Son günlerin “seçim” konulu başlıklarını özetleyelim..
- CHP Muratpaşa'da meclis 1. sıra adayı Önder Kurnaz gitti Erkan Çelik geldi..
- Enver Aputkan Ak Parti’den seçildi, BBP’den aday oldu..
- Canip Can CHP’lilere kızdı, Kepez adayı Mesut Kocagöz'ün seçim koordinasyon sorumluluğunu 'liste anlaşmazlığı' nedeniyle bıraktı..
- Ak Parti, Erdoğan ve Türel’e hakaretten ceza alan CHP’li Eren Kurt’u Kepez’den aday yaptı..
- CHP’de Muratpaşa Belediye Meclis üyesi aday listesinin değiştirilmesi krizi büyüyor..
- Genel merkezden gelen meclis üyesi aday listesini değiştiren Muratpaşa İlçe Başkanı Hasan Şahin, İl Başkanı Nail Kamacı tarafından görevden alındı..
- Önder Kurnaz’ın Muratpaşa meclis üyeliği listesine girmesi de çıkması da olay oldu..
-İlçe Seçim Kurulu, listedeki Gürcan Merthatun’un adaylığını iptal etti, sürecin başından beri olay isim olan Önder Kurnaz bir kez daha listeye dahil edildi...
Vesaire vesaire..
…
Dikkat ettiniz mi?
Bu haberlerin hepsi de “meclis üyeliği” için yapılan savaşları anlatıyor..
Ve detaya indiğinizde, kamuoyuna yansıyanlardan çok yansımayan gelişmelere şahit oluyorsunuz..
…
Çünkü 1..
- O görünmeyen taraftaki görüşme ve telefon trafiğini takip edemezsiniz..
- O görünmeyen tarafta yapılan “ayağından aşağıya çekme” olaylarının çokluğu başınızı döndürür..
- O görünmeyen tarafta üsttekilerle alttakilerin “duygusal” alışverişini görseniz, seçim sandığına bile gitmezsiniz..
- O görünmeyen taraftaki “her türlü” ilişkiler ağı örümcekleri bile kıskandıracak düzeyde seyreder..
Özetle..
- O görünmeyen taraftaki “pazarlıkları” bir görseniz iğrenir, değil oy vermek bir daha hiçbirinin yüzüne bile bakmazsınız..
…
Çünkü 2..
Görüşmeler, telefon trafiği, duygusal alışverişler ve pazarlıkların yüzde 99.9’u bu kente veya bu ülkeye “HİZMET” için değildir..
Bu yüzde 99.9’unun derdi “kaymak” yemektir..
Ve işte siz, parti tabanlarını “keklik” gören üst düzey yöneticilerin, çeşitli pazarlıklarla belirlediği bu adaylara gidip “tıpış tıpış” oy vereceksiniz..
…
“Ne yapalım, demokratik hakkımızı kullanmayalım mı” diye sorarsanız, “elbette kullanacaksınız, kullanın” derim..
Ama..
Şu “parti gömleğini” sırtınızdan çıkarmanız şart..
Bir “yerel seçim” yapılacak..
Bu seçimlerde partilerden çok “aday”lara bakacaksınız..
“Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz” misali, adayların geçmişte ne yaptığına ve ne yapmadığını iyi öğreneceksiniz..
Ve elinizi vicdanınıza koyup, “belediyeciliği en iyi bunlar verir” diyebilecek kadar emin olduktan sonra gidip oyunuzu ona vereceksiniz..
Yani; vicdanınızla cüzdanınız arasına sıkışmayacaksınız..
…
Bence, sandığa “tıpış tıpış” gitmeden önce kılı kırk yarmanız gerekiyor..
Bunu yapabilirseniz, Antalya hak ettiği hizmeti alacaktır..
Yoksa, Allah hepinize selamet versin..