Sabetay Sevi’nin torunu Ilgaz Zorlu’nun, mahkeme kayıtlarına geçmiş itiraflarından bir bölüm aktaracağım bugün..
(Sabatay Sevi, 17. yüzyılda Osmanlı topraklarında, İzmir Agora'da doğdu. 22 yaşında Mesihlik iddiasında bulunan Yahudi bir din adamı ve tarikat lideri..)
Bunları iyi okuyun..
Ve önce kendiniz anlayın sonra da, “siz de bunları çocuklarınıza torunlarınıza anlatın” diyerek çocuklarınıza-torunlarınıza anlatın..
Çünkü; ülkemizin geleceği, olan-biteni “iyi anlamamıza” bağlı..
…
ŞU SORULARA DİKKAT
- 28 Şubat postmodern darbecilerin, “1000 yıl sürecek” dedikleri mücadeleleri devam ediyor mu?
- CHP “kurumsal” olarak bu mücadelenin içinde yer alıyor mu?
- Recep Tayyip Erdoğan nasıl bir Türkiye devraldı?
- 1000 yıllık bir yapılanmanın, “1000 yıl süreceğini ilan ettikleri mücadele”nin neresindeyiz?
- Türkiye'yi demokratik seçimle iş başına gelen hükümetler mi yönetti?
- Yoksa bir avuç azgın azınlığın kurduğu bürokratik oligarşi mi var?
- O bürokratik oligarşinin bugün ülke yönetimindeki rolü nedir?
…
Sorular sorular, bitmek bilmeyen sorular..
Ama, bu sorulara öyle uzun cevaplar vermeye hiç gerek yok..
Kurumlara, birkaç olaya ve birkaç isme bir de büyük resme baktığınızda, hemen her şey apaçık ortaya çıkıveriyor..
İşte “Ilgaz Zorlu’nun mahkeme kayıtlarına geçmiş itirafları”ndan bir bölüm..
…
ORDU YAPILANMASI
“28 Şubat’ın mimarı olan ve ‘laiklik ve Atatürkçülük’ konusunu şaşırtıcı üsluplarda dile getiren Çevik Bir, Doğu Aktulga, Doğu Silahçıoğlu ve Yalçın Işımer (GATA'nin açılışında “ananızı belleyeceğiz” diyen paşa) Yahudi asıllıdır..
Yalçın Paşa ayni zamanda ‘mason’dur..
Ordu, cemaatin (Sabetayistlerin) Dışişleri kadar olmasa da, oldukça güçlü olduğu bir kurumdur..
Çeşitli dönemlerde Genelkurmay Başkanı’na kadar her düzeyde paşalarımız oldu..
Halen de Kara Kuvvetleri Komutanı Aytaç Yalman (şu anda emekli) cemaatimiz mensubu olup, her seviyede bir çok General ve Kurmay Subaylarımız bulunuyor..
Terfilerde ve atamalarda cemaat mensupları (Sabetayistler) gözetilir..
(FETÖ yapılanması ile aynı işleve haiz)
Harp okulları ve sınıf okullarına mutlaka yeterli sayıda öğretmen gönderilmesine dikkat gösterilir..
ASAL'da (Asker Alma Dairesi Başkanlığı) her zaman birileri bulundurulur..
Eğer aynı yüksek gelir düzeyine sahip aileler arasında bir araştırma yapılırsa, Sabetaycı olanların Müslüman Türklere göre çok daha rahat yerlerde askerlik yaptıkları görülecektir..
…
Bir diğer nokta askeri alımlardır..
Ordunun alım yaptığı ekipman ve silah tüccarı/aracıların önemli bir bölümü Sabetaycı ya da Sabetaycı bağlaşığıdır..
Ordu içindeki Sabetaycı yapılanmanın gücüne örnek olarak şu isimleri verebilirim:
1- OYAK (Ordu Yardımlaşma Kurumu) şirketi olan Renault MAIS'in son üç genel müdürü Ateş Ünal Erzen, Onur Baytok ve İbrahim Aybar..
2- Aselsan'ın Genel Müdürü Necip Kemal Berkman..
OYAK grubu; Sabetaycıların yoğunlukta olduğu ve terfilerin çoğunlukla cemaat içinden gerçekleştiği bir gruptur..”
…
SİYASETÇİ VE SANATÇI
Bu itirafları dikkatli okuyorsunuz değil mi?
Şimdi de Ilgaz Zorlu’nun “SİYASET”le ilgili itiraflarına göz atalım..
…
“Tansu Çiller ve eşi Özer Uçuran Sebataycidir..
Rahşan (Raşel) Ecevit; her iktidar döneminde ve özellikle 1974'te cemaatin devlet içinde güçlenmesini sağlamış çok önemli bir isimdir..
Erdal İnönü’nün eşi Sevinç İnönü, Sohtorik'lerden..
DTP'nin başına geçirilen Mehmet Ali Bayar, İsmail (Samuel) Cem İpekçi.. (Dedelerinden biri hahamdır..)
Kemal Derviş, Şükrü Sina Gürel, Bülent Tanla, Sefa Sirmen, Hüsamettin Özkan’ın dünürü Erdoğan Alkin, Cem Uzan..”
…
Yani; siyasetten spora sanattan edebiyata..
Aklınıza gelen-gelmeyen her kim varsa, -neredeyse tamamı- kripto Yahudi ya da Ermeni..
Ve itiraflardan da görüleceği gibi..
Türkiye’yi genellikle Türkler yönetmemiş..
En etkili kurumların kritik yerlerinde, en etkili alanlarda Sabetayistlerin yer alması sağlanmış..
60’lı yıllardan itibaren de FETÖ yapılanması devreye sokularak, Türkiye’de bir “bürokratik oligarşi” kurulmuş..
Hatırlayın; bu ülkenin Başbakanları, Cumhurbaşkanları hep “bürokrasi”ye söz geçirememekten yakındı hep..
Çünkü, bürokrasi emirleri CIA, MI6, MOSSAD gibi gizli servisleri yönetenlerden alıyordu..
…
VE “TAYYİP NEFRETİ”
İşte şimdi bir Recep Tayyip Erdoğan çıktı, bu yapılanmaya çomak soktu..
Ötesini biliyorsunuz..
İçimizdeki hainleri de kullanarak yaratılan bir “Tayyip nefreti” boşuna değil..
Mahkeme kayıtlarına geçmiş yukarıdaki itiraflar ışığında, “Tayyip gitsin de isterse Türkiye batsın” diyenlere iyi bakın..
“Millet İttifakı”nı oluşturanları iyi izleyin..
Sonrası size kalmış..