Yaz mevsiminin gelmesi ile plajlara giriş ücretleri gündem oldu. Plajlardan yararlanmak isteyenlerin cepleri hayli zorlanacak.
Tüketicinin plaja ulaşmasının önünde fiyat bariyeri oluşmuş durumda. Plaj ücretlerinde büyük artış yaşanıyor.
Türkiye’de bir plaja girmenin maliyeti, inanılır gibi değil! Medya ve Sosyal ağlardaki plaj fiyatları şöyle:
-Yaya 50 ₺
-Motor 100 ₺
-Otomobil 300 ₺
-Büyük araç 400 ₺
-Minibüs 600 ₺
-Küçük otobüs 1000 ₺
-Büyük otobüs 1500 ₺
İstanbul Sarıyer'de yer alan işletmelerde kişi başı giriş ücretleri 250 lira ile 750 lira arasında, Şile'de kişi başı giriş ücretlerinin 200 lira ile 800 lira, Florya'da ise 500 lira.
Sedef Adası'nda bulunan bir tesis ise kişi başı 1000 liralık giriş ücretiyle dikkat çekti. Adalarda 4 kişilik bir ailenin yalnızca denize girebilmek için ödeyeceği ortalama ücret 2 bin lira ile 3 bin 200 lira aralığını buldu.
Peki plaj ücretleri yasal mı?
Kimi işletmeler, plajı kullanmak isteyenlerden giriş ücreti alıyor. Plajlara giriş ücreti alınmayan ama şezlongdan, duşa çeşitli hizmetler için ücret alan yerler de var. Bir başka sorun da kimi otellerin bulundukları yerdeki sahilleri kendi müşterilerine kullandırtması, halka engel olmaları. Hemen belirtmek gerekirse Plaja giriş için ücret alınması, şezlong gibi hizmetlerin baskı ile satılması yani giriş için şezlong kiralanmasını şart koşmaları kanunlara aykırıdır.
Kıyılar halkındır. Plaja giriş için ücret alınması, bazı hizmetlerin alınmasının zorunlu tutulması ya da plaja girişin engellenmesi hem Anayasa'ya hem de Kıyı Kanununa açıkça aykırıdır.
Burada yasal olan tek şey işletmelerin şezlong, şemsiye ve duş gibi hizmetlerden para alması ancak bunun da plaja giriş için baskı oluşturulmaması, dayatılmaması yani tüketicinin rızasıyla kullanmak isterse ödeyeceği ücret olmak kaydıyla mümkün. Ayrıca bu ücretlendirmenin de makul fiyatlar olmasında fayda var.
Şunu da unutmamak lazım. Bu yerler işletmelerin malı değil. İşletmeler belediyeden buraları kiralamakta ve belli hizmetleri vermesi için plajlar onlara tahsis edilmektedir. Yoksa vatandaşın plajına el koysun, engellesin, istediği gibi para alsın, mafya gibi davransın diye değil. Aynı şekilde oteller, tatil köyleri, restoran gibi işletmeler plajı kendilerinin gibi kullanamaz ve sadece kendi müşterilerine tahsis edemezler. Halkın sahile, plaja ulaşmasını engelleyici engeller koyamazlar.
Herhangi bir engelle karşılaşan ya da plaja girmek için ücret ödeyen tüketici ilgili işletmeyi belediyeyi şikâyet edebilir ve ödediği paranın ticari faiziyle iadesi için tüketici hakem heyetine başvuru yapabilir.
Kıyı Kanunda değişiklik yapılmasına ilişkin Yönetmeliğin tanımları düzenleyen 4 maddesine göre; “Sahil şeridinde yapılacak yapılar kıyı kenar çizgisine en fazla 50 metre yaklaşabilir. Yapı yaklaşma mesafesi içerisinde kalan alanlar uygulama imar planı ile gezinti alanları, dinlenme ve bu Yönetmelikte tanımlanan rekreaktif alanlar ve yaya yolları olarak düzenlenebilir” denilerek işletmelere ait yapıların kıyı kenar çizgisinden en az 50 metre uzakta olmasını düzenlemiştir.