Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu,..
“11. Büyükelçiler Konferansı”nda konuşmasının sonuna doğru, “Asya’nın farklılıklarını gözeten, ancak bölgeye bütüncül bakabilen yeni politikayı oluşturma zamanı gelmiştir.. 'Yeniden Asya' adını verdiğimiz açılımı bugün ilan ediyoruz'” dedi..
Sadece salondaki büyükelçiler değil, “Türkiye’yi avucuna alma hayali” ile yanıp tutuşan bütün ülkelerin yetkilileri bir anda buz kesti..
Çavuşoğlu, Ak Parti iktidarının dış politikasına yeni bir bakış açısı getirdiğine ilişkin bu konuşmasına şöyle devam etti:
“Yeniden Asya açılımı ile amacımız eksen değişikliği değildir..”
“Bu söz” karşı tarafları biraz rahatlatsa da, ardından gelen “tokat” gibi sözlerle yine sarsıldılar..
Çavuşoğlu dedi ki;
“Batılı dostlarımız gelecek, yine sitem edecek..
Onlara şunu söylüyorum;
Siz gidince eksen kayması olmuyor da Türkiye gidince neden oluyor?
Esasen Asya ve Avrupa’yı birleştiren Türkiye, eksenin kendisidir..
Malum, batılı dostlarımız her konuyu sorgulamayı ve ders vermeyi çok seviyor..
Ama, bizden de gereken cevabı alıyorlar..”
…
EKSEN KAYMASI
Biliyorum..
Hem Türkiye, hem de dünya açısından son derece önemli olan “Çavuşoğlu’nun bu beyanı” çok- tartışılacak..
Hatta, “yeni yaptırım” tehditleri bile gelecek..
Ama, bu iktidarla “haklı olduğumuz” konularda geri adım atacağımız pek sanmıyorum..
…
Peki; şu “eksen kayması” ile “Yeniden Asya” açılımı nedir, anlamaya çalışalım..
Eksen kayması;
1- Dış politikada öncelik sıralamamızın değişmesi..
2- Stratejik hedeflerimizin yeniden belirlenmesi..
3- Politikamızı belirlerken temel referans olarak aldığımız ülke ve ülke gruplarının yenilenmesi..
Anlamına geliyor..
…
Bunları açmaya gerek var mı?
Bugüne kadar ekonomide, siyasette kimlerle dans ettiğimizi ve bu dansın bize nelere malolduğunu yaşadık, gördük ve hala görüyoruz..
Ne zaman kafamızı kaldırmaya kalksak, ne zaman “kendimiz” olmaya çalışsak kafamıza vurdular..
İçimizdeki hainleri de kullanarak bu ülkenin kanını emdiler hep..
Ve “eksenlerinden” çıkmamıza asla izin vermediler..
Bugün de “aynı tavırları” sürüyor..
“Kendi kendine yeten bir ülke” olma yolunda hızla ilerleyen Türkiye’nin, yolunu kesebilmek için yapmadıklarını bırakmıyorlar..
Bunların hepsini biliyorsunuz..
Bu şartlarda Türkiye’nin “bağımsız” olma şansı asla yok..
…
‘YENİDEN ASYA’
İşte bu nedenle “yeni açılımlar”a yelken açmamız gerekiyordu..
Nitekim, 2010 yılından sonra ekonomik ve siyasi tercihlerimizi değiştirmeye başladık..
Başımıza ne işler açtılar, hatırlayın..
Gezi olayları, 17-25 Aralık operasyonu, 15 Temmuz darbe girişimi, ekonomik yaptırımlar, milleti kutuplaştırmalar..
Ve belli ki, bu tür tutumlarını hiç değiştirmeyecekler..
Ama, Türkiye’nin “kendisi olmaya” ihtiyacı var..
İşte bu nedenle..
1- Dış politikamızda öncelik sıralamamızın değişmesi gerekiyordu..
2- Stratejik hedeflerimizin yeniden belirlenmesi gerekiyordu..
3- Politikamızı belirlerken temel referans olarak aldığımız ülke ve ülke gruplarının da yenilenmesi gerekiyordu..
Yani;
Bizimle “eşit şartlarda” masaya oturup konuşabilecek, anlaşabilecek, tarafların ortak çıkarları gözetilecek bir ortam gerekiyordu..
Batı bunu bize asla yapmadı, yapmaya da hiç niyetli değil..
Ama, başta Rusya olmak üzere Çin, İran ve bazı Türki ve Arap devletlerle “ortak ve eşit çıkar” konularında mutabakat sağlanabiliyor..
Öyleyse..
Binlerce yıldır başta tıp ve matematik olmak üzere, akla gelen bütün bilimsel buluşlara imza atan..
Ve bugün de teknolojinin en çok geliştiği ülkelerin mekanı olan..
Asya’ya yüzümüzü yeniden neden dönmeyelim?
…
DESTEKLENMELİ
Konu uzun, yerim dar..
Özetle..
Geçtiğimiz gün sözünü ettiğim BOR ve TORYUM gibi, “geleceğin enerji kaynakları”nın çoğunu elinde bulunduran Türkiye’nin attığı bu adım, Çavuşoğlu’nun bunu dünyaya ilan etmesi, Türkiye için bir milattır..
Adına bence “eksen kayması” da diyebilirsiniz..
Ülkemiz açısından “çok hayırlı” olacak bir adımdır, açılımdır..
Zor olacak belki, ama haklıyız..
Ve bu haklı davamız ülkeyi seven herkes tarafından desteklenmelidir..