Hangi olay olursa olsun..
Sadece “gördüğünüze-duyduğunuza inanır” ve sadece bunun üzerinden bir olayı (hatta kişiyi) değerlendirmeye kalkarsanız, “yanlışların en büyüğünü” yaparsınız..
Biz eğer “düşünebilen, muhakeme edebilen bir canlı varlık” isek, her şeye mutlaka bir “NEDEN” sorusu sormak zorundayız..
“Neden” dedikten sonra karşımıza ne çıkarsa çıksın, “NEDEN” diye sormaya devam etmeliyiz..
Taa ki, “gerçeğe” ulaşıncaya kadar..
…
HAYDİ SORALIM
Bu girişi, “Ekrem İmamoğlu’nun geç verilen mazbatası” üzerinden bir kaşık suda fırtına koparanların, “bunu niye yaptıklarını” düşünebilmeniz için yaptım..
Adam nihayetinde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı oldu..
Ama, Antalya dahil birçok il ve ilçede neredeyse “bayram” yaşandı..
Hatta sosyal medyada; “garip ama” diye başlayıp, “Akepe'nin 17. yılında.. 17 gün gecikmeyle.. 17 Nisan'da.. 17.17'de mazbata alındı.. 17+17=34 İstanbul’un plakası” gibi paylaşımlarla olayı kutsallaştırmaya bile çalışanlar oldu..
Başta Yunan medyası olmak üzere, Batı ülkelerinin çoğu İmamoğlu için “sevinç çığlıkları” attı..
…
Şimdi, bütün bunlara bir “NEDEN” sorusu gerekmiyor mu?
Örneğin;
- Mazbata NEDEN geç verildi?
- İmamoğlu, yerel seçimlerde tüm usulsüzlük ve şaibe göstergelerine rağmen NEDEN “seçimi kazandım” algısı yaptı?
- Halkın oylarının hakkını aramak için yapılan itirazlar NEDEN başka yönlere çekilmeye ve bir “Ak Parti çekemezliği” algısı yaratılmaya çalışıldı?
- İl ve İlçe Seçim kurulları itirazları değerlendirirken NEDEN değişik kararlar verildi?
- Her konuda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, başta İstanbul olmak üzere birçok ildeki oy sayımlarında ortaya çıkan usulsüzlükler konusunda NEDEN sessiz kalıyor?
- Her ağızlarını açışta “adalet” isteyen, hatta bu konuda “yürüyen” CHP’liler, seçimdeki usulsüzlükleri NEDEN görmek istemiyor?
- Oyların yeniden sayılması Millet İttifakı’nı NEDEN çok rahatsız etti?
- Mazbatanın verilip-verilmeyeceği bile belli değilken, Yunan ve İngiliz medyası İmamoğlu için NEDEN “Pontus kökenli bir Rum - İstanbul'u fetheden Yunan” dedi?
- ABD bile ülkemizdeki bir yerel seçime NEDEN müdahil oldu?
…
İMAMOĞLU BAHANE
Ülkemizle ilgili gelişmeler konusunda sorulacak çok fazla NEDEN sorusu var..
NEDEN sorularının “doğru cevapları”na ulaşmak istiyorsanız, BÜYÜK RESME iyi bakın..
Yine “tekrar” olacak..
Ama Gezi’de nasıl ki “ağaç” bahane ise, şimdi de “İmamoğlu” bahane..
Gördükleriniz ve duyduklarınızın arkasına bakmaya çalışın..
“15 Temmuz” gibi kanlı bir darbe girişiminin üzerini, “adalet” gibi maneviyatı yüksek bir kavramı kullanarak “ince bir yalan tabakasıyla kapatanlar” için, İstanbul seçimlerinde çalınan oyların üstünü kapatmak çocuk oyuncağı..
Çünkü; halkımızı artık çözmüşler, istedikleri gibi yönlendiriyorlar..
Ve –maalesef- halkımız “NEDEN” sorularını peşpeşe sormadığı için oltaya hemen takılıyor..
…
Oyun büyük..
İl Seçim Kurulu Ekrem İmamoğlu’na mazbatayı verdi, ama son kararı Yüksek Seçim Kurulu verecek..
Mazbatayı geri alabilir, seçimlerin yenilenmesini isteyebilir..
Hatta, İmamoğlu aday bile olamayabilir..
“Mazbatayı verdirenler” bunu bilmiyor mu?
Elbette biliyor..
Amaçları, “İmamoğlu’nun hakettiği mazbatayı bu hükümet elinden aldı” algısı ile kaos yaratarak, “Suriye, Libya, Mısır’da olduğu gibi” milleti birbiriyle çatıştırmak..
Tek hedefleri var; “Recep Tayyip Erdoğan’ı bu çatışmaların suçlusu olarak gösterip milletin ona olan güvenini zayıflatarak ekarte etmek”..
Çünkü; Türkiye’yi kontrol etmelerinin, eskiden olduğu gibi sömürge haline getirebilmelerinin önündeki tek engel, Erdoğan..
…
İngiliz ve Yunan medyalarının yazdıkları, ABD’nin “seçimleri böyle kabul edin, uzatmayın” demeleri, HDP Eşbaşkanı’nın “vaadedilmiş toprakları” kastederek konuşması..
Mazbata verilir verilmez sokaklarda “alkollü içecekler”le kutlama yapmak, Terörist başının fotoğraflarının ve PKK bayraklarının asılması, gruplar kurularak kadınların memelerinin üzerine “Erdoğan gitsin” türünden yazılar yazılıp sosyal medyada paylaşılması..
Bakın devreye kimler nasıl giriyor, kimler devreye nasıl sokuluyor..
…
HERKES KIRILIR
Özetle..
Türk örf ve adetlerine ters gelen ne varsa yapılması, taraflar yaratılarak “hasım”laştırılması, halkın sinir uçlarıyla oynanarak sürekli tahrik edilmesi..
Hala size bir şey anlatmıyor mu?
Lütfen, hemen peşpeşe “NEDEN” diye sormaya başlayın..
Düşünün; bir taraf kırılırsa, öbür taraf sağlam kalır mı sizce?
Kurulan tuzakları görün artık..
Çünkü, başka Türkiye yok..