulmalı..”
…
Şaşırdınız mı?
Dünyada petrol arayan bir tek Türkiye mi var?
Kim bu tür bir çalışmaya giriyorsa, başarılı bir sonuç almak için bedelini ödüyor..
Dış ticaret açığımız en önemli kalemi “enerji ve petrol” giderleri..
2 milyar dolar, bu giderin yanında “devede kulak” gibi kalır..
Ama, petrol ve doğalgaz bulunursa, onlarca-yüzlerce 2 milyar dolar Türkiye’nin cebinde kalacak..
…
Başarır dahil, CHP’liler bunu bilmiyor mu?
Çok iyi biliyor, ama amaçları başka..
“Türkiye’yi sömürenler” bu aramaya engel olmak istiyor, CHP de onların istediğini yapıyor..
“100 yıldır dışa bağımlı yaşatılan Türkiye” yine dışa bağımlı olarak kalsın isteniyor..
“Akılcı” bir insan bu kafayı tercih eder mi?
…
OKTAY’IN İSYANI
Son olarak..
CHP’den istifa ederek DSP Antalya Büyükşehir adayı olan Mustafa Reşat Oktay’ın sözlerine dikkatinizi çekmek istiyorum:
“Partiden istifa eden edene, hemen her gün ayrılmalar, kopmalar oluyor..
Bunların sorgulanması lazım..
Yıllarca bu partide belediye başkanlığı yapmış insanlar niye ayrılıyorsa, iyi bakmak lazım..
Benim isyanım, TESEV salonlarında aday belirleyen parti yönetimine..
Benim isyanım Balgat’taki genel merkezden değil, 3 kilometre ötedeki başka bir binadan partiyi dizayn eden yöneticilere..
CHP, maalesef artık halkın partisi değil..”
…
CHP halkın partisi değilse, kimin partisi?
“Akılcı” insan, bunları iyi değerlendirir..